Karabağlar’ın zemin durumu nasıl? Olası depremde nasıl etkilenir? 

Karabağlar’ın yarısının dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurgulayan Başkanı Selvitopu, Karabağlar’ın zemin durumunu anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 23.03.2023 13:04
  • Güncelleme Tarihi : 23.03.2023 13:36
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Karabağlar’ın zemin durumu nasıl? Olası depremde nasıl etkilenir?  haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ KAYA 

Erdal Erek’in İLKSES TV ekranlarında hazırlayıp sunduğu Siyaset Kulisi programına katılan Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, ilçedeki kentsel dönüşüme dair önemli mesajlar verdi. Yayında eleştirilerini de sıralayan Başkan Selvitopu, Bursa’yı örnek vererek emsal artışını gündemine aldı. “Kentsel dönüşüm emsal artışıyla olmaz. Emsal artışı her zaman çözüm üretmez tam aksine çözümsüzlük de getirebilir” diyen Selvitopu, imar affının artık tarihe karışması gerektiğini kaydetti. 

Dönüşümün halk ile uzlaşı sağlanarak yapılması gerektiğini hatırlatan Selvitopu, “İstikrarlı ve kararlı bir şekilde sürdürmek lazım. Yani çözülmeyecek, yürünmeyecek bir yol değil. Yeter ki siz iradeli ve kararlı olun. Yeter ki siz yolu yürüyün” ifadelerini kullandı. 

ANLATIRKEN KELİMELER YETMİYOR 
Kahramanmaraş merkezli depremin yaşandığı ilk hafta enkaz altındaki Malatya, Adıyaman ve Gaziantep şehirlerine giden Selvitopu, izlenimlerini anlattı: “Ülkemiz, önemli bir afet geçirdi, acılarımız var. Orada yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara da sabırlar diliyorum. Depremin olduğu ilk hafta ben de deprem bölgesine gittim. Malatya, Adıyaman ve Antep civarlarında bulundum. Özellikle ilk günler çok zordu. Kar yağdı, insanların evleri yıkılmış, bir yandan sevdikleri enkaz altında onların çıkarılmasını bekliyorlar, diğer yandan da kendileri ayakta durmaya çalışıyor. Tam bir yaşam mücadelesi içindeydiler. Bazen bunları anlatırken kelimeler yetmiyor. Oradaki durumu görünce farklı bir dünya ile karşılaştık. Elektrik, su, tuvalet yok. Yani yaşamla ilgili ihtiyaç duyacağınız hiçbir şey yok. Depremin bilançosu çok ağırdı. Malatya’da yıkımın olmadığı bir sokak yoktu. Bir kent düşünün, bütün yaşamın bırakıldığı, terk edildiği… Aynı manzara Adıyaman’da, Gaziantep İslahiye’de yaşanıyordu.”  

TEK BİR YOLU VAR, GÜVENLİ KENTLER
Selvitopu, sözlerine şöyle devam etti: “Felaket anında herkes yardımlarını ulaştırma çabasındaydı. Karabağlar Belediyesi olarak bizler de elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalıştık. Ama ilk hafta tabi organizasyon anlamında sıkıntılar oldu. 10 ayrı kent söz konusuydu. Depremin büyüklüğü tek bir noktada yoğunlaşmadı. Alan çok geniş olunca hem arama kurtarmada hem de yardımların ulaşımında birçok zorluklar yaşandı. Bütün bu acıları yaşamamanın tek bir yolu var; depreme dayanıklı, sağlıklı, güvenli kentleri oluşturmamız gerekiyor. Başka bir çaresi yok. Çünkü depremlerle iç içe yaşamak zorundayız. Depremden kaçış da yok. O nedenle depremin yoğun yaşandığı diğer ülkelerde olduğu gibi depreme dayanıklı, düzenli, sağlıklı kent dokularını yaratmamız gerekiyor. Sağlıksız kent dokularının sağlıklı hale getirilmesi için yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları da bu noktada önem arz ediyor. Türkiye’nin birçok kentinde uygulanmaya çalışılıyor. Karabağlar’da da örnekleri var.” 

KARABAĞLAR’A 6 BİN 700 GÖÇ 
Karabağlar’a deprem bölgesinden 6 bin 700 civarı vatandaşın göç ettiğini aktaran Selvitopu, “Evlerini, yakınlarını, iş yerlerini kaybeden, birçok zorlukla baş etmeye çalışan insanlar… Karabağlar’a gelen depremzede yurttaşlarımızla iletişim kurarak onların ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılamaya çalışıyoruz. Tabi bu süreç biraz uzun sürecek gibi görünüyor. Deprem büyük olunca zayiatı da büyük oluyor. Dolayısıyla bunun tamiratı, düzenli bir yapıya kavuşması da zaman alacak. Biz tedbirlerimizi de, yardımlarımızı da uzun vadeli olarak planlıyoruz. Bölgeden gelen taleplere göre, Karabağlar’da yaşayan depremzedelerin taleplerine göre desteklerimizi sürdüreceğiz. Zaten AKUT’un merkezi Karabağlar’da. Bu yüzden oraya giden ilk ekiplerden biri de AKUT’un yöneticileri. Bizler de onlardan yararlanmaya çalışıyoruz. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var” dedi.  

