Sayfa Yükleniyor...
Artan kreş fiyatları kadınların üretimde olamamasına yol açarken çalışma hayatları sekteye uğrayan kadınların sesi olmak için dernekler devlete çağrıda bulundu
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER
Ülkede yaşanan ekonomik kriz bu seferde kreş fiyatlarını vurdu. Asgari ücretten bile fazla olan kreş ücretleri aileleri zor durumda bırakıyor. Çalışan anneler çocuklarını kreşe gönderme konusunda zorluk çekmekte. Çocuğunu bırakacak aile büyüğü olmayan anneler, işlerini bırakmak mecburiyetinde kalıyor. Bu durumda kadını üretimden ve çalışma hayatından yoksun bırakmakta. Devletin kamusal kreş sayısını arttırmak için çağrıda bulunan dernek üyeleri devletin bu soruna el atmasını istedi.
İLK ETKİLENEN KADIN
Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan, ekonomik krizden ilk etkilenin kadınlar olduğunu dile getirdi ve devletin yeni kreşler açmasını, kadının da çalışma hayatında yer almasını gerektiğini vurgulayarak şu sözleri söyledi: “Kadının en büyük sorunlarından birisi üretimin içerisinde olamaması. Üretim içinde neden yok onun da belli başlı sebepleri var. Bunlardan bir tanesi de evli çocuklu kadınların kreş sorunu. Ekonomik durumlar itibariyle de bu iş çıkmaza girmeye başladı. Asgari ücreti geçen kreş ücretlerinden bahsediliyor. Bir kadın asgari ücretle çalışıyorsa o aldığı maaşı çocuk için verecekse o zaman ne anlamı var? Bu durum muhakkak el atılması gerekir. Burada iş devletin sorumluluğundadır. Devlette bunu nasıl yapabilir mahalleler bazında burada belediyelere de görev düşüyor. Eve yakın kreş her zaman için daha iyidir. Uzak olunca çocuğun servisle gidip gelmesi artı bir ekonomik sorun. Eve yakın yerlerde kreşler açılmalı ve bu kreşler de her anlamda çocukları geliştirici devletin kontrolünde kaliteli kreşlerin olması gerekiyor. Ekonomi şu an bir yangın yeri. O yangında da ilk yananlar şu an kadınlar. Devlet bu konuya muhakkak el atmalı.”
“SADECE KADININ PROBLEMİ OLMAMALI”
Kreş fiyatlarının artmasının sadece kadının problemi olmadığına dikkat çeken Kadın Hakları Merkezi Üyesi Perihan Çağrışım Kayadelen ise “Enflasyonun artmasıyla bunda en fazla ezilen kesim maalesef kadınlar oluyor. Temelde baktığımızda bu kreş fiyatlarının artması kadının problemi olmaması gerekirken aile problemi olması gerekirken ama sadece kadın problemi haline dönüşüyor. Çünkü çocuğu kreşe bırakıp işe giden kadın, eve bakmakla yükümlü. Kadınlar çocuklarını kreşe bırakacak parayı bulamadıklarında kadınlar kreşe mi paraya vereyim yoksa işi mi bırakayım? Kreş fiyatları bu kadar yüksek olunca kadın ister istemez şöyle düşünüyor. Çalıştığım halde çocuğuma yetemiyorum. Bu konu sadece kadının problemi gibiymiş gibi bakılıyor ve erkek hiçbir zaman bunu düşünmüyor. Yine o evin içine hapsolmak zorunda kalan kadın oluyor. Ne yazık ki ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmasını bırakın hala çıkıp okulların ayrı olması talebinde bulunan aileler var. Ama biz bunlara inanmıyoruz bunlar sadece politikadan ibaret. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan yıllardır söylediğimiz politik bir duruş. Temelde baktığımızda bir tek kreş problemi değil bu hayat pahalılığının kadınlara getirdiği sorunlar. Kadınların kişisel bakım ve hijyen ihtiyacını karşılamasında bile zorlanan bir devlette; çocuğunu kreşe veremiyorsa evde oturup kadın baksın bakış açısı gibi normal bir şey yok. Şu bir gerçek ki yaratılan ekonomik ortamın en fazla zarar verdiği kesim kadınlar ve çocuklar oluyor. Kadınlar en başta en fazla fedakârlık yapmak zorunda kalan, işinden vazgeçen, kendine alacağı kıyafeti almayan, hijyen ve bakım malzemesinden vazgeçen taraf kadın oluyor. Böyle olunca da krizden en fazla hasarı kadın ve çocuk alıyor. Bu konun bir şiddet boyutu da var. Psikolojik şiddetin yanında fiziksel şiddette dönüştüğünü de yıllarca gördük. Ekonomik krize giren erkeklerin eve yetememe adı altında kadınlara fiziksel şiddet uyguladığını gördük” dedi.
“DEVLET KREŞLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ”
Velilerin kamusal eğitimi zorlayıp devlete talepte bulunmaları gerektiği önerisinde bulunan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Eğitim nitelikli olmalı, laik olmalı ve kamusal olmalı. Ülkenin ekonomi politiğinden bağımsız bir hal değil. Ülkede bir ekmeği 7,5 TL’ye, bir şişe suyu 10 TL’ye alıyorsanız elbette ki özel herhangi bir hizmeti de yüksek fiyatlandırırlar. Sabit gelirle yaşamak zorunda olan insanlar dar duruma düşüyorlar. Çocuklar devlete bağlı anaokullarına gidemedikleri zaman veliler özellere el açmak durumunda kalıyor. Özel kreşlerin fiyatlarının çok acımasızca olduğunu duyuyoruz. Bu durumun çözümü ise devlet kreşlerinin güçlendirilip nitelikli hale gelmesi gerekiyor. Aksine anaokullarında ÇEDES ve benzeri uygulamalar yapılıyor. Eğitim ve sağlık özelleştirilemez ve kamusal olmak zorundalar. Kamusal olarak her çocuğun okul öncesi ve okul döneminin eğitimini alması gerekiyor. Veliler kamusal eğitimi zorlayıp devletten talep etmeliler. Çünkü bu en doğal hakları” diye konuştu.
Haber Merkezi