Köylü fatura mağduru

Mahalle statüsüne geçen eski orman köylerindeki su tarifelerine kanun hükmünde kararnameyi uygulanması ile faturalar 2 bin TL’yi buldu. Köylü İZSU’yu suçlarken, İZSU yetkilileri ise yasayı uygulamak zorunda olduklarını açıkladı


  • Oluşturulma Tarihi : 19.09.2019 08:14
  • Güncelleme Tarihi : 19.09.2019 08:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Köylü fatura mağduru haberinin görseli

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
İzmir’de 239 eski orman köyü su faturaları geldiğinde şaşkına döndü. Mahalle statüsüne geçen eski orman köylerindeki su tarifelerinde değişiklik kanun hükmünde kararnameyi uygulayan İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) 1 Eylül 2019’dan itibaren geçerli olması gereken zamları 70 günlük faturalara yansıttı. Vatandaş İZSU’yu suçlarken İZSU yetkilileri ise kanun hükmünde kararnameyi uyguladıklarını bildirdi. Vatandaşlar yaşadıkları mağduriyeti dile getirirken bir kişi 2 bin TL tutarında gelen su faturasını görünce kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Köylülerden aldığımız bilgilere göre; İzmir’in mahalle statüsüne geçen tüm köyleri aynı sorunu yaşıyor. Bir önceki faturalarda suyun birim fiyatı 81 kuruş olarak gözükürken, yeni gelen faturalarda ise suyun birim fiyatı 6 liraya çıkmış görünüyor. Bu oran yüzde 600 oranında bir zam uygulandığını gösteriyor. İZSU yetkilileri ise yaptıkları açıklamada faturaların 70 günlük gelmesinin sebebini araya giren bayram tatilleri ve resmi tatiller olduğunu ifade ederken bir mağduriyetin olmadığını iddia etti.



NE İDİĞİ BELİRSİZ BİR AÇIKLAMA
Köylere asılan bilgilendirme yazısında ise ne İZSU’ya ait bir logo, ne imza ne de belirti mevcut. Kıraathanelere asılan o yazıda ise şu ifadeler yer alıyor: “6360 sayılı 14 ilde büyükşehir belediyesi ve 27 ilçe kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun geçici 1. maddesinin 15. fıkrasında; bu yasa ile tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüşen yerlerdeki su fiyatlarının, idarede uygulanan en düşük tarifenin yüzde 25’i olarak uygulanacağı hükmü bulunmaktadır. Aynı fıkranın son cümlesinde ise 10.07.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanununun geçici ikinci maddesi ile köy tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen yerlerde bu fıkra hükmü uygulanır’ denilerek 5216 sayılı yasa ile tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüşen yerlerde aynı uygulamanın yapılacağı belirtilmiştir. İzmir genelinde uygulama bu şekilde devam ederken, 19 Temmuz 2019 tarih ve 30386 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 7186 sayılı ‘Gelir vergisi kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 33. maddesinde 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı 14 ilde büyükşehir belediyesi ve 27 ilçe kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun geçici 1. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir’ denilerek 5216 sayılı yasa ile tüzel kişiliği kaldırılan yerlerdeki su fiyatlarına uygulanan indirim iptal edilmiştir. Yapılan yasa değişikliğinden Menemen, Foça, Buca, Bornova, Torbalı, Menderes, Seferihisar, Çiğli, Karşıyaka, Karabağlar ve Güzelbahçe ilçelerine bağlı eski orman köylerinin tamamı ile birlikte Bayındır İlçesi’ne bağlı 24, Urla İlçesi’ne bağlı 13, Aliağa İlçesi’ne bağlı 16, Selçuk İlçesi’ne bağlı 2, Kemalpaşa İlçesi’ne bağlı 41 adet eski orman köyü olmak üzere toplam 239 eski köy etkilenecektir. Söz konusu yerleşim yerlerinde 1.08 TL metreküp tarifesinin iptali ve konutlarda 0-13 metreküp arasına 4.33 TL, 14-20 metreküp arasına 4.69 TL, 20 metreküpten fazlasına 9.65 TL, iş yerlerine ise kademesiz 11.06 TL tarifesinin uygulanması zorunlu olmuştur. Uygulama 1 Eylül 2019 tarihi itibarıyla geçerli olacaktır.”



