İzmirli müzisyenin kahreden sonu: Özür dileyerek gitti!

Salgın süreci müzisyenler için içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kimileri enstrümanlarını satarken, yaşanan çöküş yaşama son vermeye kadar uzanıyor. İzmirli müzisyen Topuz da herkesten özür dilediği bir mektup bırakarak hayata veda etti


  • Oluşturulma Tarihi : 02.02.2021 08:35
  • Güncelleme Tarihi : 02.02.2021 08:35
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmirli müzisyenin kahreden sonu: Özür dileyerek gitti! haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ

Salgın sürecinin ve kısıtlamaların olumsuz yönde etkilediği sektörlerden birisi de kültür-sanat alanı. Müzisyenler yaşadıkları sıkıntıları her platformda dile getirmeye çalışıyor ancak koşullar onlar için giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kimileri yaşama tutunma adına enstrümanlarını satarken, geçim derdinin yarattığı buhran yaşama son vermeye kadar uzanıyor. İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası müzisyen Erdem Topuz da bu buhranın içinden çıkamayarak intihar etti. Topuz, kömür sobasını açıp, kovasını dışarı çıkardı, çıkardığı kovayı odaya koyup, kapıyı kapatarak yaşamına son verdi. Erdem Topuz’un yakın arkadaşı Ertan Özbey, müzisyenin 11 aydır işsiz olduğunu ve ekonomik sıkıntılarının arttığını söyleyerek, “Ekonomik sorunları her ay artıyordu. 6 aylık birikmiş kirası vardı. Elektrik ve suyu kesilmişti. Geçim sıkıntısı yaşıyordu. Arkadaşlarının yardımıyla hayatta kalmaya çalışıyordu. Evinde elektrik olmadığı için telefonunun ışığıyla hareket ediyordu. İntihar etmeden önce bir mektup yazmış. Kısaca bir veda mektubu... Herkesten özür dilemiş giderken...” dedi.

MEKTUBUNDA ÖZÜR DİLEDİ

İntihar ederek yaşamına son veren müzisyen Erdem Topuz’un yakın arkadaşı Ertan Özbey, “Erdem ilk eşinden olan iki çocuğuyla birlikte yaşıyordu. İkinci eşi de kendisinden ayrıldıktan sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Zaten pandemiden dolayı iş de gelmiyordu kendisine. Ekonomik sorunları her ay artıyordu. 6 aylık birikmiş kirası vardı. Elektrik ve suyu kesilmişti. Geçim sıkıntısı yaşıyordu. Arkadaşlarının yardımıyla hayatta kalmaya çalışıyordu. Evinde elektrik olmadığı için telefonunun ışığıyla hareket ediyordu. Telefonunu şarj edecek elektriği bile yoktu. Her şeyini kaybetmişti ve dağ gibi borç yüklenmişti artık üzerine. Kaldıramadı herhalde yaşadıklarını. Biz arkadaşları olarak destek vermeye çalıştık kendisine fakat kafasına koymuştu. Bu üçüncü denemesiydi. Sobasının içindeki kovayı çıkarıp salonun ortasına koyuyordu, kapıları da kapatıyordu. Bir iki sefer arkadaşları denk gelip hastaneye götürmüşlerdi. Toparlayamadı kendisini. İntihar etmeden önce bir mektup yazmış. Kısaca bir veda mektubu... Herkesten özür dilemiş giderken” diye konuştu.

NE İŞ GÜVENCİSİ NE EK GELİR

Salgın döneminden müzik dünyasının nasıl etkilendiğini, salgının ekonomik boyutlarını, geleceğe dair endişe ve beklentilerini anlatan İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu ise “Pandemi sürecinde artan yoksulluk, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve işsizlik yüzünden sosyal, psikolojik ve ekonomik baskı nedeniyle tüm düşük gelirli insanların hayat şartları zorlaştı. Müzik ve sahne emekçileri yaklaşık 1 yıldır işsiz. Büyük çoğunluğunun ne bir sosyal güvencesi ne de bir ek geliri var. Kayıt-dışı çalışma koşulları nedeniyle sosyal güvenlik şemsiyesinin de dışına itilmiş durumdayız. Yaşanan tablo müzisyenleri evlerinden çıkıp ailelerinin evine yerleşmeye, meslek değiştirmeye, enstrümanları satmaya, bir duygusal ve ruhsal besin olan müzik ile bağlarını koparmalarına neden oldu. Umutsuz ve yaşam sevinci kaybolmuş, yarınından endişeli, eşinin, dostunun, ailesinin yüzüne bakamaz hale geldi” ifadelerini kullandı.

MÜZİK EMEKÇİLERİ DESTEKLENMELİ

Evlerine ekmek götürmekte zorlanan müzisyenler olduğunu söyleyen Çaparoğlu, yaşanan çöküşü şöyle anlattı: “Oluşan tablonun ne kadar süreceği belirsiz ve müzik sektörü bu salgının en büyük darbe vurduğu alanlar. Bizler elbette kendi çapımızda gerek Kültür Bakanlığı gerek yerel yönetimler aracılığı ile bir takım destek ve kendi aramızda dayanışma örerek bir nefes bir soluk olmaya çalışıyoruz. Ancak gücümüz sınırlı. Bitmek bilmez bir bekleyişte kendini giderek daha çaresiz ve yalnız hisseden müzik emekçileri olarak sesimizin duyulmasını, artık anayasal hakları olan ‘devlet sanatı ve sanatçıyı korur’ maddesinin hayata geçirilmesini, herkesin sosyal güvence altına alınmasını, bu süreçte çeşitli imkanlar yaratılarak asgari geçim standardında da olsa müzik emekçileri başta olmak üzere tüm kayıt-dışı çalıştırılan emekçilerin desteklenmesini talep ediyoruz. Erdem Topuz’un ölümü hepimizi üzdü. Ailesine ve müzisyen camiasına başsağlığı diliyoruz.”