Kentlerdeki tehlike ‘dezenfeksiyon kabinleri’

Kentin birçok noktasına yerleştirilen dezenfeksiyon kabinleri hakkında konuşan Prof.Dr. Renders, “Kabinden çıkan insanların artık virüs ve tehlike taşımadığını düşünmek sahte ve son derece tehlikeli bir güven duygusu oluşturmaktadır” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 29.04.2020 08:23
  • Güncelleme Tarihi : 29.04.2020 08:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kentlerdeki tehlike ‘dezenfeksiyon kabinleri’ haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Yeni tip koronavirüs Kovid-19 pandemisi hakkında konuşan Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Duygu Perçin Renders, kamuoyunu ilgilendiren önemli bilgiler verdi. Toplumun önemli bir kısmında bağışıklık gelişmediği sürece virüsün zaman zaman pikler yaparak karşımıza çıkmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Renders, muhtemelen bir veya iki yıl içerisinde toplumsal bağışıklığın ve belki de aşının yardımı ile mevsimsel soğuk algınlığı etkenleri arasına gireceğini kaydetti. Sokaklar ve caddelerde tankerlerle etrafa yoğun şekilde dezenfektan püskürtmenin çok yüksek konsantrasyonda dezenfektan solunmasına neden olduğunu belirten Dr. Renders, gereksiz yere bu kadar çok dezenfektan kullanılmasının hem çevre hem de halk sağlığı açısından sakıncalı olduğunun altını çizdi.



TEKRAR PİKLER OLACAKTIR
Dezenfeksiyon Antisepsi Sterilizasyon Derneği’nin başkanlığını da yürüten Renders, toplumun önemli bir kısmında bağışıklık gelişmediği sürece bu virüsün zaman zaman pikler yaparak karşımıza çıkmasının kaçınılmaz olacağını kaydetti. Alınan önlemlerin sonsuza dek sürmesinin mümkün olmayacağını belirten Renders, “Önlemler gevşetildiğinde tekrar pikler olacaktır ama asla ilk baştaki seviyelere ulaşmayacaktır. Muhtemelen bir veya iki yıl içerisinde toplumsal bağışıklığın ve belki de aşının yardımı ile mevsimsel soğuk algınlığı etkenleri arasına girecektir” dedi. Bu enfeksiyondan en olumsuz etkilenen grubun, alt hastalığı ve aşırı kilosu olan 65 yaş üstü grup olduğunu aktaran Renders, “Bu risk grubundakilerin önlemlere her zaman uyması gerekir. Çünkü bu grup sadece koronavirüs ile değil başka viral ya da bakteriyel enfeksiyon etkenleri ile de ağır hastalığa yakalanabilirler. Alt hastalığı olmayan 65 yaş üstü kişilerin sık sık el hijyeni uygulamak, toplu alanlarda maske kullanmak ve sosyal mesafeye dikkat etmek kuralı ile dışarı çıkmalarında sakınca görmüyorum” bilgilerini paylaştı.