“İZSU KAFASINA GÖRE GELİYOR”
Menemen Göktepe Köyü’nün Kahvecisi Mehmet Yıldırım ise, yaklaşık 5 yıl önce köylerin mahalle statüsüne geçmesinden sonra bu problemlerin zaten yaşandığını dile getirerek şunları söyledi: “Ondan önce tarımsal sulamalarımızı yaptığımız zamanlarda bile bizlere normal faturalar gelirdi. Fakat şuan bizlere 70 günlük bir fatura bedeli yansıtıldı. Faturanın üzerinde yer alan bilgilere göre ‘1 Eylül’den itibaren zamlı tarife uygulanır’ yazıyor. Bizler 1 Eylül’den öncesini de zamlı olarak ödüyoruz. Bir de bu fatura bedelinin içerisinde yüzde 2 buçukluk bir ceza ücreti var. Oysaki İZSU bu köylere düzenli bir şekilde gelip bakmıyor. Yoksa bizler faturalarımızı geciktirmiyoruz. Bu sorun İZSU’nun sorunudur. Biz köy halkı ve esnaflar olarak mağduruz. Faturalarımıza baktığımızda kiminin faturası 2 bin TL, kiminin faturası bin 500 TL, böyle böyle fahiş rakamlar mevcut. Biz köy halkı olarak İZSU’nun görevini kafasına göre değil, her ay düzenli bir şekilde yerine getirmesini istiyoruz. Bu, köylünün taşıyabileceği bir yük değil.” Bu duruma sesini çıkartmayan ve ne olduğunu anlayamayan köylülerden bazılarının faturalarını ödeyebilmek için ineklerini satılığa çıkarttıklarını da vurgulayan Yıldırım, “Biz burada yaşayamayacaksak ne yapalım yani, ülkemizden kaçıp adalara mı gidelim? Bu köylü tarım yapamayacaksa, ekip dikmeyecekse, hayvan beslemeyecekse ne iş yapacak? Bir de baktığınız zaman İzmir Büyükşehir Belediyesi buraya fidan dağıtıyor. Bu fidanları sulamayalım mı? Bu köyde her hafta köy pazarı kuruluyor, biz yetiştirmezsek ürünler nereden gelecek, dışarıdan mı domates, patlıcan getirteceksiniz? Bir de şunu özellikle belirtmek istorum ki burada köylü kendisi artezyen kuyusunu yaptı. Yani bize sattıkları suyu biz aslında kendimiz kuyusundan çıkarttık. İZSU sadece dağıtım yapıyor. İZSU ile konuştuğumuzda ise bizleri geçiştirmekten başka bir cevap da vermiyorlar. Modernlik Tunç Soyer gibi kalkıp Bostanlı’da bisiklete binmekle olmuyor. Gelsin ve köylünün halini görsün. Yerel yönetimler bunu önleyebilir. Mademki bu anayasal bir kural neden Manisa’daki köylerde geçerli değil?” sorusunu yöneltti.



İZSU’DAN AÇIKLAMA
İZSU yetkilisi Nalan Kalaycı ise vatandaşın bir mağduriyetinin olmadığını iddia ederek şu ifadelere yer verdi: “Aliağa’daki bazı köylerde hala daha indirimli tarifeler geçerli. Ama 5216 sayılı yasa ile köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılması nedeniyle bu kanun hükmünde kararnameyi uygulamamız gerekiyor. Bizler bunu yapmadığımız takdirde Sayıştay denetçileri kamu zararı yaratılması nedeniyle hakkımızda dava açacaktır. Ondan dolayı bu uygulama başlatıldı. Bu tamamen yasayla alakalı bir durumdur. Abonelerimiz öyle tüketimleri var ki; bu 70 günde 265 metreküp, 169 metreküp, 154 metreküp gibi su kullanan abonelerimiz var. Bunlar bir konut için çok fazla. Kullanım fazla olduğu için de faturalara böyle yansıdı. 19 Temmuz 2019 tarihinde Resmi Gazete’de 30386 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan 7186 sayılı gelir vergisi kanununda değişiklik yapılmasından dolayı bu durum böyle.” Ayrıca köylere gidilmemesi gibi bir durum olmadığının da altını çizen Kalaycı, “Her ay 30 günlük periyotlarla sayaçlar kontrol edilir ancak bayram tatili veya resmi tatillerden dolayı sayaçlar okunamadı ve bu şekilde faturalara yansıdı. Abonelerimizin herhangi bir mağduriyeti kesinlikle yoktur” dedi.
SU FATURASI KALP KRİZİ GEÇİRTTİ!
Köyün sakinlerinden Mustafa Nevzat Demirtaş, 70 günlük faturasının ardından kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Demirtaş, o anlarda yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Faturayı gördükten sonra öncelikle gerçek olup olmadığını anlayamadım. Sonra gözlerim kararmaya, kalbim sıkışmaya başladı. Ambulansla hastaneye kaldırıldım. Faturalar bana ulaştığından beri hastanelerden çıkamaz hale geldim.” Tarlasına gelen bir önceki ayın 30 günlük faturasını da gösteren Demirtaş, bir önceki ay 135 TL, bu ay gelen 70 günlük faturanın ise 2 bin TL olduğuna dikkat çekti. Eve gelen su faturasını da gösteren Demirtaş, bu ayki faturanın 150 TL, geçen ay gelen faturanın ise 44 TL olduğunu söyledi. Diğer köylülerin faturaları ödemek için kredi çekmeyi ya da taksitlendirme sistemini kullandıklarını belirten Demirtaş, “Gelen faturanın içerisinde biz geciktirmememize rağmen ceza bedeli de var. Biz hiçbir köylümüze bu faturaları ödetmeyip elimizden geleni yapacağız. Bu su sondajdan gelmiyor. Dağdan geliyor. Bizden neyin parasını alıyorlar. Bunu yapmak demek tüm köylüyü kendine düşman etmek demektir” diye konuştu.