Kartal Dağı’na mermer mezar!

‘Tire’nin akciğeri’ Kartal Dağı bölgesine yapılması planlanan mermer ocağı projesinin halkın kantarına çıkacağı kritik toplantı öncesi konuşan Aydın, projenin bölgenin bölge tarımını ve hayvancılığı bitireceğini dolayısıyla göçün zorunlu hale geleceğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.10.2021 11:02
  • Güncelleme Tarihi : 25.10.2021 11:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kartal Dağı’na mermer mezar!

ÇAĞLA GENİŞ

İzmir’in Tire ilçesinde bölgenin akciğerleri olarak tanımlanan Kartal Dağı civarındaki Küçükkale ve Büyükkale Mahalleleri bölgesinde yapılması planlanan tartışmalı mermer ocağı ile ilgili süreç devam ediyor. Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) başvurusunun yapılmasının ardından insan sağlığı ve bölge tarımına tehdit nedeniyle bölge halkının tepkisine neden olan projede gözler kritik toplantıya çevrildi. İzmir Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün verdiği kararla mermer ocağı projesi 26 Ekim günü Küçükkale Mahalle Kahvesi’nde halkın kantarına çıkacak. Bölge halkı kritik oturum öncesi Küçükkale ve Büyükkale Köyü girişine ‘Madencilerin girişi yasaktır’ pankartı asarken, Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın da bölgede yürütülmek istenen madencilik faaliyetlerine isyan etti.

Aydın, dağın güney yamacında 2 bin yıllık eski bir yerleşim yerine ait tarihi buluntulara rastlanmasının ardından 93 dönümlük sahanın tescillenerek 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğini ancak ÇED raporunda ruhsat sahası çevresinde zeytinlikler ve tarım alanlarının yanı sıra arkeolojik kültür varlıklarının da olmadığını belirten yanıltıcı bilgiler yer aldığını söyledi. Ocakların işletmeye açılması durumunda yaşanacak olumsuzluklara değinen Aydın, “Hava, su ve toprak kirlenecek, bitkiler ve ağaçlar üzerlerinde birikecek tozlar yeterli ve kaliteli meyve oluşumunu engelleyecek, azalacak verim ve artacak zirai mücadele ihtiyacı ile tarımsal üretimde ve hayvancılıkta kayıplar yaşanacak ve sonuç olarak son yıllarda göç almaya başlayan bölgeden ilçe ve şehir merkezlerine göç zorunlu hale gelecek, işsizler ordusuna yenileri eklenecektir” ifadelerini kullandı.

TARİHTEN SİLİNMEK İSTENİYOR

Bölgede açılması planlanan mermer ocağı ve benzeri taş ocağı işletmelerinin birbiri ardına işletme ruhsat başvurusu yapmaları ve ÇED Raporu süreçlerini başlatmalarının bölge halkında endişe yarattığını belirten Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, “Kartal Dağı’nın eteklerinde yer alan Halkapınar, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı ve Akyurt mahallelerini de içine alan ve orman alanı olan 194,60 hektarlık çok geniş bir ruhsat alanında 6 adet mermer ocağı açılması girişimini köylerimizin tarih sahnesinden silinmek istenmesi olarak görüyor, binlerce insan ve yüzyıllardır birlikte yaşadığımız orman ve çeşitli canlı türleri adına bu yanlış projeden derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz. 6 ocakta yapılacak mermer üretim işlemi ile gerekse pasa (artık) stok alanları, çökeltim havuzları gibi unsurlarca su, toprak ve benzeri kaynakların kirletilmesi ve tahrip edilmesi, üretim sırasında ortaya çıkacak gürültü ve toz dikkate alındığında Küçükkale, Üzümler ve Büyükkale başta olmak üzere bölge yaşanamaz hale gelecektir” dedi.

GÖÇ ZORUNLU HALE GELECEK

İşletmeye açılması düşünülen ocakların insan sağlığı ve bölge tarımını olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Aydın, “Hava, su ve toprak kirlenecek, bitkiler ve ağaçlar üzerlerinde birikecek tozlar yeterli ve kaliteli meyve oluşumunu engelleyecek, azalacak verim ve artacak zirai mücadele ihtiyacı ile tarımsal üretimde ve hayvancılıkta kayıplar yaşanacak ve sonuç olarak son yıllarda göç almaya başlayan bölgeden ilçe ve şehir merkezlerine göç zorunlu hale gelecek, işsizler ordusuna yenileri eklenecektir. Bunlar birer endişe değil yaşanan gerçeklerdir” diye konuştu.

RAPOR YANILTICI BİLGİLERLE DOLU

Dağın güney yamacında 2 bin yıllık eski bir yerleşim yerine ait tarihi buluntulara rastlanmasının ardından 93 dönümlük sahanın tescillenerek 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğini ancak ÇED raporunda ruhsat sahası ve yakın çevresinde arkeolojik kültür varlıklarının olmadığı şeklinde yanıltıcı bilgiler yer aldığını söyleyen Aydın, “ÇED raporunda ruhsat sahası ve yakın çevresindeki zeytinlikler ve tarım alanları konusunda yanıltıcı bilgiler olup, ruhsat sahasında arkeolojik kültür varlıklarının olmadığı da yazmaktadır. Bu beyan dahi raporun saha çalışması yapılmadan hazırladığının açık bir kanıtıdır; eğer öyle olmasaydı Tire Müze Müdürlüğü’nün bölgede yaptıkları tespit ve tescil çalışmalarından ve Aydın Kültür varlıkları Koruma Kurulu’nun dağın güney yamacındaki Kültür varlıklarını 1. derece sit olarak tescillediğinden haberdar olurlardı. Ayrıca ruhsat ve ÇED alanları belirlenirken sahanın içindeki zeytinlikleri görmezden gelmek akla ve mantığa aykırıdır ve kabul edilemez bir durumdur” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi