Sayfa Yükleniyor...
Seferihisarlı kadınlar, emekli olduktan sonra sosyalleşmek için Seferihisar Belediyesi bünyesinde açılan tiyatro kursunda eğitim aldılar. Hayatlarında ilk kez sahne tozu yutan kadınlar, 4 yıldır kendi oyunlarını oynuyor, kadınların yaşadıkları zorlukları sorguluyorlar
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Seferihisar’da 25 kadın... Yaşları 40 ila 60 arasında, her biri farklı bir meslekten. Emekli olduktan sonra ev hayatından uzaklaşmak ve sosyalleşmek için Seferihisar Belediyesi Ürkmez Gençlik Merkezi bünyesinde açılan tiyatro kursunda eğitim aldılar. Ardından Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nu kurup, kadının yaşadıkları zorluklara sahneye çıkarak dikkat çekmek istediler. Sayıları gün geçtikçe çoğaldı. Hatta kendilerine destek vermek isteyen erkekleri de geri çevirmediler. Şimdi tiyatro eğitmeni Vedat Murat Güzel’in yönetiminde oyunlar sergiliyorlar. Senaryodan, kostüme, dekora her şeyi kadınlar; kendileri yapıyor. Hayatlarında ilk kez sahne tozu yutan kadınlar; geçtiğimiz aylarda Güzel’in yazıp yönettiği, bir kız çocuğunun doğumundan ölümüne yaşadığı zorlukları gözler önüne seren “Kız Çocuğu” isimli oyunla Almanya’nın Münih kentinde sahneye çıktılar. Performanslarıyla ayakta alkışlanan kadınlar, amatör olsalar da oldukça başarılılar. Çünkü onlar sahnedeyken kendilerine verilen rolleri değil hayatlarını oynuyorlar. Aralarında, okuldan alınıp erken yaşta evlilik için zorlananlar kadınlar da var, şiddet mağdurları da. Ürkmezli kadınlar, 11 Aralık Salı günü saat 20.00’da Güzelyalı Nazım Hikmet Kültür Merkezi Sahnesi’nde olacaklar.
BU TOPLUMSAL BİR SORUN
Tiyatro eğitmeni Vedat Murat Güzel, kadın tiyatrosunun Türkiye’de pek fazla örneğinin olmadığının altını çizerek, kadınları ev hayatından koparıp sosyalleştirmeyi hedeflediklerini belirtti ve kendileri için tüm imkanları seferber eden Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür etti. Güzel, “Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ürkmez’de eski belediye binasını Gençlik ve Sanat Merkezi’ne dönüştürünce tiyatro çalışmalarına başladık. Başvuranların hepsi kadındı, bu yüzden kadın kimliği olan bir tiyatro ekibi oluşturalım dedik. Böylelikle kadın sorunlarını sahneden dile getiren bir ekip kurduk. Zamanla tiyatromuza destek vermek isteyen erkeklere de hayır demedik. Çünkü bu, kadının tep başına mücadele etmesini gerektirmeyen toplumsal bir sorun. Her geçen gün tiyatromuza katılım büyüdü. Kadın sorunlarını dile getirdikçe kadınların ortak sesi olmaya başladık. Herkesin bu oluşum içinde yer alma isteği oluştu” dedi.
