- Gündem
- 20.04.2025 10:07
İzmir Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, okul kantinlerinde satılan şırıngalı çikolatadan dolayı yaşanan ölümlerle ilgili açıklama yaparak, “İzmir’de ürünü derhal raflardan kaldırttık” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Ankara’da okul kantininden aldığı şırıngalı çikolata nedeniyle hayatını kaybeden ilkokul öğrencisi Mert Yağız Köksal için İzmir Kantinciler Odası harekete geçti. İzmir’de aileleri ve velileri rahatlatmak, İzmir’de böyle bir olayın kesinlikle yaşanmayacağını belirtmek amacıyla Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu ve Odaya kayıtlı kantinciler basına konuyla ilgili açıklama yaptı. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, yaşanan münferit olaylardan büyük üzüntü duyduklarını belirterek, asıl tehlikenin okullarda değil, okul dışında faaliyet gösteren ve bu ürünlerin satışını gerçekleştiren kafelerde olduğuna dikkat çekti.
BELGESİZ ÇALIŞAN YOK
İzmir Kantinciler Odası Yönetim Kurulu’nun ve bu işi icra edenlerin bu işi aşk ile yaptığını belirterek, “Çocuklarımıza bir anne, baba, ağabey, kardeş şefkatiyle yaklaşmaktayız. İzmir’de kantinci esnafımız kadar bu işte tam manasıyla eğitimli hizmet eden sektör başka bir sektör yok. Bu işte yanımızda davranış bilimleri, mali konudaki bilgilendirme ve servis konularını ustalık belgeleri ile icra edebilecek personel çalıştırıyoruz. Kursu bitiremeyen hiç kimse bu işin içinde yer alamıyor. Bu belgelerden birine haiz olmayan kişilerin okullarda, kantinlerde çalışması söz konusu değildir” diye konuştu.
İzmir’de, kantincilerin kendisini hiç mahcup etmediğini ifade eden Topçu, “Çok riskli bir iş yapıyoruz bunun bilincindeyiz. Allah’a şükür bugüne kadar bir yavrumuzun hastanelik olması ya da sattığımız ürünlerden kanıtlanmış olan bir şeye rastlamadık Bu benim için büyük bir onur ve gurur. Ama bu yeterli değil. Bu iki yavrumuzu geri getirir mi? Getirmez. Bunlar istisnai bir durumdur. Bu evlatlarımızın aynı üründen hayatlarını kaybetmeleri, bu ürünün ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Bir ürünün son tüketicinin eline geçmesi için 8 tane testten geçmesi lazım. Bu ürünün kontrolsüz bir şekilde üretildiği ve piyasaya sürüldüğü, merdiven altında üretildiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. 16 milyon çocuğa hizmet eden bir sektör var. Kantinci esnafı adeta linç edilmekte. Bunu da içime sindiremiyorum. Özveriyle çalışan kantinci esnafına günah ve yazık ediliyor. Bu kadar denetime açık ve bu kadar sık denetimden geçen bir meslek grubuna rastlayamazsınız. Okullardaki kantinleri Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ayrı ayrı denetliyor. Bu kadar iyi denetlenen bir sektörden rahatsız mıyız? Asla değiliz” diye konuştu.
KANTİNLER TEHLİKE SAÇMIYOR
Kantinci esnafı olarak çıkan haberlerden rahatsızlık duyduklarını dile getiren Topçu, “Ankara’daki kantinde bu ürün satılmıştır. Böyle bir kantinci var. Bu kantincinin sözleşmesi feshedilmiştir. Okul müdürü de açığa alınmıştır. Mert’i geri getirir mi bu? Hayır. Bizim derdimiz Mert ve Umut. Bu kadar denetlenen bir yapıdan bu kadar kötü bir şey beklemek bizi de üzer. Okul etrafında yuvalanmış her türlü denetimden uzak kayıt dışı, kafe dedikleri, öğrencilerin alışveriş yapabildikleri, oturabildikleri hatta sigara içebildikleri yerler var. Bir arz talep oluşmuş. Okulda satışı uygun görülmeyen ürünleri buralarda çok rahat satabiliyorlar. Çocuklar bu ürünleri okullara çok rahat getirebilmekte. Mert bu ürünü okuldan almasaydı, okulun etrafındaki yerlerden çok rahat alması mümkündü. Avrupa’da böyle bir şey göremezsiniz. Öğrenciler böyle dışarı saçılmaz. Eğitim bitene kadar okulda kalırlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesine göre öğrencilerin dışarıda olması mümkün değil. Ama öğrenciler dışarıda. Özel okulların civarından geçerken bir tane öğrencinin dışarıda olduğunu görebilir misiniz? Hayır. Neden sadece buralarda uygulanıyor da buralarda uygulanmıyor. 33 yıllık kantinciyim benim kadar bu acıyı derinden hisseden az insan vardır. Bu işi sevgiyle yapıyoruz. Bir evladın hayatı hangi değerle ölçülebilir ki. Keşke çözüm olsaydı da zamanı geri getirebilseydik ama mümkün değil. Bu haberlerde konu edilen hak etmiyoruz biz bunu, inanın hak etmiyoruz. Okullarda denetimleri zaman zaman bizimle gezmenizi isteriz. Kantinler öyle yerler değil. Velilerimizin de içi rahat olsun Kantinler tehlike saçmıyor. Tehlike dışarıda, okulun önünde” ifadelerini kullandı.
İZMİR’DE 2 OKULDA ÇIKTI
Olay sonrası İzmir’deki tüm okulların kantincilerine sosyal medya gruplarından bu ürünlerin olup olmadığını sorduğunu, varsa derhal raflardan kaldırmalarını söylediğini belirten Topçu, “İzmir’de 1 ya da 2 okulda bu ürünün olduğunu öğrendim. Onlar da bu olaydan haberleri olmadığını, derhal kaldırdıklarını söylediler. Bu ürün Gıda Çarşısı’ndan tedarik ediliyor. Oradakilere de, bu ürünün kantinlerden toplatmalarını ve bir daha kantincilere vermemelerini söyledim. Onlar da bir daha bu ürünü kantincilere satmayacaklarını söylediler” dedi.
ÜRÜNÜ PİYASAYA SÜRENLER ENGELLENSİN
İzmir Kantinciler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zerrin Ak ise, “Bu acının ne tarifi var, ne mazereti. Annenin gözyaşlarına bütün kantinler feda olsun demek istiyorum. Ama herkes şunu anlasın lütfen, ürünü piyasaya sürülmesine izin verenlerin engellenmesi gerekiyor. Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı bazen bazı konularda önlem almıyor, bir sorun ortaya çıktığı zamanda suçlu hazır bir kenarda bekliyor gibi oluyor cevabı direk kantinci olarak görülüyor. Ne olur başka canlar yanmasın, başka ocaklara ateş düşmesin o ailenin acısını bir ömür yitiremeyecek olmak bizler için en büyük acı. Biz üstümüze düşen ne varsa yapacağımıza bir anne olarak bir kantinci olarak ben imzamı atmak istiyorum” şeklinde konuştu.