Kadınlar gerçekte ne ister? Kendilerine hak olan nice güzel şey…

“Kadınlar gerçekte ne ister?’ bu soruyu ilk olarak Freud sordu ve neredeyse bir asırdır merak edilen konuların başında geliyor. Kadınlarımızın cevabı ise yaşam, adalet, eşitlik, özgürlük ve kendilerine hak olan nice güzel şey


  • Oluşturulma Tarihi : 07.03.2021 09:09
  • Güncelleme Tarihi : 07.03.2021 09:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kadınlar gerçekte ne ister? Kendilerine hak olan nice güzel şey…

Üzerine uzun yıllar araştırma yapılmış, filmler çekilmiş, yetmemiş hakkında yüzlerce kitap yazılmış bir soru: Kadınlar ne ister? Ömrü hayatını psikanaliz incelemelere adayan Avustralyalı bilim insanı Sigmund Freud’un, ‘Otuz yıldır insan ruhunu araştırıyorum, yine de kadınların ne istediğini anlamadım’ demesine bakmayın… Veyahut birçok erkeğin ‘Övülmek, sevilmek, pahalı bir mücevher ya da sadece ilgi görmek’ gibi klişe cümlelerine… Aslında bu istekleri sadece ‘kadınlar’ diye ayırmazsak cevaba hemen ulaşacağız… Çünkü toplumdaki her insan gibi kadınlar da sadece özgürlük, her kesimle eşit haklara sahip olmak, saygı duyulmak ve yaşamak ister… 290 kadının cinayete kurban gittiği, 162 kadının şüpheli ölümlerinin kayıtlara geçtiği ve nicelerinin zorluklara göğüs germek zorunda bırakıldığı 2020 yılının ardından, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadınlara o çok merak edilen soruyu sorduk.

“GÜÇLENEN AİLE TOPLUMU YÜCELTİR”

Aile ve toplum içerisinde özgürlük ve güven istediklerini kaydeden öğretmen Zuhal Ömürlü, “Anlatayım! Sizin on dakikada hazırlanıp çıktığınız evden kadınların çıkması bir saat. Sizin ‘aman bize ne boş ver’ dediğiniz konuları kadınların kendi aralarında konuşmaları en az üç gün, iki gece. Ofsayta düşmenin ne demek olduğunu da her kadının anlamasını beklemeyin artık, bu konuda da bir anlaşalım. Kadınlar her şeyden önce hem toplumdan hem de aileden özgürlük ve güven ister. Bu özgürlük sayesinde kadın, kendine olan özgüvenini kazanır ve her alanda iyi işler yapmaya başlar. İyi işler yaparak güçlenen kadın aileyi, güçlenen aile de toplumu yüceltir. Zira kadın toplumdan beklediği hasletleri tekrardan topluma kazandırabilecek yetide olan tek varlıktır” dedi.

“YENİ BİR YAŞAMI KEŞFETMEK”

“Kadınlar kimseden akıl almak istemiyor, yeni bir yaşamı kendi keşfetmek istiyor” diyen Aynur Özalp, “Çağdaş ve sevgi ile kuşatılmış bir dünya istiyorum. Çünkü biliyorum ki ancak sevgi ile harmanlanmış bir çocuk dünyaya getirirsek o gün gerçekten güneş doğar. Ayrıca her şey bir tarafa kadın eşitlik ister, ben dünyada eşitlik istiyorum. Çünkü dünyaya baktığımızda da kadınların eşitsizliklere maruz kaldığını görüyoruz. Şiddete karşı kadın ve erkek el ele her türlü mücadeleyi vermemiz lazım. Çocuklarımızı, öğrencilerimizi bu şekilde yetiştirmemiz lazım. Dilimizi değiştirmemiz lazım. ‘Kadın’ diyerek ayrı bir tanımlama yapmadan, ‘iş insanı’, ‘bilim insanı’ gibi bütüncül kelimeleri hayatımıza sokmamız lazım. Mutlaka bu gerçekten hayata oturana kadar uygulamalar yapmak lazım. Buna bazen ‘pozitif ayrımcılık’ deniliyor ama ben buna ‘olumlu uygulamalar’ demek istiyorum. Dil adaleti sağlarsak işte o zaman biz olacağız” yorumunda bulundu.

