- Gündem
- 23.04.2025 00:58
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kirada yüzde 25 zam sınırının devam etmeyeceğini açıkladı. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan ve İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, bu kararın doğru olduğunu ve piyasayı rahatlatacağını belirtti
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir canlı yayında, kiralara getirilen yüzde 25 zam sınırının devam edip etmeyeceği konusundaki soruları yanıtladı. Şimşek, açıklamasında bu sınırın devam etmesi için bir gerekçe olmadığını belirtti. Bu kararın emlak sektörüne ve ekonomiye olacak etkileri ise büyük bir merak konusu oldu. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan ve İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, Bakan Şimşek’in bu kararını değerlendirdi.
Kirada yüzde 25 zam sınırının piyasa sisteminde olmaması gerektiğini ancak dengeler bozulduğu zaman geçici bir süre uygulanabileceğini ifade eden Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Sistem, kiracıyla kiralayan arasında kavga konusu oldu. 2 tarafında kendine göre haklı gerekçeleri var. Bütün hikâye enflasyonun yarattığı dengesizlikten kaynaklanıyor. Enflasyonun yarattığı bu dengesizlik ve gerçek enflasyonu ölçemememiz yüzünden bu sıkıntılar doğdu. Hükümetin açıkladığı enflasyon rakamı bir kere ev sahiplerinin talebini karşılamıyor. Bir de fiyatlar şişirildi. Zam yarışı başladı. Herkes daha fazla zam yapıp kendini kurtarmaya çalışıyor. Birçok alanda Türkiye’deki fiyatlar Avrupa’dakini geçti. Bu da sağlıklı olmayan bir fiyat yarışını başlattı. Bunun önüne de doğru politikalar uygulayarak geçilir” dedi.
Vatandaşın yoksullaştırıldığını ifade eden Prof. Dr. Erkan, bu nedenle ekonomide adım atılırken çok dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Erkan, “Keyfi uygulamalarla ekonomik dengeler bozulursa içinden çıkılmaz durumlar oluyor. Türkiye şu anda böyle içinden çıkılmaz bir durum içinde. Yıllık enflasyon hızına göre rakamlar belirlenmeli ve o rakamları baz alarak hareket edilmeli” dedi. Keyfi uygulamalar yerine tasarruf uygulamalarının yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erkan, “Halkı tasarrufa davet etmeden önce devlet tasarrufa gitmeli. Bizim insanımız gördüğünü yapar. Bu nedenle tasarruf önce tepeden başlamalı. Cumhurbaşkanlığı sistemindeki ve devletteki harcamaların kontrol altına alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kamuda tasarrufun yeterli olmadığını aktaran Prof. Dr. Erkan, “Otomobil sayısında azalmaya gidildi. Bu konu da aslında elektrikli araçlara teşvik yapılıyor. Kısıtlamalar sınırlı. Haliyle bu kısıtlamalar enflasyon sorununu çözmez. Olaya daha ciddi bakılması gerekiyor. Çok ciddi bir rant sağlanıyor. 4-5 maaş alan insanlar var bunların tek tek incelenmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu tür ciddi bir uygulama yapılırsa toplum ancak enflasyonun düşeceğine o zaman inanır. İktisat teorisinde enflasyon, bir beklenti olayı. Enflasyonu beklentiler yönetir. Toplumun çoğu zaten mecburen tasarruf yapıyor. Birçok kişi karın tokluğuna çalışıyor. Ay başını getirmeye çalışıyor” sözlerine yer verdi.
Kirada yüzde 25 zam sınırının devam etmemesinin sektörde olumlu bir etki yaratacağını dile getiren İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, “Bu karar bizim için doğru oldu. Son 2 yılda mal sahipleri ve kiracılar arasında ciddi problemler çıktı. Zam oranı yüzde 25’te sınırlı kalırsa bu olayların daha da artacağını düşünüyorduk” diye belirtti. Yüzde 25 zam sınırının ardından sürecin nasıl ilerleyeceğine değinen Güleroğlu, “Bundan sonraki süreçte enflasyona bağlı bir zam oranı olur. Konut artışlarında yüzde 25, iş yerlerinde yüzde 55’te sınırlı kalmıştı rakamlar. Artık açıklanan enflasyon oranına göre kira artışları olacak. Yüzde 50 ise yüzde 50 hem konut hem iş yeri yapacak. Yani ev sahipleri zam yaparken yüzde 25 zamma takılı kalmadan enflasyonla dengeli oranda bir zam yapabilecekler” dedi.
Konut alırken vatandaşın çektiği krediyi kullanamadığını aktaran Güleroğlu, “Vatandaş kredi alsa da kullanamıyor. Politika faizi yani mevduat faizi yüksek. Kullanılacak ev kredilerinin limitleri de çok düşük. Yani 10 milyon TL’lik bir ev alındığında yüzde 20-25’e kadar kredi kullanılabiliyor. Bu nedenle sıkıntılar devam ediyor. Konut kredisi faiz oranları aşağı düşmeden piyasada bir hareketlenme görmüyor” ifadelerini kullandı.
Şu anda konut alımı için doğru bir zaman olduğunu vurgulayan Güleroğlu, “Üretim yapacaklar yani gayrimenkulcüler şu anda üretimleri durdurup ara verdiler. Konut kredilerinde mevduat faizlerinin düşmesini bekliyorlar. Bu nedenle piyasada bir durağanlık olacak demek. Fiyatlar artmıyor bu nedenle alım yönünde büyük bir avantaj. Hatta peşin parası olanlar için çok büyük bir avantaj. Konut kredi faiz oranları aşağı düşmeye başladığında ters orantılı olarak konut fiyatları da yukarıya doğru çıkıyor doğal olarak” diye aktardı.