- Gündem
- 08.05.2025 00:55
İzmir Tabip Odası İşyeri Hekimliği ve İşçi Sağlığı Komisyonu Başkanı Dr. Hakan Toksöz, koronavirüs bulaşında işçi sağlığı ve iş yeri güvenliği hakkında açıklamalarda bulundu
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Yeni tip koronavirüs önlemleri kapsamında evden çalışma dönemi başlamış; özellikle kamuda birçok şirket, kurum ve kuruluş işlerini teknoloji yardımıyla halletmeye başlamıştı. Fakat her ne olursa olsun dışarı çıkmak zorunda kalarak işe gitmeye mecbur kalan işçiler yine bu fırsattan yararlanamadı ve salgın süreci boyunca çalışmaya devam etti. Normalleşme sürecinde de pek çok işyeri açıldı. İzmir Tabip Odası İş Yeri Hekimliği ve İşçi Sağlığı Komisyonu Başkanı Doktor Hakan Toksöz, bu komisyonun görevinin çalışanların ve işçilerin sağlığını ayrıca işyeri hekimlerinin haklarını korumak olduğunu belirterek “İş yeri hekimlerinin görevi aslında hasta bakmak ve reçete yazmak değildir. İş yeri hekimlerinin görevi koruyucu hekimliktir. Yani bulunduğu fabrika, atölye, maden gibi çalışanların olduğu her yerde fiziksel, biyolojik, ergonomik ve kimyasal risklerden dolayı oluşabilecek tehditlerden ve çalışma ortamından bulaşabilecek her şeyden işçilerin sağlığını korumaktır” açıklamasında bulundu.
“HANGİ SEKTÖRDE VAKA FAZLA İSE AÇIKLANSIN”
Aslında 50 kişiden fazla kişinin çalıştığı yerlerde işyeri hekimliğinin zorunlu olduğunu fakat sonradan kamudaki iş yeri hekimliği zorunluluğunun ertelendiğine dikkat çeken Dr. Hakan Toksöz, “Koronavirüs ilk çıktığı zamanlar birçok işyerinde maske, eldiven ve siperlik gibi koruyucu malzemeler yoktu. Bu sebeple pek çok işyeri önlemlerini almakta gecikti. Biz şunu savunuyoruz. Koronavirüsün en çok yayıldığı yerlerden biri iş yerleridir. Çünkü belirli bir süre okullar, restoranlar, eğlence yerleri gibi mekanlar kapalıydı. Mecbur kalan insanların gittiği tek yer ise iş yerleriydi. Bu sebeple iş yerlerindeki koruyucu şartları oluşturmak çok önemli. Biz istiyoruz ki Sağlık Bakanlığı günlük koronavirüs rakamlarından kaçı nereden bulaşmış, hangi sektörde daha çok vaka görülüyor bu soruların cevaplarını açıklasın” dedi. Hakan Toksöz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Örneğin sağlık sektörü en riskli sektör çünkü çok fazla hasta geliyor. Bu yüzden de birçok hemşire ve doktor Koronavirüsten dolayı yaşamını yitirdi. Sağlık dışındaki sektörleri ile tam olarak bilemiyoruz. Mesela tekstil sektörü, maden, limancılık, lojistik bunların hangisinde bulaş oranı daha yüksek açıklanmış olsa alınması gereken önlemler de buna göre açıklanır. Biz iş yeri hekimleri her iş yerinde eğitimler yapıyoruz. Denetimler yapıyoruz. Özellikle tansiyon, şeker veya kanser tedavisi görmüş kronik hastalığı olan çalışanları gözetim altında tutuyoruz. Hatta onları ortamdan uzaklaştırıyoruz. Hamile ve süt emziren çalışanları da iş yerlerinden uzaklaştırıyoruz” diye konuştu.
“ÖZEL SEKTÖRDE BELİRSİZLİK VAR”
İzmir Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu olarak yayınladıkları rapordan da bahseden Dr. Hakan Toksöz, “Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılmasına karşın özel sektörde fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde çalışan ve kronik hastalığı bulunan aylardır çalışmayan ve ücret alamayan işçiler idari izinli sayılmadığı gibi bu işçilerin hangi koşullarda çalışma hayatına katılabileceği ve alınması gereken önlemler konusunda bir bilgilendirme yapılmamıştır. Özel sektörle ilgili belirsizlikler halen daha sürmektedir” ifadelerine yer verdi.