AYAK DİRERİM, AYKIRIYIM…

Öğretmenlik yapan Cennet Doğmaz da “Yaşadığım yer, sevdiklerim, sevmediklerim hayatımda olan her şey benim bir parçamdır, bölünmesin isterim. Hakkımda karar vermeye veya beni bir kalıba sokmaya çalışan herkese karşı ayak direrim, aykırıyım; kararlarıma saygı duyulsun isterim. Şehrin ortasında yalınayak yürürüm, kimse dönüp bakmasın, herkes işine baksın isterim. Giydiğime, yediğime, içtiğime kimse karışmasın, yaptıklarım kimseyi ilgilendirmesin isterim. Siyasetten sanata eğitimden bilime her konuda topuklu ayakkabıların sesi duyulsun isterim. Çünkü tüm kadınların aslında tek kadın olduğunu da bilirim, bir kadın ağladığında ise tüm kainatın acı çektiğini de…” dedi.

TAKDİR GÖRECEK APAYRI HİKAYELER

“Bir kadın olarak gerek yaşadığım dünyada gerekse yaşamış olduğum ülkede en başta özgürce yaşamak ve vahşice katledilmemek istiyorum” diyen Fadime Kaya da “Eğer ki doğumumla gelen yaşam hakkım cani bir varlık tarafından elimden alınmazsa, haklarımın ve isteklerimin devamını getirebileceğim. Sevgili, saygılı, medeni bir toplumda yaşamamız için gerek hane içinde gerekse toplum düzeyinde kadına yönelik bakış açılarının olumlu yönde düzeltilmesini istiyorum. Her kadının dinlenmeyi hak edecek, takdir görecek apayrı bir hikayesi olduğuna inanıyorum” sözlerini kullandı.

BİRTAKIM BASKILARA MARUZ KALDIM

Evlilik sürecinde olan ve bu süreçte toplumun yarattığı baskıyı anlatan Buse Genç, “Evlilik sürecinde ne yazık ki toplumdan birtakım baskılara maruz kaldım. Aslında insanlar kötü niyetli olmasa da, ‘Düğün yapmayacak mısın?’, ‘Kına gecesi olmayacak mı?’, ‘Bindallı giymeyecek misin?’ diye sürekli sorular soruyordu. Toplumda belli kalıplar ve kişiler sizin de o kalıplara girmenizi bekliyor. Toplum, kadınlara bazı görevler yüklüyor. Evde iş paylaşımı yapılmadığı ve bazı yüklerin sadece kadınlara özel olduğu kanısı hakim… Ben bir kadın olarak en çok bana dayatılan kalıplara sığmamak istiyorum” şeklinde konuştu.

HAYATI ÖZGÜRCE YAŞAMAK…

Zeynep Bağcı ise “Fikirlerinin, yaptıklarının üstünün çizilmemesini ister. Saygıyla karşılanmayı bekler. Her şeye yetişen annelerin kendine yetişmeye enerjisi kalmadığında yanında destek veren bir eş ister. Anneler, kadınlar sevgi, ilgi, teşekkür ister. Çünkü bizler sadece gülerek bize bakan bir çift göz ile dünyayı yerinden oynatabilecek mucize insanlarız. Her şeyden önce saygının ve anlaşılabilmenin ön planda olduğu bir hayat isteriz. Kadınlar kurduğu hayalleri gerçekleştirmek ister. Güçlü ve kararlı kendinden emin bir şekilde hayatı özgürce yaşamak ister. Özgürlükte sınırsız olmak ister. Zekasını kullanarak erkeklerden bir adım önde olmak ister” sözlerine dikkat çekti.

SAYGI DUYULMAK HAKKIM

Kadınların karar verici mekanizmalarda yer almasını, siyasette, bilimde, sanatta daha çok görünür olmasını isteyen Filiz Karabağ da “Kadınlar şehirleri yönetmeli. Kız çocukları okusun, güçlü olsun istiyoruz. Erkekler kadınların potansiyelinin farkına varsın, dünyayı erkekler ve kadınlar birlikte paylaşalım istiyoruz. Yargılanmadan, kalıplara sokulmadan, istismar edilmeden yaşamak tüm kadınların hakkı diye düşünüyorum. Yanlış gözle bakılıp ‘Eteğin mini’, ‘Çok makyajlısın’ ya da ‘Neden tesettürlüsün’ diyerek eleştirmek kolay. Yargılamadan önce topluma güven veren insanlar yetiştirin, ona iyi şartlar sunun ki kadınlara hayatı daha yaşanır kılın. Ve kadınlara bakışınızı düzeltin lütfen! Çünkü bir kadın seni doğurdu, saygı duyulmak hakkım!” dedi.

Haber Merkezi