Konumuz Çeşme

İzmir Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği, “18. Yüzyıl Aydınlanma Çağı’nda Çeşme Deniz Savaşı” isimli panel düzenleyerek Çeşme’nin tarihsel gelişimini masaya yatırdı


  • Oluşturulma Tarihi : 07.03.2017 07:30
  • Güncelleme Tarihi : 07.03.2017 07:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Konumuz Çeşme

EMİRCAN IŞILDAK

İzmir Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği (İKTAD) tarafından Kültürpark’ta yer alan İzmir Sanat merkezinde Çeşme’de Deniz Savaşı konulu bir panel düzenlendi.

“18. Yüzyıl Aydınlanma Çağı’nda Çeşme Deniz Savaşı” isimli panelde konuşan İKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Şenocak, “İzmir ve çevresine dair özgün araştırmaların yapılmasına destek verecek, İzmir’in kütüphanesinin kurulmasına öncülük edeceğiz. İzmir’in zengin kültürel birikimini ortaya koyacak İzmir kültür envanterinin hazırlanmasını sağlayacağız. İzmir’in UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girebilecek projeler üreteceğiz. Kısaca İKTAD olarak İzmir için çalışacağız" açıklamalarını yaptı. Panelde Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TİNA) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Aydemir de bir konuşma gerçekleştirdi.

ÇEŞME’NİN ÖNEMİ

Paneldeki konuşmasına Çeşme’ni önemine değinerek başlayan Aydemir, İzmir’in güzide ilçesinin tarihteki gelişimi hakkında da bilgi verdi. Aydemir, “18’inci yüzyılın en önemli olaylarından bir tanesi buydu ve Çeşme’de çok az ilgili ve bilgili insan vardı. Bizim jenerasyonumuza ve belki çocuklarımıza bu olguyu aktarabilirsek, Çeşme’nin bir şekilde ne kadar önemli olduğunu ve ön plana çıkarmamız gerektiğini anlatmış oluruz. Çünkü 18’inci yüzyıl çok özellikleri olan bir yüzyıldı. Tarih kitaplarında okuduğumuz 14’üncü ve 15’inci yüzyıldaki o Rönesans ve Reform olgusunun bir tekrarıdır. Çok önemli düşünürler, filozoflar, edebiyatçılar, müzisyenler ortaya çıkmıştır bütün Avrupa’da Aydınlanma dedikleri, insanların yeni bakış açısının, yeni düşüncenin söz konusu olduğu bir dönemdir. Bu dönem içerisinde hepimizin çok iyi bildiği 1789 Fransız İhtilali yapılmış, 1776 Amerika’nın Bağımsızlık Deklarasyonu yayınlanmıştır. Bizde de eşitlik, adalet, özgürlük ve insan hakları gibi kavramların gündeme geldiği ikinci Meşrutiyet ile Fransız İhtilali’nin de, Amerikan Bağımsızlık Deklarasyonu’nun da özünde aynı sloganlar vardır. Ama bir farkla, Osmanlı İmparatorluğu’na bu kavramlar aşağı yukarı bir yüz sene sonra gelmiştir” değerlendirmesini yaptı.

TÜRK RUS DOSTLUK PARKI

Konuşmasının son bölümünde ise Çeşme’de bir Türk-Rus Dostluk Parkı yapılması için çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Aydemir, “Anzaklar her yıl dönümünde Çanakkale’ye akın ediyor. Burada yenildikleri halde. Trafalgar’da İngilizlere karşı ağır bir yenilgi alan Fransızlar bu savaşı anmakta bir mahsur görmüyor. Waterloo savaşı da ona keza. Çünkü aradan çok zaman geçmiş. İlkinin üzerinden 100 yıl, ikincisi ve üçüncüsünün üzerinden ise 200 yıl. Günümüzde birer turizm aracına dönüştürüldüler. Her yıl binlerce turist bu savaş bölgelerine gidiyor. Üç yıl sonra, 1770 Çeşme Deniz Savaşı’nın 250. yılı. Geçmişte yenilmiş de olsak, bizim de bu savaşı Çeşme turizmine önemli katkı koyan bir objeye dönüştürmemiz lazım” diye konuştu.

Aydemir ayrıca Rusların kazandığı savaş sonrasında dönemin çariçesi II. Katerina’nın koltuğunu sağlamlaştırdığını, aslında bir Alman olmasına ve sarayda Fransızca konuşulmasına rağmen “Rusların Anası” sıfatıyla anılmaya başlandığını, St. Petersburg’da Çeşme ile ilgili birçok eser yaptırdığını da sözlerine ekledi.

Haber Merkezi