Sayfa Yükleniyor...
Konak Kent Konseyi Kadın Meclisi, Efemçukuru Altın Madeninin yarattığı tehlikeye dikkat çekerek, yetkilileri önlem alınması konusunda uyardı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Konak Kent Konseyi Kadın Meclisi, İzmirin gündeminden düşmeyen Efemçukuru Altın Madeninin çevreye verdiği zararlarla mücadele süreciyle ilgili son durum hakkında bilgi vermek amacıyla Güzelyalı Kültür Merkezinde bir toplantı düzenledi.
Uzun yıllar mücadelenin içinde olan Tabipler Odası Komisyon Başkanı Dr. Oya Otyıldız ve Konak Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu Üyesi Merih Akın Yücelin konuşmacı olduğu toplantıda altın madeninin kentin içme sularında yarattığı kirlettiğe dikkat çekilerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu bir kez daha göreve çağırıldı.
SU, HAVA VE TOPRAK
Tabipler Odası Komisyon Başkanı Dr. Oya Otyıldız, konuşmasında madenin yarattığı ağır metal kirliliğine ve etkilerine vurgu yaparak, Ülkemizde altın avcıları ilk 1990ların başında Bergamaya geldi. Köylüler çok güzel bir direniş gösterdiler. Şimdi tüm çevre hareketleri bu yoldan ilerlemektedir. Bizlerin de yaptığı her çalışma çok önemlidir. Üst üste konulan tuğlalardır. Su havzasında altın çıkarıldığını bilmeyenler çok sayıda insan var. Çevre bilinci toplumun her kesiminde özellikle de kadınlar arasında yayılsın istiyoruz çünkü geleceğe kadınlar sahip çıkıyor. Peki, biz altın madenine neden karşıyız? Altın çıkarılırken derin galeriler kazılıyor. Kaya dinamitlerle patlatılıyor çıkarılan kayalar un haline getiriliyor. Arsenik yönünden çok zengin kayalar kazıldığı zaman milyonlarca yıldır doğayla barışık halde yaşayan ağır metaller hareketleniyor. Yani uyuyan canavarı uyandırıyoruz. Bunlar yeraltı ve yerüstü sularına karışıyor ve vücudumuza giriyor. Ağır metaller vücuttan atılamıyor, birikiyor. Tahtalı Havzası şu an İzmirin en temiz suyu; arsenik değeri sıfır. Bu sular kirlenecek; bu bir cinayet. Yaşam için önemli olan su, hava ve toprak. Vatandaşa temiz su sağlamakla yetkililerin görevi. Bu cinayete ancak halkın karşı duruşuyla engel olabiliriz diye konuştu.
YEREL HALK GÖÇ EDİYOR
Ekolojik dengenin çöktüğünü ve halkın bölgeden göç ettiğini kaydeden Otyıldız, Belki 10 sene sonra orada yerel halk kalmayacak. Ağır metaller insan vücudundaki etkisi 10 yıl içerisinde ortaya çıkıyor. Arsenik yüzde 10 oranında ciltten de emiliyor. Bir kente temiz su sağlamak kimin görevi? İzmir Büyükşehir Belediyesinden ve İZSUdan ciddi bir karşı duruş bekliyoruz. Biz yıllardır süren mücadelemiz içerisinde çok sayıda dava açtık, basın açıklamaları yaptık, paneller düzenledik, Efemçukurundaki köylülerle görüştük. Acele kamulaştırma kararına karşı köylülerle davalar açtık. Acele kamulaştırma sadece savaş koşullarında yapılabilir. Halkı bilgilendirme toplantıları yaptık. Önce muhtarı kendi yanlarına aldılar. Sonra köylüleri üzerimize saldırttılar. Çok baskılar uyguladılar, ne olursa olsun burayı çalıştıracağız dediler. Köylüler tek tek arazilerini sattı. Satmayan tek kişi kaldı o da Ahmet Karaçam. Onun sayesinde deneme iznini iptal ettirdik. Onun arazisi sağlık koruma bandının içindeydi madenle dip dibeydi ifadelerinde bulundu.
BÜYÜKŞEHİR VE İZSU SORUMLU
İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu (İZÇEP) Başkanı Merih Akın Yücel, İzmirin suyundan Büyükşehir Belediyesi ve İZSUnun sorumlu olduğuna dikkat çekerek, 2011den bu yana çalışmalarını sürdürüyor. Çok kez davalar açıldı. Birçok davayı kazandık ama bir kılıf uydurularak kararların uygulanması engellendi. İptal edilen ÇED kararları yeniden gündeme geldi; durum çok vahim. Bilirkişi heyeti geçen eylül ayında atıklardan, toprak ve derelerden aldıkları su örneklerini inceledi. Ortaya çıkan değerler korkunç boyutlarda. İzmirin suyu tehdit altında... İzmirin suyu, altına feda edilmesin. Çamlı Barajı yapılsın. Efemçukuru Altın Madeni işletmesi derhal kapatılsın. Hiçbir hareket arkasında halk olmadan başarılı olamaz. İzmirin suyundan Büyükşehir Belediyesi ve İZSU sorumludur. Farkındalık oluşturmak zorundayız şeklinde açıklama yaptı.
Haber Merkezi