ALMANYA’DA SAHNELEDİLER
Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun 4 yıllık süreç içerisinde yaptığı çalışmaları anlatan Güzel, “Şimdiye kadar 3 tane kadın oyunu oynadık. Aynı zamanda forum tiyatro da yapan bir ekibiz. Bütün oyunlarımızda kadın sorunlarını dile getiriyoruz. ‘Kadın Masalları’ ve ardından ‘Vah Kadınlar’ adlı bir oyunları oynadık. Son 1,5 yıldır da ‘Kız Çocuğu’ adlı oyunu oynuyoruz. Son oyunumuz rahmetli annem anısına yazdığım, bir kız çocuğunun doğduğu günden öldüğü güne kadar yaşadığı toplumsal baskıları, duygusal ve fiziksel şiddeti anlatan bir oyun. Bu oyunu ODTÜ Tiyatro Şenliği’nde de sahneledik. Yakın zamanda İzmir Uluslararası Tiyatro Festivali’nde sahne alacağız. Almanya’da Münih’te bu oyunu oynama fırsatı bulduk. Orada aldığımız geri dönüşler bizim için çok önemliydi. Bazen kadın sorunları sadece kırsalda geçiyor gibi algılanıyor ama eğitimli de olsanız, Avrupalı da olsanız maalesef kadın sorunları her yerde aynı” ifadelerini kullandı.
ANNESİNİN ANISINA YAZDI
Ürkmez Kadın Tiyatrosu ile arasında duygusal bir bağ olduğunu dile getiren Güzel, annesi için yazıp sahnelediği Kız Çocuğu’nun adlı oyunun bir kız çocuğunun doğumundan ölümüne yaşadığı zorlukları ve toplum baskısını gözler önüne serdiğini ifade etti. Güzel, şunları söyledi: “Ürkmez Kadın Tiyatrosu ile aramda duygusal bir bağ var. Çünkü onlarla rahmetli annem için yazdığım bir oyunu sahneliyoruz. Annemle yakın bir ilişkim vardı, ölümünden sonra büyük bir boşluğa düştüm. Yaşadığım acının ardından kadınlarla bir arada tiyatro yapmak bana iyi geldi. Annemden bir parça buldum hepsinde. 18 kez sahneledik bu oyunu. Hepsinde de yoğun duygular yaşadık. Bitmek bilmeyen kadın sorunlarını haykırmak için sahnede varız. 25 kişilik bir ekibiz. Oyuncularımızın yaşları 40 ila 60 arasında değişiyor. Her geçen gün sayımız artıyor. Bütün kadınlarımızla gurur duyuyorum.”
KENDİ HAYATINI OYNUYOR
62 yaşındaki Nuray Şanlısoy, uzun yıllar Denizli’de memur olarak görev yaptı. Eşini kaybettikten sonra Ürkmez’e taşınmaya karar verdi. Emekli olduktan sonra tiyatro ile tanışan Sanlısoy, “Daha önce hayatımda hiç sahneye çıkmamıştım. Tiyatro eğitimi verildiğini duyunca hemen geldim; geliş o geliş! Yeteneğim var mıdır yok mudur diye düşünmedim. Sadece tiyatro yapmak istedim. Oyunda anlatılanlar benim hayatıma çok benziyor. Bu oyun sayesinde sesimi çok sayıda insana ulaştırmış oldum” dedi.
Fatma Gürkan ise, “Tiyatro yapmayı çok seviyorum. İyi ki gelmişim. Tiyatro yapmaya başladıktan sonra daha sosyal bir insan oldum” diye konuştu.
ACILARIMI UNUTTUM
Annesi vefat ettikten sonra İzmir’deki evinden ayrılarak Ürkmez’e yerleşmeye karar veren emekli öğretmen Medine Sungur, “Burada yeni bir dünya keşfettim. Acılarımı unuttum. sanata dokunduk, bizi içine aldı; şimdi birlikte yürümeye devam ediyoruz. ‘Kız Çocuğu’ adlı oyun hepimizin hayatına dokunuyor. Sorunlarımızı sahnede haykırıyoruz” ifadelerini kullandı.
46 yaşındaki Nihal Açıkel, “Emekli olduktan sonra Ürkmez Kadın Tiyatrosu ile tanıştım. Bir gün sahneye çıkacağımı asla hayal edemezdim. Biz sadece kafa dağıtmak, evden biraz uzaklaşmak için buraya gelmiştik. Hocamıza çok teşekkür ediyoruz. Bu oyunu kalbimizde hissederek oynuyoruz, o da bunun farkında. Burada olmaktan çok mutluyuz.”
