Sayfa Yükleniyor...
Gelişmiş ülkelerdeki tarımsal kooperatifleşme oranının yüzde 70’lerin üzerinde olduğunu savunan Prof.Dr. Harun Uysal, “Buradan yola çıkarak Türkiye’de tarımın geleceği için kooperatifleşme şart” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı en büyük sorun olan tarım ve hayvan ürünlerinde yaşanan girdi maliyetlerinin yüksekliği üreticiyi endişelendirirken, kooperatifleşen üreticilerin ürünlerini daha güvenli şekilde satması kooperatifçiliğin önemini ortaya koyuyor. Konuyla ilgili konuşan ve tarım üreticisinin en büyük korkusu olan girdi maliyet sorununun kooperatifleşmeyle beraber ortadan kaybolacağını söyleyen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Süt Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Harun Uysal, gelişmişlik düzeyiyle kooperatifleşmenin doğru orantılı olduğunu savundu. Ülkeler için kooperatifleşmenin önemine vurgu yapan Uysal, “Bugün dünyaya baktığımızda hem Avrupa hem Amerika gibi gelişmiş ülkeler kooperatifçiliğin çok yüksek olduğu ülkeler. Gelişmemiş ülkelere baktığımız zaman ise kooperatifçiliğin çok düşük olduğuna şahit oluyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki tarımsal kooperatifleşme oranı yüzde 70’lerin üstündeyken Orta Doğu gibi gelişmemiş ülkelerde ise bu oran yüzde 2’lerde. Dolayısıyla kooperatifleşme ile ülkelerin gelişmişlik oranları aynı düzeyde. Buradan yola çıkarak Türkiye’de tarımın geleceği için kooperatifleşme şart. Çünkü kooperatifleşme ile beraber birçok ülke ekonomisine ve tarımına fayda sağlanabiliyor. Kooperatifçiliğin en önemli faydası maliyetleri azaltıyor olması. Türkiye’de döviz hareketleri istikrarlı olmadığı ve sürekli arttığı için tarımın girdi maliyetleri de artıyor. Tarımda kullanılan birçok girdi ithal. Baktığınızda tohum, ilaç, enerji, mazot ve gübre gibi girdiler ithal ediliyor. Bu ithaller döviz üzerinden yapıldığı için maliyetler inanılmaz derecede yüksek oluyor. Bu yükselen maliyetler nedeniyle çiftçinin ürün ekmemesi durumu da ortaya çıkıyor. Kooperatifleşmede toptan alımlarla bu maliyetler de azalmış olur. Çünkü ham madde satanlarla pazarlık gücünüz olmuş olur” değerlendirmesinde bulundu.
GIDA GÜVENLİĞİN ADRESİ
Kooperatifleşmenin güvenli gıda üretimini de sağladığını söyleyen Uysal, “Kooperatifleşmenin bir diğer kazancı güvenli gıda üretimini sağlaması. Belli sayıda hayvanı ya da az dönüm arazisi olan bir çiftçi; ziraat mühendisi ya da veteriner çalıştırmaz. Ancak kooperatiflerde çiftçiler, ziraat mühendisleri, veterinerlerle birlikte çalışarak ürettiği ürünün kalitesinin artmasını sağlıyor. Çiftçilerimiz bu hizmetleri alarak ürünün verimliliğini de artırıyor. Bu şekilde çiftçimizin cebine daha fazla para girişi de sağlamış oluyor. Çünkü kooperatifleşme ile ürünün hem kalitesi hem de verimi artıyor. Bu faydaların dışında kooperatif işlemlerinde üreticiler pazarlama için uğraşmazlar. Kooperatif zaten bu ürünlerin pazarlamasını sağlıyor” diye konuştu.
