Sayfa Yükleniyor...
Erken teşhisle meme kanserini yenen 40 yaşındaki Özlem Yılmaz, kanserle mücadele eden kadın ve çocuklara umut olmak için üniversiteye geri döndü. Yılmaz, gönüllü olarak psikolojik destek vermek istiyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmirde yaşayan Özlem Yılmaz, kendisine meme kanseri teşhisi konulduğunda 38 yaşındaydı. Zorlu bir sürecin ardından meme kanserini yenerek sağlığına kavuşan 40 yaşındaki Özlem Yılmaz, kansere karşı mücadele verdiği dönemde ileride yapmak istediği mesleğe daha da sıkı sarıldı. Hastalığını öğrendikten hemen sonra tedaviye başlandığı için yarıda bırakmak zorunda kaldığı üniversite eğitimine iyileşir iyileşmez yeniden başladı. Tedavi süreci boyunca kanser hastalarına umut olmak isteyen Yılmaz, psikoloji okuyor ve mezuniyeti iple çekiyor.
En büyük isteği kanser tedavisi gören kadın ve çocuklara gönüllü olarak psikolojik destek vermek olan Yılmaz, Kanser tedavisi zor bir süreç ve hem ailelerin hem de hastaların bu süreçte psikolojik desteğe ihtiyacı var. Benim bu konuda bir tecrübem var ve bu hastalığa yakalanan kadınlara, İyileşebilirsiniz arkadaşlar. Sakın kendinize inanmaktan vazgeçmeyin demek için yanıp tutuşuyorum. Hatta saçımı bile kazıtabilirim. Bütün yaşadıklarımı sadece böyle unutabilirim diye düşünüyorum dedi.
KANSER MİYİM?
2015 yılında meme kanseri teşhisi konulan ve meşakkatli bir sürecin ardından hastalığı yenen Yılmaz, yaşadıklarını şöyle anlattı: 5 Mayıs Hıdırellez Günü kızım Ecesuyu okuldan aldım. Hastaneden patoloji sonucunu aldıktan sonra eğlenmeye gidecektik. O kadar emindim ki bir şey olmadığından... Doktorun yanına girdim. Birkaç tıbbi terimle konuyu yumuşatmaya çalıştı. Kanser miyim? diye sordum. Adı biraz çirkin olsa da öyle dedi. O an ömrümün sonuna kadar unutamayacağım bir an. Film şeridi hikayesinin hep uydurma olduğunu düşünürdüm. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Doktor kanserin üçüncü evrede olduğunu, tekrar bir operasyon geçireceğimi ve kemoterapi alacağımı söyledi.
KANSERİ BİRLİKTE YENDİLER
Hastalığını bir süre kızından gizlediğini söyleyen Yılmaz, Saklamak zorundaydım çünkü yakın zamanda bir tiyatro gösterisi vardı. O gösteri başarıyla tamamlanmak zorundaydı. Kitle çok büyük olduğu için önce dört kür kemoterapi aldım. Ardından ameliyat ve kemoterapi... Tedavi süresince en büyük desteği kızımdan aldım. Onun manevi desteği benim için inanılmaz büyüktü. İnternette çok yoğun bir bilgi kirliliği var. O kirliliğin içerisinde ben hasbelkader Kanserle Dans Derneği ile tanıştım. Bu sayede pek çok arkadaş edindim. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlıyor. Birbirinin yarasında deva aramak gibi bir şey bu. Paylaştık, anlattık, güldük, ağladık ama hep birlikte atlattık. Tanıdığım arkadaşlarımın yüzde 80i iyi durumda şuan. Hala görüşmeye devam ediyoruz diye konuştu.
BENİ ANLAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİ
Kanser tedavisi süresince umutsuzluğa düştüğü ve psikolojik olarak çöktüğü acı anlar da olduğunu söyleyen Yılmaz, hafızasından bir türlü silemediği anısı şöyle anlattı: 36 yaşında üniversite sınavına girerek psikoloji bölümünü kazandım. Bir yıl hazırlık okudum, daha sonra kanser teşhisi konuldu ve kaydımı dondurmak zorunda kaldım. Hastanede yaşadığım ve unutamadığım bir psikolog tecrübemden sonra, İyileşeceğim ve bu okul bitecek dedim. Tedavi gördüğümüz kemoterapi ünitesiydi ama psikolojik destek de veriliyordu. Elinde defterle gezen bir psikolog vardı. Kemoterapi ünitesinde çalışan bir psikolog saçlarını kaybetmiş birçok kadının arasında saçlarını savura savura geziyordu. Onun beni anlaması mümkün değildi. Saç bir kadının imajı. O kaybı yaşamış birinin yanında Kuaföre gittim denmesini bile doğru bulmuyorum. Çünkü bizim geçtiğimiz yol başka bir yol ve anlayış istiyor. Mezun olduktan sonra gönüllü olarak kanser tedavisi gören kadınlara bu zorlu süreçte psikolojik destek vereceğim. Hatta saçımı bile kazıtabilirim. Bütün yaşadıklarımı sadece böyle unutabilirim diye düşünüyorum.
SEN DE BAŞARABİLİRSİN DİYECEK
Kanser hastalığında uzmanların da her defasında vurguladığı iki unsur var: erken teşhis ve pozitif enerji. Yılmaz da benzer vurguyu yapıyor ve ekliyor: Şuan 5 yıllık ilaç tedavisi, korunma ve takip dönemindeyim. Kanser tedavisi gören tüm kadınlara bu süreçte psikolojik destek gerekiyor. Çünkü sadece bu süreçte yalnızca hastalıkla ve tıbbi müdahalelerle boğuşmuyorsunuz. Fiziksel anlamda da ciddi değişiklikler yaşıyorsunuz. Saç, uzuv ve kilo kaybı gibi Bu süreçlerin aşılması için her kadının bir uzman desteği alması gerekiyor. Sevgi, şefkat ve anlaşılma sürecine kemoterapiden daha çok ihtiyacımız var. Zor ve yıpratıcı bir süreç. Hem ailelerin hem de hastaların psikolojik desteğe ihtiyaçları var. Sanırım kanserin benim hayatıma en büyük katkısı bu oldu. Kanserle birlikte geleceğime yön verdim diyebilirim; ne olmak, ne yapmak istediğimi belirledim. Ben başardım, sen de başarabilirsin sözünü duymaya ihtiyacı olan çok kadın var.
SAÇIMI BİLE KAZITABİLİRİM
Tedavi sürecinde eski eşinden büyük destek gören ve yeniden bir araya gelen Yılmaz, İnsan zor zamanlarında bazı şeyleri daha sağlıklı sorguluyor. Kanser olduğumu öğrendiğimde boşanmış olmamıza rağmen hep destekçim oldu. Kanseri yendiğim için kendimi şanlı hissediyorum ama arkama bakmamaya da özen gösteriyorum. Benim bu konuda bir tecrübem var ve bu hastalığa yakalanan kadınlara, İyileşebilirsiniz arkadaşlar. Sakın kendinize inanmaktan vazgeçmeyin diyebilmek için yanıp tutuşuyorum. Seneye mezun olduktan sonra kanser tedavisi gören kadınlara bu zorlu süreçte psikolojik destek vereceğim. Hatta saçımı bile kazıtabilirim. Kendilerine olan inançlarını kaybetmeden kendilerini severek yürüsünler. Kendilerini sevmekten vazgeçmesinler, yolun sonu aydınlık.
Haber Merkezi