64 yaşındaki Hülya Uysal da, “Daha önce birkaç arkadaşımla birlikte kurduğumuz ve kendi oyunlarımızı yazıp oynadığımız bir tiyatro ekibimiz vardı. sonra Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nu duyduk ve katılmaya karar verdik. İyi ki başlamışım. Bir yandan torunlara bakıp bir yandan tiyatro yapıyoruz” dedi.
ÇOCUKLUĞUNDAN BU YANA HAYALİYDİ
Tiyatronun çocukluğundan bu yana hayali olduğundan bahseden 68 yaşındaki Leyla Dinçel, “Liseyi bitirebilseydim babam beni konservatuara gönderecekti. Ama babamın işlerinin bozulmasından dolayı Almanya’ya gittik. O dönem okulu bıraktım. Orada da iş hayatı, evlilik, çocuk derken tiyatro unutuldu. Ama yaşım ilerledikçe tiyatro hevesim yeniden depreşti. Almanya’da bir tiyatro grubunda amatörce oyunlar oynadım. Emekli olduktan sonra Türkiye’ye geri döndüm. Özdere’de arkadaşlarımızla bir tiyatro grubu kurduk. Kendi yazdığımız oyunu iki kere sergiledik. Bu aşk hiç bitmiyor” diye konuştu.
53 yaşındaki Gülay Erdoğan ise, “Bir arkadaşım sayesinde ‘Kız Çocuğu’ adlı oyununu izlemeye gittim. O zamanlar ekipten haberim yoktu. O kadar güzel oynadılar ki ben de aralarında olmak istedim. Müracaat ettim, ekibe dahil oldum. Tiyatroyu çok seviyorum. İyi ki o oyunu izlemişim ve şimdi buradayım. Sağlığım elverdiği sürece devam edeceğim” dedi.
2 yıl önce İstanbul’dan ayrılmaya karar veren Muhsine Kesici, “Ürkmez’de böyle bir tiyatro ekibi olduğunu duyunca hemen dahil olmak istedim. Oyunun duygusuna o kadar çok kapıldım ki mutlaka devam etmek istiyorum. Tiyatro bana yeni bir hayat verdi. 1 yıldır buradayım. Defalarca sahneye çıktık. Adımı söylerken bile heyecanlanan ben, şimdi sahnede seyircilerin karşısında oyun oynuyorum” şeklinde konuştu.
TEK ERKEK OYUNCU
75 yaşındaki Tezcan Alkurt ise, Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun tek erkek oyuncusu. Kadınlara destek vermekten büyük mutluluk duyduğu söyleyen Alkurt, şunları söyledi: “1,5 yıl önce eşimle birlikte tatil için Ürkmez’e geldik. Çok sevdik ve yerleşmeye karar verdik. Burada aynı zamanda sanat faaliyetleri olduğunu öğrendim. Tiyatro da benim içimde hep bir ukteydi. İdealimde oyuncu olmak vardı ama babam istemedi. Kısmet bu yaşta sahneye çıkmakmış.
Uzun yıllar bankacı olarak görev yapan ve emekli olduktan sonra Ürkmez’e yerleşmeye karar veren 63 yaşındaki Selda Yıldırım, “2001 yılında emekli oldum. 2010 yılına kadar eşimle emekli hayatı yaşadık. O yıl bir torunum oldu. 4 yıl ona baktık. Torunu büyütünce kendimize vakit ayırmaya başladık. Belediyenin kurslarına gidip geldik. Arkadaşlarının oyununu sahneden izledikten sonra tiyatro tam bana göre dedim ve tiyatroya yazıldım. 3 yıldır bu ekipteyim, tiyatroyu çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
AMACI GENÇLERE ÖRNEK OLMAK
“Burada özgürlüğümü buldum” diyen 67 yaşındaki Seyide Öz, 8 yıldır Ürkmez’de yaşıyor. Öz, Ürkmez Kadın Tiyatrosu’na dahil oluşunu şöyle anlattı: “Ekibe en son katılan benim, yeni başladım. Çocukluğumda, kız kısmı okumaz diye; çamaşıra, bulaşığa, her iş soktular beni. İlkokulu zor bitirttiler. 16 yaşında evlendirildim. 4 kişilik sofradan 9 kişilik bir sofraya düştüm. İki kız çocuğu yetiştirdim, büyütttüm. Bu toplumda kadın olmanın ne demek olduğunu bizzat yaşadım o yüzden burada olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Maksadım genç kızlara örnek olmak” dedi.
