Sayfa Yükleniyor...
İzmirde önceki gün kreş servisinde unutulan 3 yaşındaki Alperen, 9 saat havasız kalınca öldü. Servis şoförü ile rehber gözaltına alındı. Yaşanan olayın diğer kreşleri nasıl etkileyeceğini ve ailelerin tutumlarının ne olacağı merak konusu oldu
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Çiğli İlçesinde kreşe giden 3 yaşındaki Alperen Sakin, uyuduğu okul servisinde unutulunca havasızlıktan yaşamını yitirdi. Servis şoförü ile rehber personel gözaltına alındı. Soruşturma esnasında önce yalan söyleyip çocuğun uyku saatinde uyuduğunu ve bir daha uyanmadığını belirten kreş sorumluları ardından olayı itiraf etti. Çocuğunun 9 saat boyunca serviste kaldığını ve sorumluların kendisini yanlış hastaneye yönlendirdiğini söyleyen baba Serkan Sakin ise, tüm sorumlulardan şikayetçi olacaklarını belirtti. Peki, yaşanan olayın ardından diğer kreş yerleri bu durumdan nasıl etkilenecek, çocuklarını kreşlere emanet eden ve güvenleri sarsılan ailelerin tepkisi ne olacak?
ÇOCUĞUMU GÖNDERMEYECEĞİM
Bu yıl oğlunu çalışmak zorunda olduğu için kreşe vereceğini söyleyen Nurhan Yegül, yaşanan korkunç olayın ardından kreşlere güven duymadığını ve çocuğunu nereye emanet edeceğini bilmediğini belirtti. Yegül, Haberi televizyonlarda izledim. Algıda seçicilik sanırım. Benimde kreş yaşında bir evladım olduğu için direkt dikkatimi çekti haber. Gözlerime inanamadım. 3 yaşında bir çocuk serviste uyuyakaldığı için unutuluyor ve 9 saat boyunca o araçta tek başına ölüme terk ediliyor. İçim cız etti. Havasızlıktan ölmek nasıl bir acıdır. Ben böyleysem şu an ailesini düşünemiyorum. Üstüne birde kreş personeli tarafından yalanlar sunuluyor. Neymiş efendim çocuk uyku saatinde uzun süre uyuyunca kaldırmaya çalışmışlar, kalkmayınca da hastaneye kaldırmışlar. Yetmezmiş gibi aileyi arayıp yanlış hastaneye yönlendirmişler. Vicdanı rahat etmeyen diğer bir personel tarafından suç itiraf edilmiş. Aile tüm haklarını kullanarak sonuna kadar davacı olmalı. Gerekirse kreş kapatılmalı. Bu nasıl bir sorumsuzluktur. İnsan yoklama yapmaz mı? Ya da çocuğun 9 saat boyunca olmadığını fark edip aramaz mı? İnsanlık halidir unutabilirsin. O kadar çocukla baş etmek zor olabilir. Ancak servisten indikten sonra hiç mi aklınıza gelmedi? Bunun gibi diğer şehirlerde de birkaç olay duymuştum. Çocuğumu göndermeyeceğim. Maddi imkansızlıktan dolayı bir pastanede çalışmaya başladım. Gerekirse kızım için işi bırakırım. Onun başına bir şey gelmesindense ben işimden olayım daha iyi. Önceden evde bakıcı projesi vardı. Kreşlere güven duymayanlar bakıcı getiriyordu evine ve devlet tarafından maaşın yarısı karşılanıyordu. Bakıcının sigortası da oluyordu. Ancak pilot uygulama olduğu için 2 yıl uygulanıp kaldırıldı. Uygulanmaya devam etseydi bende ona başvuracaktım. Madem kaldırıldı öyleyse daha farklı, güvenilir çalışmalar yapılsın bizde çalışan anneler olarak kreşlere göndermeyelim. Bu ölümlerde yaşanmasın. Birkaç hafta öncede kreşteki çocuklara şiddet haberi gündemdeydi. Bir an önce çözüm bulunsun dedi.
GÜN GEÇTİKÇE GÜVEN AZALIYOR
Gazetemize konuşan Türk-Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir ise, vefat eden Alpere Allahtan rahmet, ailesine sabır diledi. Kreşlere gün geçtikçe güven azalıyor diyen Demir, şunları istedi: Basında son zamanlarda çıkan kreş personellerinin çocuklara uyguladıkları şiddet ve en son Çiğlide yaşanan olaylar insanlarımızın kafasında soru işaretleri bıraktı. