“İzmir’in Kızları” ne anlatıyor?

“İzmir’in Kızları” ne anlatıyor?

Youtuber yazar Nil Deniz Demirel, ‘İzmir’in Kızları’ isimli hesabıyla sosyal medyaya hızlı bir giriş yaptı. Demirel, videolarında kadını, sosyal hayatın getirdiklerini ve yaşamsal paradoksları mizahi bir bakış açısıyla birlikte yorumluyor. Bunu yaparken İzmir’i özgüven ve kültür timsali kızlarıyla medeni bir argüman olarak öne sürüyor. 


  • Oluşturulma Tarihi : 26.10.2019 08:18
  • Güncelleme Tarihi : 26.10.2019 08:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“İzmir’in Kızları” ne anlatıyor?

BURCU YANAR - ÖZEL HABER
“İzmir’in Kızları.” İzmir’e gelen, burada yaşayan, yolu düşen ya da herkesin dilindeki “İzmir’in Kızları”. Güzellikleriyle, kültürleriyle ve kendilerine olan özgüvenleriyle tüm bakışları üzerlerine toplarlar. Hatta Sezen Aksu “İzmir’in kızları”, bir elinde de cımbızları dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları... Çıktılar mıydı ipek çoraplarla kordon boyuna savaşta da aşkta da esaslıdır kadın duruşları” diyerek özel bir şarkı bile yapmıştır. İşte şarkılara konu olan “İzmir’in Kızları” şimdi de bir Youtube hesabı olarak karşımıza çıkıyor.
“İYİ GELECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM”
İzmirli Yazar ve Youtuber Nil Deniz Demirel, bu projenin nasıl ortaya çıktığını ve ortaya koyduğu farklılıkları anlatarak hepimize yeni bir kapı aralıyor. Yaklaşık 7 senedir Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü’nde çalıştığını belirten Demirel, “Yazmayı ve bu alanda üretimde bulunmayı çocukluğumdan beri seviyorum. Şimdiye kadar her zaman kendim ve çevremdeki dostlarım için yazdım. Bir ara yaşadığım ve çevremde gördüğüm olaylar bana kendimce büyük ve önemli bir ilham kaynağı oldu ve bir senaryo yazmaya başladım. Amacım bu kez yazdıklarımla insanların hayatına tatlı ve eğlenceli bir şekilde dokunmaktı. Bu motivasyonla yazmaya başladığım, bir film senaryosuydu. Ancak gerek barındırdığı karakterlerle gerekse olayların akışıyla bu senaryonun harika bir dizi olacağına karar verdim ve dizileştirdim. Sonra toplumsal ilgiyi ve tepkiyi merak edip ilk önce bir YouTube kanalı ile kendimi, mizahımı ve dizinin karakterlerini insanlara göstermek istedim. Platform olarak bir televizyon kanalını değil de YouTube’u seçmemin sebebi ise kendimi daha bağımsız hissedebiliyor olmam.” dedi. Demirel neden böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunu ise şöyle anlattı: “Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Hayatın zorluklarına direnmenin en iyi yolu mizah tarafını öne çıkarmaktır. Çünkü gülmek insanlara güç verir. Olaylara pozitif bakmak engelleri daha kolay geçmemizi sağlıyor. Bu yüzden hem insanları hem de kendimi gülümseten bir şeyler üretmenin iyi geleceğini düşündüm. Youtube bence bunun için çok güzel bir platform. Çok sıkıntılı olduğunuz bir anda sizi keyiflendiren bir video görmek bir an için bile olsa aklınızı temizlemenizi ve o problemden bir süre de olsa uzaklaşmanızı ve başka bir bakış açısını belki fark ederek daha da güçlenmenizi sağlayabilir. Buna benim katkımın olması bana mutluluk veriyor.”
“DAHA FAZLA KADIN MİZAHÇI OLMALI”
