- Gündem
- 18.05.2025 21:16
44 yaşındaki Binnaz Çatık üç çocuğu ve kanser hastası eşiyle birlikte Konak İlçesi’nin Ballıkuyu’da bulunan derme çatma, iki göz odalı bir evde yaşam mücadelesi veriyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Binnaz Çatık 15 yıl önce çok sevdiği eşiyle kaçarak evlendi. Bu evlilikten üç erkek çocuğu olan Çatık’ın yaşamı kocasının kanser hastası olduğunu öğrendikten sonra değişti. Ballıkuyu’da bulunan iki odalı bir evde ailesiyle birlikte yaşama tutunmaya çalışan anne Çatık, kağıt toplamaya çıkıyor, büro temizliğine gidiyor hatta yeri geldiğinde çocuklarının eğitim aldığı okulun merdivenlerini de siliyor. Öyle ki çoğu kez, “Anne artık okulu temizlemeye gelme. Utanıyoruz” sözlerini de işitiyor. Merdivenlerden düşen ve üst ön dişlerini komple kaybeden Binnaz çatık, kendinden vazgeçmiş, artık sadece çocukları için hayal kuruyor. Çünkü kendi için hayal kurmayı unuttu. Çöp kenarında bulduğu bir gelinliği yıkayıp diken ve penceresine perde yapan Çatık, yaralarını da ilmek ilmek örmek istiyor. Bilinçli bir anne olan Çatık’ın yardımseverlerden isteği ev, eşya, erzak ya da kılık kıyafet değil. Onun tek arzusu çocuklarının birçok alanda daha iyi bir eğitim alabilmesi, kendilerine burs imkanı verilmesi. Dile getirdiğimiz her şey bir tarafa dursun, anne Binnaz Çatık’ın söylediği şu sözler her şeyi özetliyor aslında: “Bazen para olmadığı için çocukların beslenme çantasını hazırlayamıyorum. Büyük oğlumda kansızlık var. Haliyle vitaminli olan her şeyi alıp önlerine koyamıyorum. Yiyemiyorlar işte…”
“İKİ EL BİR BOĞAZ İÇİN”
Ailesi ile birlikte harabe bir evde kirada kalan Binnaz Çatık, sözlerine şöyle başladı: “Eşim lenf kanseri. Günlerini toplattık bir süre. Kontrollü emekli oldu. Bir sürü borç vardı, hepsi aynı anda geldi. Tepetaklak olduk. Onun haricinde çocuklar büyüdü, okula başladı. Nazan öğretmenimiz vardı. Tam bir ödüllük öğretmen. Çocuğuma okul için beslenme koyamadığım zamanlar oluyordu. Öğretmenimiz durumumu anladığı için çok yardımcı oluyordu. 23 Nisan vb. kutlamalara çocuklarımın katılmasını istemiyorum. Çünkü bunların hepsi benim için birer masraf. Öğretmen diyor ki, ‘Boynu bükük kalır’. Boynu bükük kalacak, bunu ben de biliyorum ama olmadığı zaman nasıl göndereceğim. Veliler bu durumda yardımcı olmak istiyor ancak herkes kendine çalışıyor. Ne zamana kadar bana yardımcı olabilirler. İki el bir boğaz için.”
“VİTAMİNSİZ KALIYORLAR”
Konuşmasına devam eden Çatık, “Büyük oğlum Emre hiçbir şey yemez. Bir çikolatalı ekmek yer. Demir eksikliği, kansızlık, iştahsızlık var. Her zaman her şeyi yediremediğim için vitaminsiz kalıyorlar. Çocuklarımın küçük yaşta çalışmasına asla izin vermiyorum. Ben zaten çok fazla ezildim, bari onlar ezilmesin. Eşimin ve benim ailem vefat etti. Başta bir büyük olmayınca olmuyor. Böyle bocalıyor insan. Kocamın boynunu büken hastalık oldu. Şu an çalışamıyor zaten. Hastalığı kötü huyluymuş. Kontrollere gidiyor. Kanser yetmezmiş gibi bel fıtığı çıktı. Şimdi sol tarafı uyuşuyor. Sol taraf uyuşması onun için hiç iyi olmadı, gün içerisinde çok fazla rahatsızlık veriyor. Vücudunda çok fazla ağrı hissediyor. Ben kağıt toplamaya çıktığım zaman çocuklara büyük ağabeyleri bakıyor. Onları yanımda götürmem. Bir kadın olarak kağıt toplarken elbette zorlanıyorum. Ama zorlanmamın nedeni yaptığım işten utanmaktan kaynaklı değil. Zaten zor durumda olunca insan el alemi takmıyor. Yokluk, parasızlık kimseyi düşünmenize izin vermiyor” dedi.
“RUHUM ÖLMÜŞ GİBİ”
Merdiven temizlerken düşen ve üst ön dişleri komple kırılan Çatık, “Böyle dişsiz kaldım. Yaptıracak da gücüm yok. Biz de dert çok. 44 yaşındayım doğru düzgün bir şey görmedim. Ruhum ölmüş gibi. Her dakika biraz daha göçüyor gibi hissediyorum kendimi. Hiçbir şeye hevesim yok artık. Emre ve Anıl’a henüz onlar bebekken bez alamıyordum. Market poşetleriyle altlarını bezlerdim. Rahmetli annem göstermişti. İnsan olmayınca yapıyor böyle şeyler. Çocuklar pişik olmaya başlayınca dayanamadım derneklerden, belediyeden yardım aldım. Güzel bir evde kalmayı elbette isterim ancak öncelikle çocuklarımın geleceği için bir şeyler istiyorum. Benim yaşam için bir acelem yok. Onların geleceği kurtulsun yeter. Çocuklarım daha güzel bir eğitim alabilsin. Bilgisayar, yabancı dil ve spor eğitimini onlar için çok yararlı buluyorum. Dilleri de yatkın. Bunları sağlayabilirsem ne mutlu bana. Onlar ayakları üstünde durursa zaten annesine de babasına da bakar. Çocuklarımın başka bir semtte okumasını çok isterim. Ballıkuyu burası, ne kadar iyi olabilir ki” yorumunda bulundu.
“BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE”
Çocuklarının çok başarılı olduğunu vurgulayan Çatık, “Yıllardır takdir alan çocuklar. Ancak imkanlar kısıtlı olduğu için bu çocukların hangi alanda daha başarılı olduklarını bilemiyoruz. Onlara bir burs verilse, farklı alanlarda eğitim imkanı tanınsa eminim ki ulaşacakları yerler çok iyi olacak. Onların çalışacak ortamları dahi yok. İki odada ne yapabilirler ki? Çocuklarım kısa bir süre Güraltay’da yer aldı. Onlara yardımlar sayesinde forma, ayakkabı verildi. Bir süre sonra tesis kapandı. Şimdi ise Altay’da spor eğitimi almak istiyorlar. Ancak çok pahalı. Altay’dan da bir destek çıkarsa çok minnet duyarım. ‘Senin attığın eski bana yeni’ derler. İnsanlardan gelecek her türlü destek başım gözüm üstüne” ifadelerine yer verdi.