Sayfa Yükleniyor...
Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen yasak, sektörde şok etkisi yaratırken sektör temsilcileri, alınan kararın sektör, ihracat ve ülkenin imajına ciddi zararlar getireceğini vurguladı
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
20 yıl aradan sonra gelen dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen yasak, sektörde şok etkisi yarattı ve tepki çekti. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Ümmühan Tibet ile Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Başkanı Davut Er, söz konusu kararın öncesinde görüşlerinin alınmadığını ve kendileriyle birer sektör temsilcisi olarak herhangi bir istişarede bulunulmadığını ifade etti. UZZK Başkanı Tibet, “Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen yasaklama kararı sektörde şok etkisi yarattı” derken, EZZİB Başkanı Davut Er ise söz konusu karar alınmadan önce gelişmelerden haberdar olmadıklarını ve yasak karşısında şok olduklarını söyledi. Er, “Her türlü kısıtlama ve yasağın sektöre zarar vereceğini düşünüyoruz” diyerek karardan bir an evvel vazgeçilmesini beklediklerini söyledi.
KARAR, ŞOK ETKİSİ YARATTI!
Bugüne kadar alınan bütün kararlar öncesinde kendilerine danışıldığını dile getiren Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Ümmühan Tibet, bu son derece önemli konuda kendilerine herhangi bir şekilde danışılmadan alınan kararın sektörde şok etkisi yarattığını belirtti. Tibet, “Bu karar hepimiz için şok etkisi yarattı. Çünkü biz konsey olarak 2007’de kurulduğumuzdan beri sektörün çatı kuruluşu olarak grupları bünyemizde barındırıyoruz. Ve bugüne kadar hükümetlerimizin aldığı tüm kararlarda mutlaka bizimle istişare edilir ve konu enine boyuna tartışılır ondan sonra kararlar alınırdı. İlk defa bu teamüllere uyulmadan böyle bir kararın alınması bizlerde derin bir üzüntü ve şok etkisi yarattı. Çünkü hepimizin bildiği gibi zeytinyağı bizim milli ürünümüz, yüzde yüz dışa bağımlı olmadan kendi kaynaklarımızla ürettiğimiz ve iddialı olduğumuz bir ürünümüz. Bakanlığımızla beraber 2023 hedefleri doğrultusunda dünya ikinciliği hedefi koyduk ve bu doğrultuda da hareket ediyoruz. Ağaç varlığımızla şu anda dünya ikincisiyiz. Yaklaşık 190 milyon zeytin ağacımızla. Haliyle bu denli önemli bir karar alınırken neden bizlerin görüşü alınmadı bu bizim halen cevabını bulmadığımız bir soru” ifadelerine yer verdi.
ENFLASYONA ETKİSİ ÇOK DÜŞÜK!
Kararın gerekçelerinden birisinin enflasyon olduğunu belirten Tibet, bu kararın iç piyasa ve zeytinyağı üreticisini olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Tibet, “Böyle bir kararın neden alındığı ile ilgili yetkililer tarafından bir bilgilendirme almadık. Basından öğrendiğimiz kadarıyla pandemi nedeniyle ve piyasalardaki enflasyon konusundaki tedbirler kapsamında alındığı belirtiliyor. Zeytinyağı bizim milli ürünümüz ama hala toplam yağ ihtiyacımız içerisinde payı yüzde 10’larda. Ülkemizdeki bitkisel yağ ihtiyacı 2-3 milyon ton civarında. Zeytinyağının ortalama 200 bin ton üretimiyle bazı yıllar yüzde 10’ları bile bulamıyoruz. Tüketimdeki payı da aynı şekilde. Zeytinyağının yaklaşık 2 kilogram kişi başı tüketimle 25 kg içerisindeki payı yüzde 10’dan daha az. Dolayısıyla zeytinyağının enflasyona olan etkisi çok çok düşük. İhmal edilebilecek seviyede. Diğer taraftan ihracatçımız son derece başarılı işler yaparak dünyanın her yerine zeytinyağı ihracatı yapıyor. Bu anlamda ihracatçılarımızın da herhangi bir görüşü alınmadan verilen bir karardan bahsediyoruz. Haliyle böyle ani kararlar ticaretimizi olumsuz etkileyecektir. İç piyasada bu konunun etkileri de olacaktır. Dolayısıyla alınan bu karardan geri adım atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
AĞAÇLAR KESİLME NOKTASINA GELMİŞTİ!
