Sayfa Yükleniyor...
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Atilla Uluğ, son günlerde Ege Bölgesinde sayıları artan depremler için konuştu. Bu depremlerin ayrı fay hatlarında meydana geldiğini belirten Uluğ, İzmirliler rahat olsun. Tehlikeli durumları kentimiz için söylememiz zor dedi
EMİRCAN IŞILDAK
Son günlerde sayıları artan irili ufaklı depremler kentte paniğe yol açtı. Özellikle Ege Bölgesi merkezli birçok noktada hareketliliğin artması, akıllara deprem tehlikesi sorusunu getirdi.
Dokuz Eylül Üniversitesinden Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Jeofizik ve Sismoloji Uzmanı Prof.Dr. Atilla Uluğ meydana gelen hareketlilik hakkında değerlendirmede bulundu. Uluğ, Hareketlilik ayrı faylarda gerçekleşiyor. Şu aşamada bize büyük deprem için bilgi vermiyor dedi.
BU DEPREMLER ANLAM VERMEZ
Bu hareketliliklerin artçı bir özelliği bulunmadığına dikkat çeken Uluğ, Son bir ayda bin 400ün üzerinde küçük ölçekli depremler meydana geldi. Bunları gözlemliyoruz. Ancak bu depremler ülkemizin değişik yerlerinde meydana geliyor. En önemli özellikleri de farklı faylar üzerinde gerçekleşmesi. Çünkü farklı faylar için farklı sistemler var. Bu yaşanan hareketlilik de değişik fay bölümleri üzerinde gerçekleşiyor. Çok fazla sayıda fay hattı var. Yalnızca bu fayların üzerinde gerçekleşen sistematik hareketler bize sağlıklı bilgi verebilir. O yüzden bu durumda büyük bir tehlike söz konusu değil açıklamasını yaptı.
İZMİR İÇİN TEHLİKELİ BİR DURUM GÖRÜNMÜYOR
Uluğ ayrıca fay hatları ve depremlerle ilgili teknik bilgiler verdi. Batı Anadoluya doğru sürekli bir genleşme ve kaymalar söz konusu. Ülkemiz bu anlamda her yıl 2 buçuk santim batıya doğru hareketlilik gösteriyor. Kütle etkinlikleri meydana geliyor. Paralel nitelikte fay hatlarına sahibiz. Genelde bu faylar da segment segment ilerler. Bizler için asıl uyarı verenler fayların suskunluklarıdır. Bu suskunluklardan sonra meydana gelen hareketler ilerisi için bize haber verir. Ancak İzmir için bunu söylemek şuan için zor. Kentliler rahat olabilirler diyen Uluğ, İzmirde tehlikenin söz konusu olmadığını dile getirdi.
SAHİL SINIRI TEHLİKE ALTINDA
Özellikle Kordondaki evlerin risk taşıdığına değinen Uluğ, Kordondaki evler ayakta birbirlerine yaslanarak duruyor. Yatay hareketlerde yanlarındaki yapılardan destek alıyorlar. Bu sayede ayakta kalabiliyorlar. Ancak 6 veya 6 buçuk büyüklüğünde orta ölçekli bir depremde istenmeyen sonuçlar olabilir. Bu bölge için tehlike sınır 6 buçuk büyüklüğündeki hareketlerdir. Çünkü binaların durumları çok vahim. Eski yapılar. Bir binanın sağlıklı bir şekilde ancak 50 yıl ömrü olabiliyor. Oradaki binalara makyaj yapıyorlar. Yıkılıp tekrar günümüz teknolojisiyle yapılması en sağlıklı çözüm olarak duruyor yorumunda bulundu.
Haber Merkezi