- Gündem
- 14.05.2025 19:07
7 Ekim ‘Dünya Pamuk Günü’ çerçevesinde bir araya gelen pamuk sektörü paydaşları pamuğun sorunlarını, çözüm önerilerini, pamuğun geleceğini masaya yatırdı
NURETTİN BAKİ
Dünyanın dört bir yanında farklı ülkelerde kutlanan 7 Ekim “Dünya Pamuk Günü” çerçevesinde Türkiye’deki pamuk paydaşları video konferans etkinliği ile bir araya geldi. Pamuk Hakkında Gerçekler’ ana teması ile gerçekleşen video konferanslarda pamuğun sorunları, güncel durumu, çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, bakanlık olarak 2020 pamuk üretici desteklemelerinin en kısa zamanda belirleyeceklerini söyledi. Hasdemir, “Türkiye birim alandan elde edilen pamuk verimi açısından dünyada ilk üç sırada yer almaktadır. Tekstil sektörünü pamuk ham maddesine olan talebi gittikçe artmaktadır. Tekstil sektörünün ihtiyaçları karşısında tüm bu süreç içerisinde Türkiye pamuk tüketiminde dünyada 5’inci sırada yer almaktadır. Pamuk üretiminde de dünyada ilk 6’da yer alarak hem üreticisi hem de tüketicisi hem de tekstil ihracatçısı bir ülke konumunda diğer ülkelerle ayrışmaktadır. Türkiye’de pamuk sadece bir tarım ürünü değil diğer sektörlere çarpan etkisinin yüksek olduğu bir üründür. Bu bilinç ve bu farkındalıkla bakanlığımızca pamuk üreticilerine fark ödemesi, mazot gübre toprak analizi ve organik tohum gibi farklı isimler altında destekleme ödemeleri yapmaktadır. Bakanlığımızın toplam destekleme bütçesi içerisinde en büyük destek pamuk desteklemeleridir. Destekleme bütçemizde yaklaşık yüzde 20 pay ile pamuk destekleri ilk sırada yer almaktadır. Bu yeterli mi değil, pamuk üreticilerimize daha fazla destekleme hak ettiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. İçinde bulunduğumuz bu yılda üretici maliyetleriyle yurt içi ve yurt dışı piyasa fiyatları yakından takip edilmekte olup pamuk üreticilerimizi memnun edecek destekleme miktarı en kısa sürede açıklanacaktır” şeklinde konuştu.
PAMUK ÜRETİMİ KIRILMA NOKTASINDA
İzmir Ticaret Borsası (İTB)Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli konuşmasında, “Tekstil ve konfeksiyon sektörü yarattığı katma değer ve istihdam ile net dış ticaret geliri açısından ülke ekonomisinin lokomotifi durumunda. Böyle bir sektörü her geçen gün belirsizlikleri artan küresel pamuk ticaretinde, tamamen yabancı pamuğa bağımlı yapmak ne kadar doğru? Sektör; maliyet yüksekliği nedeniyle tam kapasite çalışamazken, yatırım teşvikleri vererek boş kapasiteler yaratmanın anlamı bulunmuyor. Bugün uzak doğu ülkeleri bizden daha ucuz işgücüne sahip. Bir de hammadde olan kaliteli pamuğu üretmeyi bırakırsak; tekstil ve koneksiyon sektöründe oluşacak riskleri yönetmek mümkün olmayacak. Özet ve tek cümle olarak söylemek istediğim şudur: Pamuk ülkemizin üretimi konusunda alternatifi olan bir tarım ürünü değildir. Üretiminden vazgeçtiğimizde oluşturacağı ekonomik maliyet, bugün pamuk üretiminin sürdürülebilirliği için verilecek destekleme maliyetinden çok daha yüksek olacaktır. Bütün ekonomik faaliyetler gibi pamuk üreticimizde geçimini sağlayacak kazancı elde etmeyi bekliyor. Ancak, hiç kimsenin de tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün küresel rekabet gücü için üreticimizden zararına pamuk yetiştirmesini bekleme hakkı yok. Pamuk üretimi kırılma noktasında. Bu nedenle telafi edemeyeceğimiz bir sürece girilmemesi için sektörün üzerinden mutabık kaldığı en az 1 milyon ton stratejik üretim eşiği hedefine uygun olacak şekilde pamuk üretiminin desteklenmesini talep ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
BU ALGIYI DEĞİŞTİRMELİYİZ!
Konferansta konuşan Jak Eskinazi ise, “Özellikle tekstil ve hazır giyim sektörümüz ile ilgili petrolden sonra dünyamızı en çok kirleten ikinci sanayii olduğu yönünde bir algının oluşması sektörümüzün bu algıyı değiştirmek yönünde önemli ve hızlı adımlar atması gerektiğini de ortaya koymuştur. Bu olumsuz algıyı değiştirmek için Ege İhracatçı Birlikleri olarak pandemi öncesinde çalışmalarımıza başlamış, bu anlamda 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik. Sürdürülebilirlik ile ilgili algı ve farkındalık zaten oluşmuşken pandeminin etkisiyle daha önemli hale geldi ve sürecin hızlanmasına katkıda bulundu. Doğal ürünlerin önemini hatırlatıp, gıdayla birlikte giyimde de doğal ve sağlıklı ürünlere yönelimi arttırdı. Bu durum sektörümüzün tüm tedarik zincirinde sürdürülebilir üretime yönelik zaman kaybetmeden adımlar atmasını zorunlu hale getirmiştir” dedi.
GDO’SUZ ÜRETİM YAPAN EN BÜYÜK ÜLKEYİZ
“Dünyada pamuk sektöründe direkt çalışan 90 milyon işçi var” diyen Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık şunları söyledi: “Pamuğa dayalı sektörlerdeki çalışan sası toplamı aşağı yukarı 350 milyon insandır. Bu dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 4’üne denk geliyor. Böyle olunca pamuk hayatımızın her alanında var. Pamuk çok tanıdık bir ürün ama beraberinde birçok binmeyeni de yanında barındırıyor. Ama her yerde yanımızda, her yerde kullanılıyor. Kısacası pamuk çok geniş bir alanda varlığını yaşatıyor. Pamuksuz bir dünya düşünülemez. Biz dünya GDO’suz üretim yapan en büyük ülkeyiz. Bizden sonra Yunanistan geliyor. Fakat bundan daha da önemli olan verim anlamında biz dünya pamuk alanlarının yüzde 1 buçuğunu kullanırken, üretimde yüzde 3’ünü gerçekleştiriyoruz. Bundan dolayı pamuk üreticilerimizi tebrik ediyorum. Gerçekten Avustralya’dan sonra dünyada haklı bir ikinciliğimiz var.”