Alınan kararın kendilerinden de görüş alınmadan verildiğini belirten EZZİB Başkanı Davut Er ise yasak ve kısıtlamaların sektör ve ülkeye zarar vereceğini söyledi. Daha önce alınan kararları hatırlatan Er, “Öncelikle bu karardan bizim kesinlikle hiçbir şekilde haberimiz olmadı. Tarım ve Orman Bakanlığından gelen istek ve Ticaret Bakanlığının onayıyla bu karar bizlere bildirildi. Biz de açıkçası biraz şok olduk. Takdir edersiniz ihracat akşamdan sabaha yapılan bir iş değil. Uzun vadeli 6 aylık, yıllık kontratlarla yürütülebilen ticarette her türlü yasak ve kısıtlamanın sonucunda o sektörü ve ülkenin zarar göreceği kesindir. Geriye gidip tarih vermek istiyorum. 1994 ve 2002 yıllarında bu tarz kısıtlamalar yapıldığında ülkemizdeki zeytinyağı üretici fiyatları ortalama 0,90 sent iken 1 dolar seviyelerine geldi. Üreticiler neredeyse zeytin ağaçlarını kesme noktasına geldi. Diğer bitkisel yağlara diyecek bir lafım yok, onların da fiyatları yükseldi ama bu bitkisel yağlar içerisinde zeytinyağı fiyatları en az yükselen ürün” dedi.
SEKTÖRE ZARAR GETİRECEK!
Birlik ve sektör olarak hedeflerinin ambalajlı ve kutulu ihracat olduğunu anımsatan Er, “Burada çok önemli bir konuya değinmek istiyorum; ambalajlı zeytinyağı ihraç etmek Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin ve bizim sektörün ana hedefidir. Bundan 30 sene evveline baktığımızda yüzde 20’lerde olan ambalajlı kutulu ihracat şimdi neredeyse yüzde 46-50’lere geldi. Bu son derece büyük bir başarı. Ancak bu resme bakarken büyük resmi kaçırmamak lazım. Tek başına siz ‘Sadece ben kutulu ve ambalaj yapacağım diğer taleplerin hiçbirine cevap vermeyeceğim, bunları yapamam’ gibi bir ticaret anlayışıyla ilerleyemezsiniz, işi büyütemezsiniz. Burada volüm ve hacmin büyümesi için, ihracatımızın büyümesi için her türlü talebin ihracatçımıza cevap verme gereksinimi vardır. Dediğim gibi bizim asıl hedefimiz ambalajlı kutulu zeytinyağı ihraç etmek fakat her türlü kısıtlama ve yasağın sektörümüz ve ülkemiz açısından milli ve strateji bir sektör olan zeytinyağı açısından zarar getireceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
İHRACATTA İSTİKRAR VURGUSU
İhracatın sürekli ve istikrarlı olmasının son derece önemli olduğuna vurgu yapan Er, büyük bir üretim beklediklerini ve bu üretimin iç tüketimle karşılanamayacağının altını çizdi. Er, “90 milyondan 180 milyona gelen zeytin ağaç varlığımız, 2023 hedeflerimiz ile birlikte önümüzdeki dönemde büyük bir üretim bekliyoruz. Bu büyük üretim Türkiye’nin iç tüketimiyle maalesef karşılanamaz. Mutlaka ihracatın olması gerekir. Üreticimizin malının değerlendirilmesi ve dünya piyasalarında Türk zeytin ve zeytinyağının mutlaka devamının getirilmesi ve sürekli istikrarlı gönderilmesi gerekiyor. ‘Bu sene satıyorum gelecek sene satmıyorum’. Böyle bir lüksümüz asla olamaz. Çünkü ihracatta devamlı ve istikrar olmazsanız sürekli olarak size mal talebi gelmez. Bütün ihracatçılarımızın yıl bazında ay bazında taahhütleri ve kontratları var ve bunların yerine getirilmesi lazım. Çünkü bir ülkenin imajı, bir ürünün imajı bir ihracat sektörünün devamlılığı sürekli ve istikrarlı ihracat ve üretimden geçer. Bu yüzden alınan kararın gözden geçirilip, karardan geri adım atılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi