İzmir’in sebilleri sefil oldu: ‘Her devirde seyyar!’

İzmir’in çeşme mimarisindeki en güzel sebillerinden biri olan Dönertaş Sebili, her devirde seyyar satıcılara yardım ve yataklık etmeye devam ediyor… 19. yüzyıl başlarında yapılan tarihi sebil, pazarcıların elinde sefil oldu!


  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2022 07:11
  • Güncelleme Tarihi : 11.05.2022 07:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’in sebilleri sefil oldu:  ‘Her devirde seyyar!’

SULTAN GÜMÜŞ KAYA - ÖZEL HABER

İzmir’in Konak ilçesinde koca bir kültür yok oluyor… Geçmişte, sıcak yaz günlerinde buz gibi soğuk su ve şerbetlerin hayır olarak dağıtıldığı, her biri birer kültürel değer olan tarihi sebiller adeta sefil oluyor. Unutulmaya yüz tutan sebillerden biri de Anafartalar Caddesi ile Osmanzade Yokuşu’nun (945 Sokak) kesiştiği noktada bulunan ‘Dönertaş Sebili’… 19. yüzyılın başlarında oluşturulduğu söylenen sebil, seyyar satıcıların ya da pazarcıların eşyalarını satabileceği yer haline geldi! Sadece günümüzde değil, günümüze ulaşana dek birçok dönemde ‘seyyar’ görevi gören sebiller için yerel tarih araştırmacıları çağrıda bulunuyor: “Bu değerler maalesef özüne uygun hizmet etmiyor. Kimisi iş yeri olarak kiraya veriliyor, kimi pazar yeri olarak kullanılıyor, kimileri de kapalı tutuluyor.”

BAKIMSIZLIĞA TERK EDİLMEMELİ

Özellikle pazar günleri Hatuniye Camii yakınlarında kurulan pazar, sebilin büyük bir zarar görmesine neden oluyor. Çünkü yer bulamayan daha doğrusu sebilin bulunduğu alanı satış için daha elverişli gören pazarcılar, tarihi eseri yok sayıyor; sergiledikleri ürünler ile görüntü kirliliğine yol açıyor. Günde yaklaşık bin 500 kişinin buz gibi su içerek serinlediği Dönertaş Sebilinin, tarihin affedemeyeceği bir duyarsızlıkla mücadele ettiğini vurgulayan Yerel Tarih Araştırmacısı Mehmet Ozan Semerci, konuyu bizlerle paylaşarak, kamuoyu oluşturulmasını istedi. Semerci, şunları kaydetti: “Sebilin taşı bakımsızlıktan dönmüyor. Dış cephesi, çeşmesi ve su yalağının mermerleri dökülüyor, çevresi de çöplük gibi. Bölge ise çok sayıda turist çekiyor. Bakımı turizm için de önemli. Böylesine değerli ve tarihi motiflerin üzerine işlendiği sebil, bakımsızlığa terk edilmemeli” eleştirisinde bulundu.

TEKRAR KENTE KAZANDIRILMALI

Hayrına su dağıtılacak bir yerin kalmadığını söyleyen Semerci, “Artık herkes pet şişelere yöneldi. Anlayışlar değiştiği için bu suya gerek duyacak insan kalmadı. Birçok malzemesi çalındı. Buranın tekrar değerlendirilmesi lazım. Tekrardan su dağıtılan bir yer olmalı. Korunması için de önüne bir bekçi yerleştirilmeli. Ancak kimseyi ikna edemiyoruz. Normalde bu taş dönüyordu. Hatta derlerdi ki, sebilin taşı dönmezse deprem olacağına işarettir… Demek ki sıkışmış ya da bir parçası çalınmış. Çok farklı bir sanat değeri vardır buranın. Süslemeleri fevkalade güzel. Böylesine sahipsiz bırakılmamalı. Etrafında da çöpler var. Yazık, günah” diyerek bir benzeri daha olmayan Dönertaş Sebilinin tekrar kente kazandırılması gerektiğinin altını çizdi.

Günümüzde seyyar satıcıların istilasına uğrayan sebillerin, bir kültürel değer olduğunu dile getiren Semerci, “Bu değerler maalesef özüne uygun hizmet etmiyor. Kimisi iş yeri olarak kiraya veriliyor, kimi pazar yeri olarak kullanılıyor, kimileri de kapalı tutuluyor. Suları kesilen, kapılarına kilit vurulan sebillerin biran önce yeniden hizmete sokulup amacına uygun hale getirilmesini istiyoruz” dedi.

BİR VEFASIZLIK ÖRNEĞİ DAHA

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda da benzer bir durum yaşanıyor. Geçtiğimiz yıllarda vakıflardan kiralanarak hayır yerine ticari amaçlı şerbetçi olarak açılan, tepkiler üzerine kapatılan Katipzade Hacı Bey vakfı tarafından işletilen sebil de içler acısı durumda. Şu anda kapısına kilit vurulan sebil, uzun zamandır hizmet vermiyor. Bu sebiller zaman zaman işportacıların da işgaline uğruyor.

DÖNERTAŞ SEBİLİNE DAİR…

Anafartalar Caddesi ile Osmanzade Yokuşu’nun (945 Sokak) kesiştiği noktada bulunan ’Dönertaş Sebili’, köşesindeki sütunun dönmesinden dolayı bu adı almış ve çevresi de bu isimle biliniyor. Sebil, 19. yüzyıl başlarında yapılmış, tek kubbeli kare planlı bir yapı. Türk barok ve rokoko üslubunun en güzel örneklerinden biri olan sebilin, mermer üzerine kabartma şeklinde yapılan süslemelerde Lale Devri’nin kendine has teması olan buketli vazo ve meyveli kase kompozisyonları dikkat çekici. Süsleme unsurları olarak bolca kullanılmış olan lale, gül gonca, yapraklar, dallar ve benzeri çiçek ve bitki motifleri Tük milletinin tabiata olan sevgisinin de bir ifadesi. Sebilin iki cephesinde külliye şeklinde tasvir edilmiş iki cami resmi bulunuyor. Cami tasvirlerinde bir kutlama töreni, bir bayram ya da kandil günü anlatılıyor. Kubbelerin ve minarelerin alemleri, minarelerin arasında hilal şeklinde ay ile minarelerin şerefelerine asılmış bayraklar bir coşkunun ifadesi olarak oldukça büyük yapılmış. Ayrıca iki minare arasına asılmış kandiller de göze çarpıyor. Sebilin her iki cephesinde okunaklı ve iri harflerle yazılan kitabeler hat sanatının güzel örneklerini teşkil ediyor. Yapı, İzmir’in çeşme mimarisindeki en güzel sebillerinden biri.

Haber Merkezi