Sayfa Yükleniyor...
Psikolog Fatma Nur İbaoğlu Zahnd, gelecek kaygısının önüne geçebilmenin yegane tedavisinin anda yaşamak olduğunu belirterek, Geleceğe umut ile bakabilmenin yolu rahatlık ve güven hissini kazanmaktan geçiyor dedi
NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER
Resmi sözlük tanımlarına göre gelecek kaygısı özellikle genç nüfus üzerinde büyük bir baskı ve stres yaratan bir durumlar bütünü oluşturuyor. İnsanlar ileride nasıl bir işte çalışacaklarını, işlerinde, yaşamlarında mutlu olup olmayacaklarını, ülkenin genel ekonomik durumunun ve bireysel ekonomik durumlarının nasıl olacağı ve bunlar gibi binlerce soru nedeniyle sürekli bir sorgula halinin yarattığı olumsuz duygu durumu kaygı. Gelecek kaygısının ilk olarak ergenlik çağlarında gelecek ile ilgili endişe ve sorgulamaların başlamasıyla oluştuğunu ifade eden Psikolog Fatma Nur İbaoğlu Zahnd, Özellikle gençler lise son sınıfta ve daha sonra üniversite son sınıfta mezuniyete yakın daha yoğun hisseder bu kaygıyı. Mutlu olabileceği, yeterli maaş alabileceği bir işi bulduktan sonra dahi bu kaygı bitmez. Bu sefer çalıştığı işyerinde emeklerinin karşılığını alabilme, patron tarafından takdir edilip terfi edilebilme kaygısı başlar. Hatta takdir edilemediğini hissettiği durumlarda ise iş yerinden atılabilme veya bazen iş yerinin kapanması kaygı ve korkusunu da yaşayabilir. Tabi tüm bunları kişinin yaşadığı ülkenin ekonomik şartları ve tabi en önemlisi ailenin kendisinden beklentileriyle de ilişkilidir dedi.
KAYGI YERİNE RAHATLIK
Gelecek kaygısının her ne kadar sadece gençlerin bir sorunu olarak tanımlansa da aslında yaş ilerledikçe gelecek kaygısının şiddetinin arttığını ifade eden Zahnd, Yani yaş ilerledikçe ve yaşam sorumlulukları arttıkça, başka bir değişle yaşamda geri kalan süremiz azaldıkça kaygımız artar. Evlilik, çocuklar, hastalıklar, yakınlarımızın hastalıkları aslında tüm yaşamın barındırdığı her türlü gerçeklik gelecek kaygısı, korkusu duygularını tetikleyebilecek güçtedir. Bununla başa çıkabilmenin ve her türlü güçlüğe rağmen bunların içinden geçebilip geleceğe umut ile bakabilmenin yolu rahatlık ve güven becerisi kazanmaktır. Gelecek kaygısını rahatlığa dönüştürebilmek çok genç iken kazanmamız gereken bir beceridir aslında. Rahat, güvenli ve kaygısını yönetebilen gençler en üretken ve yaratıcı toplumları oluştururlar açıklamasını yaptı.
ANI KAÇIRMAK
Türkiyenin bir sınav toplumu olmasından dolayı öğrenci ve velilerin ciddi bir stres altında olduğunu ifade eden Zahnd, şu açıklamaları yaptı: Bu stresin en büyük kaynağı gelecekle ilgili duydukları korku ve buna bağlı güven ve cesaret duygusu eksikliği. Aslında hayatta hepimizin bir kaygısı var. Değişim korkusu ve tüm bunların altında yatan, bilinmeyen korkusunu yeniye, keşfedilmemiş ve tecrübe edilmemiş olana duyulan korku ve endişe olarak adlandırabiliriz. İşin özü yeniden ve değişiklik yapmaktan korkuyoruz. Gelecek korkumuz arttıkça anı yaşamak ve andan keyif almak zorlaşıyor. Zihnimiz sürekli geçmiş veya gelecekte dolanıyor. Mutluluğu bu anda aramak yerine geçmiş veya gelecekte arıyor ve beklentiye giriyoruz. Beklentiler ise mutsuzluk, yaratıyor.
