Karneler ellerinde fabrikalara, tarlalara koştular!

Birçok öğrenci geçtiğimiz günlerde karnesini aldı. Ancak Türkiye’de hatta dünyada her öğrencinin aynı oranda şanslı olmadığı gözlemleniyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin hazırladığı çocuk işçi ölümlerine dikkat çekilen raporlar da gündemde. İSİG’in son raporuna göre; Çocukların okuması, oynaması, gezmesi, ruhsal ve fiziksel gelişimlerini tamamlaması, sağlıklı ve güvenli yaşaması gerekirken son dönemde derinleşen yoksulluk temelinde hızla işçileştiriliyorlar. Bunun sonucu olarak her yıl en az 60-70 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybediyor; binlerce yaralanma, uzuv kaybı, ruhsal ve fiziksel gelişime vurulan darbeler gözükmüyor bile!

Karnelerini aldıktan sonra da birçok öğrenci hiç şüphesiz ki yine fabrikalara, tarlalara gidecek. Mevsimlik öğrenci / işçi sorununa ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Parası olanın okuduğu, olmayanın da ucuz iş gücü olarak ortada bırakıldığı bir gelecek” eleştirisinde bulundu.

HEDEFSİZCE SIRALARI DOLDURDULAR

“Bir eğitim öğretim yılı daha tamamlanırken çocuklarımız, gençlerimiz karnelerini alıp, gelecek eğitim yılının hayalini planlamaya başladılar” diyen Kalafat, sözlerine şöyle devam etti: “Birçok yapısal sorunu içinde barındıran bir yıl daha geride kaldı. Öğrenciler, ÇEDES protokolü uygulamasıyla başlayan süreçte okulların pedagojik vasıfları olmayan din görevlileriyle doldurulmasıyla gözlerini açtılar eğitim öğretim yılına. Sanki eğitim sistemimizin tek derdi din eğitimi eksikleriymiş gibi. Sonra da müfredat değişikliği tartışmasıyla seneyi kapattılar. Öğrencilerimiz belki de ne olup bittiğini bile anlamadan her gün daha kötü bir eğitim için okula gidip, gelmeye devam ettiler. Geleceksiz bir eğitim sistemi içerisinde hedefsizce sıraları doldurdular, sınavlara girdiler.”

UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK ORTADA BIRAKILAN BİR GELECEK!

Sözlerinin devamında Başkan Kalafat, “Kamusal eğitimin içeriği ideolojik argümanlarla değersizleştirilirken, parası olanın görece daha iyi eğitim alabileceği özel okullara gitmek zorunda olduğu, bunun bir tercih değil, başarı için mecburiyete dönüştüğü bir sistem yaratıldı. MESEM’ler ve meslek lisesi çıraklık eğitim sistemiyle ya da staj adı altında öğrencileri ucuz iş gücü olarak kullanmanın yasal zeminleri oluşturuldu. Tarım işçiliğinde çocuklarımızın çalışmasına müdahale edilmeyerek aslında çocuk köleliğine göz yumuldu. Bir ülkeyi geleceğe bağlayan şey gelecek için planları ve gelecekte o planları hayata geçirecek çocuk ve gençlerin yetiştirilmesidir. Yukarıda anlattıklarımız bugün ki eğitim politikalarımızın ve yöneticilerinin gelecekte nasıl bir eğitim ve ülke hayali kurduğunu apaçık ortaya sermektedir. Parası olanın okuduğu, olmayanın da ucuz iş gücü olarak ortada bırakıldığı bir gelecek” eleştirisinde bulundu.

UYARILARIMIZI YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Son olarak Kalafat, “Eğitimli işsizler ordusu yaratıp, verili sitemde yokluklar içinde yaşayan çalışan kesimlere ‘bakın siz hakkınızı ararsanız altta aldığınız paranın yarısına bu işi yapacak insanlar var’ diyebilen bir gelecek. Evet çocuklarımız karnelerini aldılar… Kimisi başarılı, kimisi daha az başarılı… Emeklerine sağlık. Ama biz veliler olarak milli eğitime karne değil, uyarı mesajlarımızı vermeye devam edeceğiz. Bu memleketin tüm çocukları eşit, nitelikli, laik, bilimsel eğitimi almak zorundadır. Çocuk işçilik suçtur. Bütün öğrencilerimize iyi tatiller dileyebileceğimiz bir eğitim-öğretim yıl sonu hayallerimiz gerçek oluncaya dek uyarılarımızı yapmaya devam edeceğiz” mesajını verdi.