“İlk etapta sadece gülümseten hikayeler anlatmakla başlasam da durum başka yerlere doğru biraz evrildi. Videolarımda oyunculuk yönümü de keşfettiğimi ve özgür bırakabildiğimi fark ettim. Sadece kendim ve küçük bir arkadaş çevresi için yazarken, bir sürü insanın izleyebileceği bir ekrana çıkıp konuşmak, anlatmak, kendi sınırlarımı keşfedebilmemi de sağladı” diyen Demirel “Şu an için çok mutluyum çünkü izleyenlerin geri dönüşleri çok olumlu yönde. ‘İzmir’in Kızları’ ismine gelecek olursak ben İzmirli bir kadın olarak üzerimde toplumsal bir sorumluluk hissediyorum. Bu yüzden de en temelde kadınlar üzerine yoğunlaşmak hoşuma gidiyor. Çünkü İzmir, Türkiye’nin birçok bölgesine göre kadınların sesini duyurabilmesi, bir şeyler üretebilmesi ve ön plana çıkabilmesi adına kültürel altyapısı daha sağlam bir şehir. Bu bizi kadınlar olarak biraz daha güçlü kılabiliyor. Aslında hissettiğim sorumluluk da tam olarak bunun üzerine. Türkiye’de kadın mizahçı, kadın siyasetçi, kadın yönetmen kısacası her alanda kadın üretimi artmalı. Türkiye’nin her alanda daha fazla kadın bakış açısına ihtiyacı var. Özellikle de bir ülkenin ürettiği mizah, o ülkenin yapısını anlatabilmek adına çok önemli. Mizah üreten ve kültürel katkı sağlayan daha fazla kadın olmalı. Kadın bakış açısıyla toplum daha üretken kılınmalı diye düşünüyorum. Bir kadının herhangi bir alanda üretimde bulunma imkanı varsa, o kadın asla geri durmamalı ve imkanlarının el verdiğince bunu yapmalı. İzmir gibi kadının fikrine, ruhuna böylesine saygı duyulan bir şehirde benim bunu yapma imkanım var ve bu bana sorumluluk hissettiriyor” ifadelerine yer verdi.
 Videolarında farklılık olarak anlattığı her konunun başına o başlık ile ilgili kısa filmler koymayı düşündüğünü ve bunun için de çalışmalarına çoktan başladıklarını dile getiren Demirel “Bunun ilki birkaç gün sonra Youtube hesabımda yayımlanacak. Benim Türkiye’de kadın mizahçı olarak en beğendiğim isim birçok kişinin de aklına gelen Gülse Birsel. Kendisine çok büyük bir saygı duyuyorum. Kötü söylemlere asla bulaşmadan kendi tarzında hepimizi güldürmeyi çok güzel bir şekilde başarıyor. Ayrıca sosyal mesajlarını da bu sayede daha kalıcı olarak ulaştırabiliyor” diye konuştu.
“İZMİR’DE POTANSİYEL VAR”
Demirel, “İlk videodan sonra beni destekleyenler giderek artmaya başladı. Şu anda bu projeye destek veren ve fikirler üreten güzel bir ekip oluştu. Bizler çektiğimiz videolarda İzmir’in modern ve gelişmiş kültürel altyapısını göstererek kadın mizahını geliştirmek için çabalıyoruz. Kaliteli ve iyi bir şeyler çıkması için de çok fazla acele etmiyoruz. “İzmir’in Kızları” doygunluğa ulaşana kadar çalışmaya devam edeceğiz. Sonrasında projemiz evrilecek ve belki de projeyi bir dizi olarak görmeye başlamamız da sürpriz olmayacaktır. “İzmir’in Kızları” hayatın her yönüne parmak basan, sadece güzellikleriyle değil özgüvenleri, kabiliyetleri, kültürleri, eğitimleri ve modern dünyaya kattıkları yorumları ile çok konuşulan “İzmir’in Kızları”nın bakış açılarını en genelden özele biraz göstermek istiyorum. Son olarak bir de aslında İzmir’de büyük bir potansiyel var. Bizler İzmir’den daha güzel işler çıksın istiyoruz. Diziler, filmler çekilsin bu sektöre değer sunacak yetenekli insanlar İstanbul’a gitmek zorunda kalmasın. Birçok kişinin mecburen İstanbul’a gitmek zorunda kaldığını hepimiz biliyoruz, bu konuya duyarlı tüm İzmirlilerin temennisinin bu yönde olduğunu biliyoruz” diyerek sohbetimizi tamamladık. Kendisine ve “İzmir’in Kızları”na bu süreçte başarılar diliyoruz. Kızlarımızı takip ediyoruz.