Kentin sessiz tarihine defineciler kazma vuruyor!

Kent Gözlemcisi Orhan Beşikçi, defineciler tarafından İzmir’in tarihi semtlerinde meydana gelen kaçak kazılara dikkat çekti. Yapılan tahribat vatandaşı da endişelendirmeye başladı

  • Oluşturulma Tarihi : 12.02.2020 07:21
  • Güncelleme Tarihi : 12.02.2020 07:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kentin sessiz tarihine  defineciler kazma vuruyor! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
İzmir’de, Kadifekale eteklerinde olduğu belirlenen Roma döneminden kalma 16 bin kişilik amfi tiyatroyu ortaya çıkarmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırma çalışmaları ve yıkımlar gerçekleşmiş, arkeologlardan önce define avcıları kaçak kazılara başlamıştı. Ancak sadece Kadifekale değil… Özellikle Basmane gibi kentin eski sokaklarında zaman zaman karşımıza çıkan sağa sola atılmış eski eser kalıntıları da bir diğer örneği. Tarihi değerlerin hayali define senaryolarından büyük zarar gördüğünü vurgulayan Kent Gözlemcisi Orhan Beşikçi, “Defineciler eskiden ilkel metotlarla, çatallı dal, horoz kanadı, nefesi derin hocalarla çalışırlardı, şimdi meskun yerlerde modern detektörler, patlayıcılar ve iş makineleri kullanıyorlar, ellerindeki uydurma haritalara bakarak asırlık ağaçları, koca değirmen taşlarını, köprü ayaklarını, heykelleri, lahitleri kırmaktan çekinmezler” dedi. Beşikçi, kentin sessiz tarihi olan mezarlıkların, sinagogların, türbelerin, havraların ve daha birçok eserin tahrip edilmeden korunmasını, definecilerden önce arkeologların kazma vurması gerektiğini söyledi.



24 SAAT KORUNMALI!
İzmir Büyükşehir Belediyesinin, Kadifekale eteklerindeki Roma dönemine ait antik tiyatronun gün ışığına çıkarılması için kazı yapılabilmesini sağlamak amacıyla bölgedeki gecekonduları kamulaştırıp, büyük bölümünü yıktığını hatırlatan Beşikçi, şunları kaydetti: “Yargı süreci devam eden bazı evlerin yıkımı için karar beklenirken, arkeologlardan önce davranan define avcıları bölgede kaçak kazılara başladı. Hazine arayan define avcılarının çıkardığı hafriyat, dikkat çekmemesi için henüz tam olarak yıkılmayan evlerin içlerine döküldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı, antik tiyatro alanında gerekli güvenlik önlemlerini almalı. Bu alan mutlaka güvenlik görevlileri tarafından 24 saat korunmalı. Bölge arkeolojik yönden çok zengin. Antik tiyatro alanı ve eski ören yerleri dışında, türbeleri de altın ve tarihi eser bulmak amacıyla kazdılar, tahrip ettiler. En son ise bölgedeki İplikçi Dede mezarına zarar verildi.”



“ANLAMAKTA ZORLANIYORUM”
“Eski İzmir sokaklarında zaman zaman karşıma çıkan sağa sola atılmış eski eser kalıntılarını görünce ilgililere haber veriyorum” diyen Beşikçi, “Daha geçenlerde Namazgah Hamamı yakınında gördüğüm arkeolojik parçalar uyarım sonrasında müze deposuna kaldırıldı. İçlerinde küçük bir çocuğa ait mezar taşı da vardı. Buluntuların kaçak define kazılarında ortaya çıkarılıp, işlerine yaramadığı için atılmış olabileceğini düşünüyorum. Tarihi değerlerimiz hayali define senaryolarından büyük zarar görüyor. Defineciler eskiden ilkel metotlarla, çatallı dal, horoz kanadı, nefesi derin hocalarla çalışırlardı, şimdi meskun yerlerde modern detektörler, patlayıcılar ve iş makineleri kullanıyorlar, ellerindeki uydurma haritalara bakarak asırlık ağaçları, koca değirmen taşlarını, köprü ayaklarını, heykelleri, lahitleri kırmaktan çekinmezler. Emirsultan Haziresi, Yıldırım Kemal Bey İlkokulu, İplikçi İsmail Dede ve Tayyar Tuzcu Hazretleri türbeleri, Anafartalar Caddesi’nde harabe bir sinagog define kazılarından zarar gördü. Özellikle mezar ve türbelere yapılan saldırıları anlamakta zorlanıyorum. Definecilerin çevreye ve kültür varlıklarına verdiği zararlar, bütün hızıyla yurdumuzun her yerinde devam ediyor” cümlelerini kullandı.



“ACIMASIZCA YAĞMALANIYOR”
Define kazıları dışında toprak üstünde bulunan kültür varlıklarının da acımasızca yağmalandığının altını çizen Beşikçi, “Geçenlerde bir arkadaşım Kokluca Mezarlığı’nda bulunan aile mezarlarının demir korkuluklarının çalındığını söyledi. Özellikle eski İzmir evlerinde gördüğüm objelerin bir süre sonra yerlerinde olmadığını görüyorum, kapı ve pencereleri, madeni aksesuarları çalınıp satılıyor. Osmanzade veya Kapanizade adıyla bilinen ahşap panjurlu, vitraylı, tavanlarında özgün kalem işleri ve cihannüması olan konağın önce şömineleri çalındı arkasından definecilerin talanına uğradı. Mermer zeminde bulunan motifler define işareti sayılıp metrelerce kazıldı, ikinci bir örneği olmayan tarihi konak defineci kazılarından yeterince zarar gördü şimdi enkaz halinde koruma bekliyor. Hırsızlar Sakarya Mahallesi’nde halk eğitim merkezi olarak kullanılan eski Rum Okulu’na dadandılar. Son gördüğümde kapı ve pencereleri çalınan okul içerisinde sevimli keçiler geziniyordu. Güvenlik önlemleri bir yere kadar insanlar eğitilmediği sürece tarihi eserler zarar görmeye devam edecek. Demek istediğim İzmir tarihini koruma projeleri bir an önce hayata geçirilsin, kültür varlıklarımız acilen koruma altına alınsın” uyarısında bulundu.



MAHALLE SAKİNLERİ ENDİŞELİ
Bölgede yaşayanlarda tarihi eser kaçakçılarının yaptığı tahribattan endişe duyduklarını dile getirdi. Mahalle sakinlerinden İsa Altunsöz, bu durumdan son derece rahatsız olduklarını belirterek “56 yaşındayım, bu semtte doğup büyüdüm. Yıkılan evlerin altında altın olduğu hiçbirimizin aklına gelmedi. Hazine arayanlar yıllardır geceleri gelip, evlerin altından geçen tünellerin içine girerek, buradaki hafriyat ve taşları çıkartarak kazıyorlar. Durumu önce İzmir Büyükşehir Belediyesine daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirdim, önlem alınmasını istedim. Antik tiyatro alanının içinde yer alan, anahtarı da bende bulunan, bir yakınımın evinin içinde de kazı yaptılar. Kamulaştırılan evlerin yıkılmasından sonra ortaya çıkan Roma duvarının altındaki tünelde ise lahit aradılar, ancak amaçlarına ulaşamadılar. Arkeologlar gelip inceleme yaptı. Kazılan yerin antik tiyatronun girişi olduğunu söylediler” dedi.