Sayfa Yükleniyor...
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Reha Keskinoğlu, yıllık kişi başına düşen 24 litre süt tüketimi miktarı ile Türkiyenin AB ülkeleri ve ABDnin çok gerisinde yer aldığını belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Reha Keskinoğlu, Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı açıklama ile Türkiyede süt tüketimi ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
Geçtiğimiz günlerde süt üreticilerinin yaptığı eylemler ile gündeme gelen süt konusu Dünya Süt Günü dolayısıyla tekrar gündeme geldi. Keskinoğlu yaptığı açıklamada daha sağlıklı bir toplum için, ülkemizde kişi başına düşen sağlıklı süt tüketiminin artması gerektiğine vurgu yaptı.
GÜNDE İKİ BARDAK
Kalsiyumun ana kaynağı olan sütün, içerdiği protein, vitamin ve minerallerle fiziksel ve zihinsel gelişimde büyük rol oynadığına dikkat çeken Keskinoğlu, Sütü tüketmenin yaşı yoktur. Her yaş grubundan insan için gerekli bir besin kaynağı olan süt, özellikle çocukluk, hamilelik, emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Büyüme çağındaki çocuk ve gençlerin günde en az iki bardak süt tüketmesi gerekmektedir dedi.
KİŞİ BAŞINA SÜT TÜKETİMİ 24 LİTRE
Keskinoğlu, okullarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle uygulanan Okul Sütü projesine devam edilip güvenli bir biçimde uygulanması gerektiğini belirterek, Dünya geneline bakıldığında her ülke için farklı miktarlarda süt ve süt ürünleri tüketimi söz konusudur. Ülkemizde ise süt içme alışkanlığının çok az olduğu görülmektedir. Yıllık kişi başına düşen 24 litre süt tüketimi miktarı ile ülkemiz, AB ülkeleri ve ABDnin çok gerisinde yer almaktadır. Daha sağlıklı bir toplum için, ülkemizde kişi başına düşen sağlıklı süt tüketiminin artması gerekmektedir. Ülkemizde sütün daha fazla tüketilmesi için çiğ süt fiyatları ile perakende süt fiyatları arasındaki fiyat farkının düşürülmesine yönelik politikalar oluşturulmalıdır. Bunun için; süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı, kooperatifler desteklenmeli, yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlanmalıdır ifadelerini kullandı.
BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT
Ülkemizde süt tüketimi ile ilgili en büyük sorunlardan birinin bilgi kirliliği olduğuna dikkat çekerek, Uzman olmadıkları halde halkı yanlış yönde etkileyen kişiler, yanlış bilgi vererek kamuoyunu yanlış yönlendirmekte, tüketicilerin aklını karıştırabilmektedirler. Tüketiciler süt ve süt ürünleri konusundaki bilgi kirliliğine itibar etmemelidir. Sokakta satılan sütler kayıtdışı olup satın alınmamalıdır. Ambalajsız olarak satılan bu sütlere, dayanma süresinin uzatılması amacıyla kimyasal maddeler katılabilmekte, yağı alınarak su ilave edilebilmekte veya değişik hileli işlemler uygulanabilmektedir. Bu sütler tüketiciye ulaşana kadar soğuk zincir sağlanamadığından mikroorganizma yükü artabilir. Sokaktan alınan çiğ süt evlerde kaynatıldığı için sütte vitamin kaybı, renk ve lezzet değişiklikleri olabileceği unutulmamalıdır. Tüketiciler her zaman orijinal ambalajlı pastörize veya uzun ömürlü (UHT) sütleri tüketmeye özen göstermelidir. Süt ve süt ürünlerindeki denetimler artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretime izin verilmemelidir şeklinde konuştu.
Haber Merkezi