Kadın sorunlarını sahnede dile getiriyor olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Tülin Ertek de, “Tiyatro ekibi kurulacağını öğrendiğimde hemen kayıt yaptırdım. Zamanla sayımız arttı. Merak ederek başladık ama Vedat Bey’in sayesinde her gün gelişiyoruz. Her kadının yaşadığı sorunları sahneye yansıtan oyunlar oynuyoruz. Hepimiz o duyguyu sahnede hissediyoruz” diye konuştu.
Tesadüfen izlediği bir oyunun ardından tiyatroya ilgi duymaya başlayan ev hanımı Şerife Serbes, “Tiyatroya ilgim, komşumun bileti yanmasın diye gittiğim bir oyunla başladı. 16 yıl boyunca hiçbir oyunu kaçırmadım. Özdere’ye yerleşince arkadaşlarla tiyatro ekibi oluşturduk, kendimiz yazıp oynadık. Profesyonel bir isimden ders alarak bildiklerimi pekiştirmek daha önemliydi benim için. Bu yüzden Ürkmez Kadın Tiyatrosu’na katıldım. Oyunda şiddet gören bir kadını oynuyorum” dedi.
HERKES KENDİNDEN BİR ŞEY BULUYOR
50 yaşındaki emekli Güler Güldoğan, uzun yıllar Almanya’da yaşadı. Çocukluğundan beri içinde hep tiyatro aşkı olduğunu anlatan Gülman, “8 yıldır Özdere’de oturuyorum. Tiyatro aşkım ilkokuldan bu yana devam ediyordu. Almanya’da da tiyatro oynuyordum. İki yıldır Ürkmez Kadın Tiyatrosu’ndayım. Kadınların hissettiklerini ancak biz bilebiliyoruz. Hepimizin yaşadığı bir dönem var. Bu oyunun bir yerinde herkes kendini buluyor” dedi.
63 yaşındaki emekli öğretmen Nigar Ercan ise, “3 çocuğum, 3 de torunum var. 12 yaşındayken Radyo Çocuk Saati’nde başladım bu işe. 1968 yıllarıydı. Suat Taşer, Atilla Erdemi Tunç Soyer de Radyo Çocuk Saati’ndeydi. Mesai arkadaşımdı. Seslendirme yapıyorduk, şarkılar söylüyorduk, radyo tiyatroları oynuyorduk. Evlenene kadar devam ettim ama sahneye hiç çıkmamıştım. 3 yıl önce Özdere’ye geldim. Tiyatroya katıldım. Kendimi birden sahnede buldum. Artık sadece kendimle ilgileniyorum. Sahnedeyken beni izlemeye gelen torunlarıma örnek oluyorum. 8 yaşındaki torunum da benden etkilenip tiyatroya başladı” dedi.
Evli ve iki çocuk annesi Seher Yücel, “Emekliyim. 2 çocuğum var, onları okuttum. Emekli olunca eşimle tatile çıkalım dedik ve eşimle Ürkmez’e geldik. 3 yıldır buradayız. Daha önce hiç tiyatro yapmamıştım. Duyunca kayıt yaptırmak istedim. İyi ki böyle bir kurs açılmış” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi