Sayfa Yükleniyor...
Urla’nın kıyı kesimlerinde pusula denizanası olarak da tabir edilen kahverengi denizanası türü görüldü. Uzmanlar kaşıntı ve yanmaya yol açan bu türe dokunulmaması gerektiğini belirtti
Türkiye kıyılarında daha önce Akdeniz, Ege, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’nda görülen kahverengi gövdeli denizanaları Urla sahilinde de görüldü. Uzmanlar tarafından ‘Pusula denizanası’ olarak da adlandırılan kahverengi renkteki denizanasının bacak uzunlukları 1.5 metreye kadar ulaşabildiği, zehirli olduğu ve “dokunulmaması” gerektiği belirtildi. Kaşıntı ve yanmaya yol açan temas sonrası bölgenin deniz suyu ile yıkanması gerektiği belirtildi.
KAYALIK KISIMLARDA GÖRÜLÜYOR
Yaşadıkları bölgelere göre boyları, renkleri ve zehir şiddetleri değişen denizanaları ile temastan sakınmak gerekiyor. İnsan vücudunu etkileyebilecek toksik etki yaratan denizanaları ile temas halinde kızarıklık, yanma ve kaşıntı oluşuyor. Su Ürünleri Mühendisi Arif Durmaz, denizanasının su canlısı olduğunu ifade ederek, “Normalde denizanalarının yüzde 90’ı beyazdır. Suyun içinde fitoplankton çok olduğu zaman suyun rengi yeşile döner. Fitoplankton alklerle besleniyor. Fitalaplaktonu da yiyen zooplanktonlar var. O da su canlısıdır. Onlar da denizi kahverengiye boyuyor. Her zaman gördüğümüz denizanalarının rengi fitoplanktondan dolayı beyaz görürüz onu. Deniznanası genelde karides ve balıkla beslenir. Kahverengi renkte olan denizanaları ise zooplankton ile besleniyor. Bunları daha çok kayalık kısımlarda ve mercanların olduğu yerlerde görebiliriz. Bu sene havalar erken ısındı. Bu sıcaklıktan kaynaklı zooplankton ile beslenen denizanası kıyıya indi. Normalde denizin ortasında bu canlıları çok fazla görüyorduk. Rüzgar karayel ve poyraz eserse denizanasını dağıtıyor ama rüzgar gündoğusundan eserse kuytu olan yerlere geçiyorlar” dedi.
ALERJİSİ OLANLAR DİKKAT EDEBİLİR
Durmaz, denizanasının boyutlarının değişkenlik gösterdiğine dikkat çekerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “El kadar olan da var 150-200 gr olanları da var. Bunlar dönemsel olarak ortaya çıkan canlılardır. Denizdeki oksijeni azaltır. Havalar soğumaya başladığında ağustos başı eylül gibi hepsi ölüyor. Bunların salgıladığı mukozada alerjen özellik taşıyan maddeler var. Onlar da vücutta kaşıntı yapıyor. 24 saat içinde ağrısı yanması geçer. Denizanasının dokunduğu bölge limonla dezenfekte edilebilir. Denizanası deniz suyunun içinden geçtiği için geçtiği yerde tekrar mukozasını salgılıyor. Denizanası yapıştığı zaman zarar veriyor. Dokunmak sıkıntı yaratmaz. Alerjik bünyesi olanlara daha çok etki yapabilir. Bu canlılar normalde kıyıya gelmezler. Kıyılara gelmesi için ortamın sakin olması gerekir. Ortamdaki ses ve sıcaklığı bu canlılar algılayabilir. Şu anda denizlerde besin çokluğundan dolayı kıyılara geliyorlar ve kayalarda onları rahatsız eden bir canlı (insan) olmadığı için kıyılara daha çok geliyorlar.”
Haber Merkezi