ÇİFTÇİLERİN BİLİNÇLENMESİ GEREKİYOR
İzmir’in kooperatifleşme anlamında Anadolu’ya oranla iyi bir noktada olduğunu açıklayan Uysal, Anadolu çiftçisinin kooperatifin ne demek olduğu konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Uysal, “İzmir kooperatifleşme anlamında iyi noktada. İzmir’deki üreticiler kooperatifi biliyor. Ama Türkiye geneline bunu yaymamız gerekiyor. Çünkü Anadolu çiftçisi daha kooperatifin ne demek olduğunu bilmiyor. Kooperatifleşme konusunda insanlarımızın bilinçlenmesi gerekiyor. Şubat ayı içerisinde Ağrı Belediyesinin davetiyle Ağrı’ya gittim. Burada kadın kooperatifi kurulmak isteniyordu. Üç gün boyunca kooperatif eğitimi verdim. Gördüğüm şey kooperatifçiliğin ne olduğu konusunda bu insanlarımızın bilgilerinin olmadığı” şeklinde konuştu.
İHRACAT EDEN ÜLKE OLURUZ
Kooperatifçiliğin ideolojilerle ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu belirten Uysal, kooperatifçilikle beraber Türkiye’nin tarım konusunda ithal eden değil ihracat yapabilen konuma gelebileceğinin altını çizdi. Uysal şöyle konuştu: “Kooperatifçilik kötü bir ideolojinin ürünüymüş gibi değerlendiriliyor. Sosyolojinin ürünüymüş gibi gösterildi. Hâlbuki bakıldığı zaman ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, İsrail ve Yeni Zelenda kooperatifleşmenin en yüksek olduğu devletler. Bunların hepsi de kapitalist ülkeler. Ama Türkiye’de kooperatifleşmenin bir ideolojiye hizmet etmekmiş gibi yanlış bir algı var. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Devlet şunu demeli 2020 yılından itibaren bütün tarımsal desteklemelerimi kooperatif üyelerine vereceğim. Önümüzdeki 8 ay içerisinde ilçe bazlı kooperatifler oluşturulmalı. Bunun için de ‘Tarım ve Orman Bakanlığı olarak gerekli desteği vereceğim’ demesi lazım. Bunu nasıl yapar; ilçelerdeki tarım ziraat mühendislerini ve veteriner hekimleri bu konuyla ilgili görevlendirebilir. Bir yıl içerisinde Türkiye’nin tamamı kooperatifleşir ve Türkiye yeniden büyük bir tarım ülkesi olur. Bu yapıldığında ithal eden değil ihracat eden bir tarım ülkesi haline geliriz.”
MARKALAŞIRSINIZ
Kooperatifleşmeyle markalaşmanın daha kolay gerçekleştiğini de dile getiren Uysal, Avrupa’daki kooperatiflerin holdingleştiğini kredi verebilecek duruma geldiğini iddia etti. Uysal, sözlerine şöyle devam etti: “Kooperatif olduğunuz zaman aynı zamanda markasınız demek. Dolayısıyla kooperatif markası adı altında ürünlerinizi gıdaya çevirdiğinizde bu tüketiciye de güven verir. Yani bu yolla markalaşmak daha kolaydır. Bu ihracata da güven verir. Şu anda İzmir’deki tüketiciler kooperatif ürünlerine yöneliyorsa bu ihracatta da güven demektir. Aynı zamanda Türkiye’nin işlenmiş gıda ihracatı, markalaşmayla kolaylaşmış olur. Çünkü Avrupa’daki kooperatifler artık dev holdingler haline dönüşmüşlerdir. Kredi verebilen ve üçüncü dünya ülkelerinden çiftlikler satın alabilen, bankaları olan, fabrikalar satın alabilen hale gelmişlerdir.” Son olarak tüketici kooperatiflerin de geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Uysal, “Kooperatiflerle yerel üret, yerel tüket mantığının iyice oturtulması lazım. Bunun yanında tüketici kooperatiflerin de oluşması lazım. Tüketici kooperatifleri geliştirilmeli ki bu tüketici kooperatifleri üretici kooperatiflerin ürünlerini satsın. Tek ayak değil çift ayak olursa daha sağlam ayakta durur. Bunların işlenmesi ve üzerinde durulması lazım” diye konuştu.
Haber Merkezi