KARABAĞLAR’IN ZEMİN DURUMU İYİ 
Karabağlar’ın yarısının dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurgulayan Başkan Selvitopu, “Büyük bir bölümü de yenilenmeye ihtiyaç duyuyor. Karabağlar’ın toplam yerleşim alanı 2 bin 700 hektar. 2 bin 700 hektarın 680 hektarında kentsel dönüşüm çalışmaları var. Bu 680 hektarın 650 hektarındaki çalışmalar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının denetiminde sürdürülüyor. Orada da iki ayrı bölge var. Birincisi 14 mahallemizi kapsayan 540 hektarlık bir riskli alan, diğeri de üç mahallemizi kapsayan riskli alan. Osman Aksüner Mahallesi’ndeki dönüşüm çalışmasını belediye olarak kısmi yetki ile yürüttük. Şu an Bakanlığın onayını bekliyor. Onaydan sonra sahada artık uygulamalar başlayacak… Ben göreve 2014 yılında başladım. Şu anda Karabağlar’ın 2 bin hektarlık alanının tamamında plan revizyonlarını gerçekleştirdik. Plan revizyon dediğim ise günün koşullarına uygun, modern bir Karabağlar’ı yaratmanın yolunda yürüyeceğimiz yol haritasını belirleyen planlama çalışmaları. Karabağlar’ın bir diğer şansı da zemin durumu iyi. İzmir’deki zemin durumu iyi olan ilçelerden biri. Alüvyonla oluşmuş bir alanımız yok. Genelde doğal ve kaya bir zeminimiz var. Jeolojik raporlarda da bunlar tespit edilmiştir. Fakat bu ‘deprem olunca etkilenmeyecek’ değil. Olası depremlere karşı sağlıklı binaları inşa etmek zorundayız” bilgisini paylaştı.  

MEVZUATIMIZDA VAR AMA YETERLİ DEĞİL 
“Bayraklı’daki depremde afet bölgesi ilan edilmediği için yük biraz vatandaşın üzerine kalıyor” diyen Selvitopu, “Bana göre böyle durumlarda devletin destek olması lazım. Planlaması, teknik çalışmaları zaten yapılıyor ama finansal anlamda da desteklenmesi lazım. Uzun vadeli belki de faizi düşük hatta faizsiz kredilerin, finansman olanaklarının devreye girmesi lazım. Artık ülke olarak bu konuyu ciddi bir şekilde ele almamız gerekiyor. Çünkü sadece 10 ilimizde değil, Türkiye’nin birçok bölgesinde benzer depremler yaşayabiliriz. Sağlıklı bir planlamayı devreye almalıyız. Mevzuatımızda var ama yeterli değil. Kooperatif ihtiyacı da oradaki bu eksiklikten doğan bir ihtiyaç. İki aşamalı kentsel dönüşüm programı yaptık. Birinci aşamasında plan, proje çalışmaları var, ikinci aşaması ise halkın bu süreçlere katılımı yani uzlaşma süreçleri. Unutulmamalıdır ki; kentsel dönüşüm sürecinin en önemli ayaklarından biri de uzlaşı… Bunu istikrarlı ve kararlı bir şekilde sürdürmek lazım. Yani çözülmeyecek, yürünmeyecek bir yol değil. Yeter ki siz iradeli ve kararlı olun. Yeter ki siz yolu yürüyün” sözlerini gündeme getirdi. 

ÇOK YOĞUN BİR EMSAL UYGULANMIŞ 
Kentsel dönüşümde emsal artışını da değerlendiren Selvitopu, “Kentsel dönüşümü yaparken kentsel standartları da sağlamak lazım. Ulaşımı, alt yapısı, yeşil alanı, kültürel tesisleri, okulu vs. her şeyi… Yoksa emsal artırarak yaparsanız çözümsüzlükler yaratırsınız. Bunun Türkiye’de de yapılmış örnekleri var. Örneğin Bursa’daki kentsel dönüşüm kent siluetini bozmuştur. Onu yapanlar dahi ortaya çıkan görüntüden rahatsızlar. Dönüştürülemeyecek bir alan yaratılmıştır. Çok yoğun bir emsal uygulanmış ve kentin görüntüsü bozulmuştur. Kentsel dönüşümün amacı bu değil. Kentsel dönüşüm projeleri adı altında bir daha dönüştürülemeyecek alanlar yaratılmaması lazım. Türkiye’de yürütülen iki ayrı yasanın tek yasaya dönüştürülmesi lazım ve kentsel dönüşüm uygulamalarının merkezine de yerel yönetimler mutlaka konulmalı, sorumluluk verilmeli. Ayrıca sosyal bilimciden, jeologuna farklı meslek disiplinlerinin bir arada çalışması gerekiyor. Emsal artışını çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Emsal artışı her zaman çözüm üretmez tam aksine çözümsüzlükte getirebilir. İmar affının ise tarihe karışması lazım” dedi.