İzmir’in kara fırını

Saint Joseph Lisesi’nin arkasındaki tek katlı Rum evinin‘kara fırın’ı sabah 5’te yakılıyor. Geleneksel lezzetle buluşmak isteyenlerin kuyruğu ise hiç bitmiyor. Mekanın öncüsü ise 86 yaşındaki Zeynel Ergin


  • Oluşturulma Tarihi : 06.02.2019 07:42
  • Güncelleme Tarihi : 06.02.2019 07:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’in kara fırını haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
İzmir denilince akla gelen ilk sembollerden biri olan gevrek, Alsancak Gevrek Fırını’nda 1880’li yıllardan beri aynı lezzetle satışa sunuluyor. Alsancak’ın ilk gevrek fırını olma özelliğini taşıyan mekan, yaklaşık 80 yıl Rum bir aile tarafından işletilir. Ardından da fırının bugünkü sahibi olan Zeynel Ergin, 1962 yılında mekanı devralır. Saint Joseph Lisesi’nin arkasında yer alan tek katlı Rum Evi, bu geleneksel lezzeti, ‘Kara fırınında’ pişirerek İzmirlilere sunar. Yapının üzerindeki asma yapraklarıyla dış görüntüsüne ayrı bir renk katan fırın, yıllardır sabah 5’ten itibaren ‘gevrek’ yemeden güne başlayamayanlar için hummalı bir çalışma başlatır. İstanbullular ile İzmirliler arasındaki ‘simit’ ve ‘gevrek’ anlaşmazlığının ‘başrol oyuncusunu’ hazırlamak için önce hamur yoğrulur ardından da kara fırın yakılarak pişirilmeye hazır hale getirilir. Son yıllarda zeytinlisinden, kaşarlısına, sosislisinden, çikolatalısına kadar birbirinden farklı gevrekler yapılsa da, Alsancak Gevrek Fırını’nda bu özel lezzet ‘geleneksel’ haliyle hazırlanır. İstanbul simidi modasına uyup İzmir gevreğinin boyutunu biraz küçültenlere inat, Alsancak Gevrek Fırını, kentin sembol yiyeceğini yıllar önceki haliyle satışa sunar. Kara fırının hemen yan tarafından bulunan Levanten evlerinde yaşamaya devam eden 86 yaşındaki Zeynel Ergin, eşiyle birlikte pencereden bizleri selamlıyor. Geçmişin ve mesleğin verdiği yorgunluktan dolayı konuşamayan Zeynel Ergin’in yerine en büyük oğlu Özer Ergin söz alıyor. İki kardeşiyle birlikte (Öner ve Ömer Ergin) babadan oğula bırakılan mesleği sürdürdüklerini söyleyen Ergin, Alsancak’ta doğduklarını ve burada yaşamaktan keyif aldıklarını belirtti. 



“YOK OLMASINDAN ENDİŞELİYİZ”
“Alsancak Mahallesi, 1466 Sokak’ta bulunan fırının tarihi 1800’lü yıllara dayanıyor” diyen Ergin, şöyle ekliyor: “Kara fırın, çok eski yıllardan beri İzmir’in gevrek tutkusuna hizmet ediyor. Eski diyoruz ama yakın geçmişten bahsetmiyoruz, yolculuk 1880’lerde başlıyor. 80 yıl boyunca fırın, Rum bir aile tarafından işletiliyor. Yıllar sonra 1962’de burayı devralan babam Zeynel Ergin ise o günden bugüne mütevazı bir şekilde bu geleneği sürdürmeye devam ediyor. Bildiğim kadarıyla da İzmir’de kara fırın işleten bir biz varız.” Ergin kardeşler olarak bu işin içerisinde yoğrulduklarını aktaran Özer Ergin, “Küçüklüğümüzden beri fırında çalışıyoruz. Hem okuduk hem çalıştık ve baba mesleğini sürdürdük, bugünlere kadar getirdik. Ancak bizim çocuklarımız buraya adapte olur mu bilemiyorum. Bir şekilde yürütülür ancak ondan sonraki nesillere nasıl aktarılır bilemiyoruz. Zamanla yok olup gitmesinden endişeliyiz” dedi. 



“İNSANLIĞIYLA KAZANDI”
1 Nisan 2018’de ise kara fırının tam karşısına müşterilerin ayakta kalmayıp oturması için Ergin ailesine ait ikinci bir dükkan daha açılıyor. Her ne kadar fırının sadık müşterileri tarafından tepki görse de sonradan beğeniliyor. İkinci dükkanın üst katına kurulan kitaplık ise kitapseverlerin ilgisini çekiyor. “Bizleri terk etmeyen çok sadık müşterilerimiz var” diyen Özer Ergin, son olarak şunları söyledi: “Babam bunu kendi insanlığıyla kazandı. Tabi o zamanlar sosyal medya yoktu, babam işine olan özeni, esnaflığı, hayattaki duruşu sayesinde insanların güvenini kazandı ve kendi çapında Alsancak’ta bir marka yarattı. Babam özverili hayatını buraya adadı. Bizleri yetiştirdi, bir değer yaratmaya çalıştı. Ömrünü bu fırında geçirdi. Ona müteşekkiriz.”