BUGÜNDE YAŞAMAK
Depresyonun altındaki en önemli sebeplerden birisinin zihnin geçmişte ve gelecekte yaşaması ve mutluluğu koşullaması olduğunu ifade edene Zahnd, Gelecekte mutlu olmak yerine anda yani şimdi, burada huzurlu olmayı hedeflemek depresyonu önleyici etkiye sahip. Bu yüzden anda kalmamızı sağlayan her türlü doğal terapi tekniği üzerimizde iyileştirici güce sahip. Yani hepsi birer doğal reçete. Bunu siz değişik kişilerden, değişik şekillerde sürekli duyuyorsunuz. Bazen belki Aman ne kadar klişe bir kelime diyorsunuz. Şuna emin olun ki bu yaşamda depresyonu kaygıyı endişeyi önleyici en iyi reçete bu. Geçmiş veya geleceğe odaklanmayıp odak noktamızı tamamen şu ana getirmek şeklinde konuştu.
HUZURUN SIRRI
Kaygının en derininde yatan gerçekliğin geleceğe olan endişeden kaynaklandığını açıklayan Zahnd, zihnin gelecekte olacak veya olamayacak bir şeye ait veriler yarattığını söyledi. Gelecek kaygısının 5-10 saniye sonrası için olabileceği gibi 5-10 yıl sonrasını da hedefleyebileceğini ifade eden Zahnd, Bunu hissettiğimiz her an o ana dönersek kaygının yok olduğunu görürüz. Meditasyon, anda kalmak (mindfulness) ve yoga, bunların hepsi aslında tamamen aynı şeyi hedefliyor. Burada, bu anda, olduğumuz yerde olmak. Ne geçmişte, ne de gelecekte. Gerçekte var olan tek gerçeklik olan aslında bu anda. Peki anda olup olmadığınızı nasıl anlayacaksanız? Korku, kaygı, endişe duygularının hepsi anda olmadığınızın belirtisidir. Çünkü bu anın içerisinde kaygı, korku, panik ve endişe yoktur ifadelerini kullandı.
NASIL YAPACAĞIZ?
Bu anda geçmişte yaşanılan travmalar, olumsuz hatıralar, hatalar, başarısızlıklar, utanma, pişmanlık ve suçluluk duygusunun var olamayacağını açıklayan Zahnd, Bir Arap atasözü, Geçmişte kalan şey senden kaçmıştır, gelecekten umut ettiğin şey yoktur ama şimdi sana aittir der. Anda kalabilmek için yapabileceğimiz şeyler ise çok basit. Sadece ve sadece farkında olarak. Farkında olarak yaptığınız her şey direk olarak meditatif ve iyileştirici nitelik kazanır ve kaygıyı yok eder. Ne yapıyorsanız yapın o anın içinde olarak o anda 5 duyu organımızı hissederek yapın. Anda olmak, içine bulunduğumuz durumda içimizde ve dışımızda olanların farkında olmak için dokunduğumuz şeyler, aldığımız kokular, duyduğumuz sesler, aldığımız tatlar ve gördüklerimiz var. Bitmedi. Bir de benim içsel 5 duyu organımız dediğim, elimin 5 parmağı ile saydığım ve sembolize ettiğim faktörler var ruh sağlığımıza doğrudan etki eden faktörler var. Bu 5 faktörün sürekli farkında olmak ve bize iyi gelip gelmediklerine göre yaşamımızı şekillendirmek ruh sağlığımızı korumanın temel taşlarından biri dedi.
5 DUYUNUN KULLANIMI
Bugünün her türlü rüyayı, mutluluğu ve her türlü vizyonu umuda dönüştürme gücüne sahip olduğunu açıklayan Zahnd, şunları söyledi: Yediğimiz yiyecekler, içinde bulunduğumuz ortam, içinde bulunduğumuz ilişkiler, soluduğumuz hava ve aldığımız nefes, ruhumuzu besleyen hobiler. Bu iç ve dış 5 öğenin farkında olursak anda kalmayı başarmış oluruz. Gelecek kaygısını hatta her türlü kaygıyı yeneriz. Sanskritçe bir atasözünde Bugün ile uğraş sadece, çünkü dün sadece bir rüyaydı, yarın ise sadece bir vizyon. İster sınav anında olsun, ister çok önemli bir toplantı, ister iş görüşmesi, ilişki sınavı veya geçmek zorunda olduğumuzu hissettiğimiz başka bir sınav. Hayatın ta kendisi zaten büyük bir sınav. Yaşadığınız her an her boyutta sevgi enerjisi ile dolsun, hissettiğiniz en yüce aşk kendinize olan olsun ve gününüz keyif ve huzur ile dolsun.
Haber Merkezi