Sayfa Yükleniyor...
Gazi Üniversitesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. İbrahim Uslu, çağın amansız hastalığı olan kanser hücrelerinin bazı bitkiler yardımıyla yok edilebileceğini iddia etti
NİLGÜN TAZE ÖZEL HABER
Çağımızın amansız hastalıkları arasında gösterilen kanser, çok çeşitli ve farklı evrelerde kendini gösteriyor. Kanser hücrelerinin yayılma hızı ise yaşam kalitesini etkiliyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Gazi Üniversitesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. İbrahim Uslu, bazı bitkilerin kanser hücrelerini yok ettiğini iddia ederek, yapılması gerekenleri anlattı.
Soluduğumuz havada oksijen molekülü ve oksijen atomunun birlikte bulunduğunu söyleyen Gazi Üniversitesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. İbrahim Uslu, hücrelerin oksijen molekülü ile solunum yaparken oksijen atomunun ise çok reaktif bir gaz olarak sağlıklı hücrelere zarar verdiğini belirtti.
ORMANDA YÜRÜMEK OLDUKÇA SAĞLIKLI
Kanser hücrelerini yok etmenin moleküler oksijenle onları boğarak mümkün olacağını ancak bir taraftan da bol bol antioksidan yani oksijen atomunu yok eden gıdalar tüketmek gerektiğini söyleyen Uslu, Oksijen atomu atmosferimizdeki oksijen moleküllerinin güneş ve diğer kozmik ışınlar yüzünden parçalanmasından oluşur. Kozmik ışınlar havadaki reaktif olmayan oksijen molekülünü çoğu zaman atomlara parçalamasa bile moleküldeki elektron dengesini değiştirerek reaktif hale getirebilir. Ağaçlar bilindiği üzere fotosentez reaksiyonu ile gündüz oksijen verirler ve bu verdikleri oksijen molekül halindedir. Yine ağaçların altında dolaşırken, güneş ve diğer ışınlardan daha az etkilenen soluduğumuz hava ile daha az oksijen atomu soluruz. O halde ormanda yürümek ve spor yapmak insan için oldukça sağlıklıdır dedi.
DEFNE TOHUMU ANTİ KANSER
Defne tohumunun monoterpen ve sesquiterpen molekülleri içerdiğini ve defnenin adeta oksijen molekülü kustuğunu ifade eden Uslu, kanser hücrelerinin oksijensiz solunum yapmasından dolayı oksijen moleküllerinden nefret ettiğini belirtti. Uslu, Özetle bizleri sağlıklı kılan havadaki oksijen molekülü kanser, Parkinson, MS gibi hastalıklara sebep olan ise havadaki oksijen atomudur. Defne tohumunun anti kanser özelliği işte bu yüzdendir. Hem kansere yakalanmamak için hem de kanser hastalığını tedavi etmek üzere defne tohumunu bu yüzden tüketilmelidir. Kanserden kurtulmanın diğer bir yolu ise vücudumuzu bazik bir ortamda tutmak. Vücudun sağlıklı kalabilmesi için kanın pH seviyesi kısmen alkali olan 7 bin 365 değerinde olmalıdır açıklamasını yaptı.
İÇTİĞİNİZ SUYA DİKKAT
Sağlıklı kalabilmenin bir diğer yolunun da asitlik derecesi 7.4ün üzerinde bazik sular içmekten geçtiğinin altını çizen Uslu, şunları söyledi: Unutmayalım günde kilomuza bağlı olarak, idrarımız kokusuz ve renksiz oluncaya kadar ve takriben 2.5 litrenin üzerinde bazik su içtiğimizde kanser kapımızı zor çalar. İşlenmiş şekerler, yapay tatlandırıcılar, rafine tahıllar, işlenmiş et ve süt ürünleri ve genetiğiyle oynanmış gıdalar hem toksin maddeler içerir hem de asit oluşturucu gıdalardandır. Ayrıca kolalı içecekler çok ciddi asit oranları nedeniyle asla içmemiz gereken sıvılardır. Brokoli, karalahana, karnabahar, pazı, şalgam yaprağı ve özellikle de ıspanak alkali gıdalar olarak sağlığımız için çok faydalıdır. Gerçek bir mucize olan sarımsağın bir sürü faydasının yanına alkali etki yapan bir yiyecek olması da eklenebilir. En alkali gıdalar arasında yer alan kırmızıbiber, endokrin fonksiyonu için zorunlu olan enzimler içerir.
KIRMIZIBİBER MUCİZESİ
Uslu, Kırmızıbiberin anti bakteriyel bir etkisi vardır ve A vitamini için iyi bir kaynaktır. Bu sayede strese ve hastalığa yol açan serbest radikallerle savaşır diyerek, zerdeçal ve zencefilin de alkali ve anti kanser olan önemli besinler arasında yer aldığını söyledi. Son olarak bir termoterapi yöntemi olan radyo frekans yöntemlerinin ve tümör dokularının seçici olarak ısıtılabilmesinin kanser tedavisinde yeni bir dönem başlattığını belirten Uslu, Radyo frekans yöntemiyle kanserli dokulara spesifik uygulanan termoterapi, kanser hastalarının ömürlerinde belirgin uzama sağlamıştır. Sarkom hastalarında radyoterapiye hiperterminin eklenmesiyle 2. yıldaki tümör kontrol oranı yüzde 12den yüzde 37ye yükseltilmiştir. Melanomada yüzde 28den yüzde 46ya, meme kanserinin tam cevap oranlarında yüzde 38den yüzde 60a, beyin tümörlü hastalarda 2 yıllık yaşam oranından yüzde 15ten yüzde 31e, rahim ağzı kanserlerinde tümörün tamamen kaybolma oranı yüzde 57den yüzde 83e çıkmıştır. Görüleceği üzere kanser iyileştirebilen çok basit bir hastalıktır ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi