“Kanayan yara” daha da büyüyecek!

Kemer Tren İstasyonu alanının ‘Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi’ olacağı duyurulurken, kentin tarih araştırmacıları, Yenişehir’in yıllardır kanayan yarasının daha da büyüyeceğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.08.2020 07:51
  • Güncelleme Tarihi : 21.08.2020 07:51
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Kanayan yara” daha da büyüyecek!

SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından Konak Belediyesi’ne devredilen Kemer Tren İstasyonu’nun ‘Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi’ olacağı iddiaları gündemde… Haber İzmir geneline yayıldıktan sonra yaşanacak olan gelişme karşısında sarsıldığını söyleyen Kent Gözlemcisi Orhan Beşikçi, “Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi kurulsun, ama Türkiye’de ilk inşa edilen Kemer Tren İstasyonu’na değil…” çıkışında bulundu. Duruma sadece Beşikçi değil, İzmir’de değerli çalışmalar yürüten yerel tarih araştırmacıları da tepki gösteriyor. Alanında uzman araştırmacılar, konuya ilişkin öneri olarak istasyonun kültür merkezi ya da müzeye dönüştürülmesini talep ediyor.
Aynı zamanda kültürel mirasın denetimsizlik yüzünden kaybolduğunu gösteren diğer örnekleri de sıralayan Beşikçi, “Savaştan çıkmış ülkeler enkaz haline gelmiş kültür varlıklarını onarıp korurken biz elimizde bulunan sağlam binalara dahi sahip çıkamıyoruz…” yorumunda bulundu. Haberi duyunca şaşırdığını aktaran Beşikçi, İzmir-Aydın güzergahında demiryolu taşımacılığına hizmet vermiş istasyonun tedavi merkezine dönüştürülmesinin doğru bir seçim olup, olmadığını kent yöneticilerine sordu. Konuyla ilgili olarak Yenişehirli (Tepecik) tanıdıklarıyla iddiaları değerlendirdiklerini ve bölge halkının çoğunun durum karşısında moralinin bozulduğunu, haberin hoşlarına gitmediğini aktardı.



KÜLTÜR MERKEZİ OLSUN
Vatandaşların, ismi olumsuzluklarla anılan semtlerinde tedavi merkezi olması halinde Yenişehir’in yıllardır kanayan yarasının daha da büyüyeceğini, bölgeyi daha da itici ve korkulur hale getireceğini söylediklerini bizlerle paylaşan Beşikçi, “Ben de Tepecikli dostlarım gibi lojmanı, çeşmesi, sundurması, büfesi, ambarı, gar şefi odası ve unutulmaz hatıraları olan tarihi istasyonu, kültür merkezi veya müze olarak görmeyi arzu ediyorum. Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi kurulsun, ama Türkiye’de ilk inşa edilen Kemer Tren İstasyonu’na değil” dedi.



Kurban Bayramı’nda eski İzmir mahallelerinde dolaştığını, restore edilmelerini beklediği bazı eski İzmir evlerinin boş arsalarıyla karşılaştığını söyleyen Kent Gözlemcisi Beşikçi, Kemer Tren İstasyonu’ndan önce İzmir merkezde bulunan harabe alanların ihya edilmesi gerektiğini belirtti. “Savaştan çıkmış ülkeler enkaz haline gelmiş kültür varlıklarını onarıp korurken biz elimizde bulunan sağlam binalara dahi sahip çıkamıyoruz” ifadelerini kullanan Beşikçi, şehrin çözüm bekleyen asıl  sorunlarını işaret ederek “Altınordu Mahallesi’nde Evliya Çelebi’nin ziyaret ettiği Şeyh Camii’nin tuğlalı minaresinin onarıldığını gördüm. Bu onarım Vakıflar Bölge Müdürlüğü gözetiminde mi yapıldı merak ediyorum? Aynı şekilde daha yeni restore edilen Mısri Dergâhı akaretlerindeki bozulmaları ve diğer konuları Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne özellikle sormuştum, ancak henüz cevap gelmedi. Yıllardır dilekçeler yazıyorum, kültürel miras denetimsizlik yüzünden yok oluyor. Göçlerle gelenlerin oturdukları evlerin mimarisine arabesk tarzda müdahale etmeleri acilen önlenmeli” şeklinde konuştu.
KENTİN TARİHİ İÇİN BİR ADIM…
Kemeraltı Çarşısı Anafartalar Caddesi’ne asılan gölgeliklerin başta yangın olmak üzere olası birçok tehlikeyi beraberinde getirdiğini aktaran Beşikçi, “Bütün tarihinde Kemeraltı Çarşısı’nın üstü hiç kapalı olmadı, ayrıca üst örtü yapılması teknik olarak çok zor. Eskiden olduğu gibi dükkânların önüne güneşten, yağmurdan koruyan açıp kapatılan tenteler en akılcı çözümdür” dedi. Kentin yok olmaya yüz tutan tarihi için bir adım atılması gerektiğini her fırsatta dile getiren Beşikçi, “III Murat döneminde Bergamalı bir köylünün bulduğu ilginç öyküsü olan Helenistik döneme ait 3 küpün 2’si Ayasofya’da diğeri de Louvre Müzesi’nde sergileniyor. Camiye çevrilmesinden sonra Ayasofya’da bulunan bazı eserlerin Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Tapu ve Kadastro 2. Bölge Müdürlüğü binasına taşınıp burada sergileneceği duyuruldu. Masif mermer küplerini İstanbul’dan istemenin tam zamanı… Küpleri Bergama’ya, vatanına taşısak, Küplü Hamam’da veya müzede sergilesek fena mı olur? Bu taşımadan cesaret alıp Louvre Müzesi’nde sergilenen sanat harikası süvari motifli diğer küpü de geri isteriz” diyerek çağrıda bulundu.




 

Haber Merkezi