TEHLİKELİ BİR GÜVEN DUYGUSU
Yerel yöneticiler tarafından kentlerin birçok noktasına yerleştirilen dezenfeksiyon kabinleri hakkında önemli bir eleştiride bulunan Renders, bu konuyu 3 maddede ele alarak şöyle konuştu: “Birincisi, bu yolla enfekte insanların içinde ve üzerindeki tüm virüslerin öldürülmesi ve pazara ‘temiz’ bir halde sokulması amaçlansa da bu mümkün değildir. İnsanların varsa belki kıyafetlerinde kazara bulunan birkaç virüs inaktive edilebilir ancak insanların solunum yollarında bulunan ve öksürük, konuşma sırasındaki damlacıklarla açığa çıkan ve bulaşta esas rol oynayan virüslerin yok edilmesi söz konusu bile değildir. İkincisi, bu kabinden çıkan insanların artık virüs ve tehlike taşımadığını düşünmek sahte ve son derece tehlikeli bir güven duygusu oluşturmaktadır. İnsanların kabinden geçerek dezenfekte edilmesi pazar yerinde virüsün yayılmayacağı anlamına gelmez. Çünkü hasta kişiler bu kabinden geçtikten sonra da ağız ve burunlarından virüs içeren damlacıkları saçmaya devam edeceklerdir. Üçüncüsü, insanlar üzerinde kullanılan el antiseptikleri de dahil tüm kimyasallar Biyosidal Ürünler Yönetmeliğine göre ruhsatlandırılır ve böylece piyasaya arz edilmeden önce insan, hayvan ve çevre sağlığı ile ilgili riskleri değerlendirebilecek şekilde üretimi sağlanır. Bu dezenfeksiyon kabinlerinde hangi ürünlerin kullanıldığını veya biyosidal ruhsatlandırmasına haiz olup olmadığını bilmiyoruz ancak eğer ozon, hidrojen peroksit vb. dezenfektanlar kullanılıyorsa bunların yüksek konsantrasyonda solunması halinde insan sağlığına son derece toksik olabileceğini biliyoruz.”



DEZENFEKTAN PÜSKÜRTMEK YANLIŞ
Sokaklar ve caddelerde tankerlerle etrafa yoğun şekilde dezenfektan püskürtmenin de çok yüksek konsantrasyonda dezenfektan solunmasına neden olduğunu vurgulayan Dr. Renders, şöyle devam etti: “Bu da astmatik bulguları tetikleyebilir, gözlerde yanma, baş ağrısı ve solunum sıkıntısına yol açabilir. Gereksiz yere bu kadar çok dezenfektan kullanılması hem çevre hem de halk sağlığı açısından sakıncalıdır. Antibiyotiklere ve dezenfektanlara dirençli mikroorganizmaların seçilmesine ve dolayısıyla bu mikroorganizmalarla gelişebilecek tedavisi zor enfeksiyonların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Sokakların ve caddelerin temizlenmesi yeterlidir.” Koronavirüs mücadelesinde en kolay uygulanabilir, en basit ve en yararlı önlemlerin el hijyeni, 2 metre sosyal mesafenin korunması, toplu alanlarda maske takılması, şüpheli kişilerin karantinası ve hasta kişilerin izolasyonu olduğuna inandığını söyleyen Renders, “Sağlık Bakanlığının önerdiği koronavirüsle mücadelede 14 temel kurala titizlikle uyulmasını önemsiyorum. Doğru zamanda, doğru sıklıkta ve doğru şekilde el yıkadığımız sürece, kirli ellerle yüzümüze, gözümüze dokunmadığımız sürece koronavirüs de dahil hiçbir enfeksiyondan korkmamıza gerek yok. El hijyeni en etkin korunma yöntemidir” dedi.



PARA DOĞRUDAN KAYNAK DEĞİLDİR
Son günlerde para dezenfeksiyonu konusunun da yazılı ve görsel basında sıkça gündeme geldiğini söyleyen Renders, son olarak, “Para, koronavirüs bulaşında doğrudan bir kaynak değildir. Para üzerinde virüs varsa virüsün kuru yüzeyde uzun süre canlı kalması mümkün değildir. Canlı kalsa bile paraya dokunan kişinin koronavirüs ile enfekte olması için dokunduktan sonra elini yıkamadan yüzüne, ağzına, gözüne dokundurması gerekir. Dolayısıyla para değil el hijyeni bulaşın önlenmesinde esastır. Aynı sebeple bankamatikler içinde paranın dezenfeksiyonu gereksizdir. Bunun yerine elle dokunulan bankamatik tuşlarının ve ekranlarının sık sık temizlenmesi uygundur. Bununla birlikte temel önlem bankamatik işlemlerinden sonra el hijyenidir. Sağlıklı kalmaya çalışırken lütfen gereksiz uygulamalarla sağlığımızdan olmayalım” cümlelerine yer verdi.