Sayfa Yükleniyor...
Kadına karşı şiddet olaylarının her geçen yıl arttığı gözlenen ülkemizde 2017 yılında 409 kadın öldürülürken, 2018 yılının sona ermesine 2 ay kala 363 kadın öldürülmesi dikkatlerden kaçmadı
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Önceki gün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ydü. Şüphesiz ki kadınlara yönelik şiddet olayları konusu ülkemizin en ciddi sorunlarından bir tanesini oluşturuyor. Öyle ki hemen her gün bir kadının şiddete maruz kaldığını, cinsel istismara uğradığını veyahut öldürüldüğü haberlerini okuyoruz. Yapılan araştırmalarda son yıllarda öldürülen kadın sayısının her geçen yıl arttığını gösteriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yaptığı araştırma, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409 kadının öldürüldüğünü ortaya koyarken, 2018 yılının sona ermesine 2 ay kala 363 kadının daha öldürüldüğünü ortaya çıkardı. Bu korkunç veri 2018 yılında Türkiye’de ortalama her gün bir kadının öldürüldüğü anlamına geliyor.
“TEDBİR ALINMADIKÇA…”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklama yapan Zehra Polat, ülkemizde kadınlara yönelik şiddet olaylarını değerlendirdi. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Engellenmesi Kanunu’nun toplumda ‘Aile Yıkan Kanun’ olarak gösterildiğini söyleyen Polat, kadınlar için ayrı bir bakanlık kurulması gerektiğini dile getirdi. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet ve cinayetlerin artmaya devam edeceğini de söyleyen Polat, “6284 sayılı Koruma Kanunu etkin ve geniş kapsamıyla uygulansın. Kadınları korumak için alınacak tedbir sadece çağrılı koruma ve uzaklaştırma değildir. Şiddet gören kadına çocuklarıyla birlikte yaşamını idame ettirmesini sağlayacak birçok tedbir var bu yasada. Barınma yeri temin edilmesi, sığınma evleri, geçici yardım, meslek edindirme, istihdam sağlama, kreş vb. pek çok tedbir kararı vardır. Bunlar etkin uygulanmalı. Kadınların ve çocukların erkek şiddetinden korunmak için 6284 sayılı Koruma Kanunu dışında çareleri yokken yasanın devlet tarafından etkin uygulanması ve basında buna göre haberlerin yer alması gerekiyor” dedi.
“KADIN BAKANLIĞI KURULSUN”
Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı örneğinde olduğu gibi. Kadınlar için ayrı ve tamamen bu meselelere yönelecek bir Kadın Bakanlığı kurulması gerektiğini dile getiren Zehra Polat, “Var olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını da yok etmeye çalıştılar. Kadınların var olan bu haklarının da bu şekilde gasp edilmesi kadın cinayetlerini artıran bir sebeptir. Öte yandan ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizde bir etken. Üst üste gelen zamlar, artan işsizlik ve borçlar sonucu; kadınların istihdam seviyesi gün geçtikçe düşerken ekonomik krizin kadın cinayetlerinin bahanesi olarak önümüze geldiğini görüyoruz. Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddetti durdurmak bizlerse mücadeleye devam ediyoruz. Karşımızda yasaların uygulanmadığı, kadınlara tanınan hakların geri alınmaya çalışıldığı bir durum var. 6284 yuva yıkan kanun gibi gösteriliyor, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet davalarında cezasızlıklar devam ediyor. Tüm bunlar da yeni cinayetlere sebebiyet veriyor. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet ve cinayetler artmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Şiddetin nasıl duracağını bütün yönleriyle somut kurum ve yetkililere, somut görevler vererek gösteren İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğinin de altını çizen Zehra Polat, “Şiddeti ‘normalleştirmek’ yasaktır. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler ‘gelenek vb.’ söylemler ile normalleştirmeye çalışılmamalı. Bizler kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet davalarını ve çocuk istismarı davalarını takip ediyoruz. Davalarda müşahitlik talebinde bulunuyoruz. Müdahilliğimiz kabul edilsin ya da edilmesin davaların peşini bırakmıyoruz. Katiller hak ettikleri cezaları alana kadar bizler de davaların takipçisi oluyoruz. Tabi dava süreçlerinde kamuoyu yaratıyoruz. Bütün bu kadın cinayetlerine, şiddete karşı bütün kadınların birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Bunlarla birlikte eylemler yapıyoruz. Kadınların ve çocukların haklarına ve yaşamlarına yönelik saldırılarda sessiz kalmıyoruz. Ve tüm kadınları birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Bizler kadınların öldürülmediği, çocukların güldüğü bir Türkiye mümkün ve herkesin yapabileceği bir şey var diyoruz. Buna inanıyoruz ve mücadele etmeye tüm gücümüzle devam edeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Haber Merkezi