Sayfa Yükleniyor...
İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu, olağanüstü hal uygulaması için anayasal düzen ve demokrasi vurgusu yaptı
EMİRCAN IŞILDAK
İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu, ilan edilen olağanüstü hal uygulaması ile ilgili basın açıklamasında bulundu.
Gruşçu, askeri darbe girişiminde bulunan cuntacıların hesap vermesinin önemine değinerek, bu çerçevede anayasal düzene de atıf yaptı. Ülkenin geleceğinin tam demokraside olduğunu ifade eden Gruşçu, anayasal düzen için hukuksal tedbirlerin alınması çağrısı yaptı.
ANAYASAL DÜZENE VURGU
Gruşçu, girişimde bulunan cuntacılar kanun önünde hesap vermeleri gerektiğini aynı zamanda anayasal düzen çerçevesinde de kalınması gerektiğini belirterek, Toplum olarak, menfi son ile sonuçlanan darbe girişimi sonrası gerçekleşen Olağanüstü Hal ilanına yönelik oluşan beklentimiz, darbe girişiminde bulunan cuntacıların hesap vermesi, toplumsal normalleşmenin sağlanması, kamu yönetiminin daha etkin hale getirilmesi ve demokrasinin güçlendirilmesinden geçmektedir. Darbe girişiminde bulunan cuntacıların ve tüm işbirlikçilerinin hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermesi sağlanmalıdır. Anayasal düzen ve hukuk sınırları dışında intikam senaryoları oluşturmak ve olağanüstü hal sürecini cadı avına dönüştürmek ülkedeki gerilimi ve kaos ortamını daha da körükleyecektir. O nedenle tüm yargılamalar, anayasal düzen içinde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, hukuk devletinin gereği olarak bu hain kumpasa alet edilen ve sahipsiz bırakılan er ve erbaşlarımıza yönelik linç girişimleri de aynı şekilde soruşturulmalıdır. Siyaset kurumu ve devlet organları, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı halkın kutuplaşmasına ve itibarsızlaştırılmasına yönelik her türlü girişim ve ortamı ortadan kaldırmakla yükümlüdür dedi.
TEDBİRLER ALINMALI
Olağanüstü Hal uygulamasında insan hakları ve demokrasi olguları için tedbirlerin alınmasının önemine değinen Gruşçu, Olağanüstü hal ile temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulması veya kısıtlandırılması merkezi idareye tanınmış bir yetkidir. Ancak askeri bir darbe girişimini püskürtmeyi başaran sivil ve siyasi otoritenin sivil bir darbeye yöneleceği ihtimali, düşünmek istemediğimiz bir yargıdan ibarettir. Bu uygulamanın demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı olmadığını, hatta bu değerleri koruma ve güçlendirme amacına, kamu düzeninin etkin ve verimli hale getirilmesini sağlayacak tedbirleri almaya yönelik olduğunu bilmek, algılamak ve düşünmek istemekteyiz. Bu nedenle, kamu vicdanının rahatlaması ve demokratik kültürümüzün zedelenmesini önlemek amacıyla derhal, olağanüstü hal şartlarının sınırlarının, özellikle temel hak ve özgürlüklere zarar vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir değerlendirmesinde bulundu.
GELECEK TAM DEMOKRASİDE
Gruşçu ayrıca ülke geleceğinin tam demokraside olduğunu belirtirken, bu bağlamda kent konseyleri gibi demokratik kitle ve organizasyonlara önem verilmesi gerektiğini belirterek, Şu anda, siyasi partilerimize çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Benzeri olaylarla bir daha karşılaşmamamız ve siyasi iradenin, gerçek millet iradesine dönüşebilmesi için ilk etapta yapılması gereken demokratik kitle örgütlerinin gücünün siyaset kurumuyla bütünleştirilmesinin önünün açılması olmalıdır. Çünkü örgütlenmiş güçlü bir sivil toplum, demokratik kitle hareketinin de güçlenmesi anlamına gelecektir. Ülkemizin geleceği tam demokrasidedir. Katılımcı demokrasinin olmazsa olmazı olan kent konseylerine güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi adına önem verilmeli, sivil-kamu bileşeni olan kent konseylerinin sivil ve özgürlükçü yasal haklara kavuşması sağlanmalı, yapısında barındırdığı demokratik kitle örgütlerinin gücü önemsenmelidir temennisinde bulundu.
Haber Merkezi