- Gündem
- 19.05.2025 13:50
2022 yılı içinde 3 bini aşkın hekimin Türkiye’yi terk edeceğini öngördüklerini söyleyen Başkan Kaynak, “Sağlıkta kalite çok önemli bir sorun olarak önümüzdeki yıllarda tartışılmaya başlanacak” dedi
ESLEM TÜRKOĞLU - ÖZEL HABER
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Süleyman Kaynak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın internler ile ilgili açıklamalarını değerlendirerek, tıp fakültelerindeki sorunlara değindi. Kaynak, hekimlerin ya yurtdışına gitmek için uğraştıklarını ya da riski az ve hastayla daha yüzeysel temas kurabilecekleri branşları tercih ettiklerini vurgulayarak, “2022 yılı içerisinde 3 bini aşkın hekimin Türkiye’yi terk edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
ASGARİ ÜCRET YETERLİ DEĞİL
Kaynak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın internlerine yapılacak ödemenin asgari ücret düzeyine çıkarılacağı ile ilgili son açıklamasını şöyle değerlendirdi: “Muhtemelen seçim dönemine girilmenin işaretleri olarak değişik kesimlere değişik vaatlerde bulunuluyor. Geçen hafta sağlık sisteminde açıklanan yeni ödeme sistemiyle birlikte şimdi internlere sıra geldiği anlaşılıyor. İnternlük, emek yoğun bir dönemdir. Bu emek yoğun dönemin aslında ödüllendirilmesi gerekir. Bu ödüllendirme de burada bahsedildiği gibi asgari ücret düzeyinde olmamalıdır. Çünkü burada verilen hizmet bir hekimlik hizmetidir. Dolayısıyla bunun asgari ücret düzeyinde tutulması doğru değildir. Çünkü asgari ücret dediğimiz şey şu anda yaklaşık 5500 lira ama açlık sınırı 6200 lira olarak ilan edildi. Asgari ücret alan bir insan açlık sınırına ulaşmak için daha fazla para kazanması gerekir. Asgari ücret geçim için çok yetersiz bir ücrettir. Hekimlik yapmaya başlayan, bu konuda ilk emeğini vermeye başlayan internler için yeterli bir miktar değildir.”
YENİ DÜZENLEMELER YAPILMALI
Yayınlanan ek ödeme yönetmeliğine dair Kaynak, “Bu düzenlemenin birçok eksik tarafı var. En önemli eksik tarafı birinci basamakta asıl sağlık sisteminin yükünü çekmekte olan aile hekimleri ve iş yeri hekimleri ile ilgili bir içerik yok. İş yeri hekimleri bir ölçüde özel sözleşmelerle çalışıyor. Fakat birinci basamaktaki aile hekimlerinin bu yönetmeliğe dahil edilmemesi ve onlara yeni bir hak düzenlemesi yapılmaması çok büyük bir eksikliktir. İkinci eksiklik de Sağlık Bakanlığı kurumları dışında çalışan örneğin üniversitelerde özellikle kamu üniversitelerinde çok yoğun eğitim-öğretim hizmeti yapan, sağlık hizmeti üreten, sağlık hizmetini destekleyen üniversite akademik personeline ve idari personeline de burada bir düzenleme yapılmamıştır. Mesela Sağlık Bakanlığı’nın idari personeli de bunun içerisinde olmasına rağmen diğer kurumların örneğin üniversitenin ne akademik ne de idari personeli için bir düzenleme yapılmamıştır. Bunlar çok önemli eksikliklerdir. Özellikle aile hekimlerinin sorunlarına daha yakından ve çözüm üretici tarzda yeni düzenlemeler getirilmesi lazımdır. Üniversitenin hem akademik hem de idari personeli için de yeni düzenlemelerin mutlaka yapılması lazımdır. Çünkü onlar şu anda çok mağdur durumdalar. Bugün tüm hekimler neredeyse yoksulluk sınırının hala altında kalmış durumdalar. Dün itibariyle belki birtakım düzenlemeler onu biraz tahsil etti. Ama bunun yetersiz olduğunu ve birkaç ay sonra enflasyonun altında bu kazanımların da kaybolacağını çok net bir şekilde görüyoruz” dedi.
TIP FAKÜLTELERİ ARTIK TERCİH EDİLMİYOR
“Tıp fakülteleri çok ciddi sorunları olan kurumlar haline geldi. Hem tıp fakültelerine girişlerde hem tıp fakültesi mezuniyeti sonrasında tıpta uzmanlık sınavları sonrasındaki, tercihlerde çok ciddi değişikler var” diyen Kaynak, sözlerine söyle devam etti: “Bunun en önemli nedenlerinden birincisi, hekimlerin özlük haklarındaki ve çalışma koşullarındaki ağırlık ve yetersizlik. İkincisi de sağlıkta şiddet. Bu çok can yakıcı bir hale geldi. Üçüncüsü de liyakatsizlik. Bunlar gibi birçok faktör bu işin içerisinde var. Dolayısıyla sağlık alanında hekimlik yapmanın zorlukları lise seviyesindeki çocuklar tarafından dahi görülmeye başlandı. O nedenle daha farklı alanlarda meslek sahibi olma eğilimi arttı. Eskiden en yüksek puanlarla liseden mezun olmuş başarılı öğrencilerin yarışarak tercih ettikleri tıp fakülteleri artık tercih edilmiyor. Tercih edenler de okulu bitirdikten sonra mümkün olduğu kadar riski az branşlarda uzmanlaşmaya çalışıyorlar ve çok önemli bir kısmı da örneğin bu sene 2022 yılı içinde 3 bini aşkın hekimin Türkiye’yi terk edeceğini tahmin ediyoruz. Ya yurtdışına gitmeye uğraşıyorlar, herhangi bir ülkeye ya da riski az ve hastayla daha yüzeysel temas kurabilecekleri branşları tercih ediyorlar. Bu uzun vadede Türkiye’nin sağlık sisteminin ve toplumun çok önemli bir sorunu haline gelecek. Çünkü sağlıkta kalite çok önemlidir. Sayılar önemli değildir kalite önemlidir. Ancak çok hızlı bir şekilde önümüzdeki yıllarda bu kalite kaybına tanık olma endişesi taşıyoruz. Bu durum sadece hekimlerin, tıp fakültelerinin yahut tabip odalarının sorunu değil. Bu sorun toplumun çok ciddi bir sağlık sorunu haline gelecek. Sağlıkta kalite çok önemli bir sorun olarak önümüzdeki yıllarda tartışılmaya başlanacak.”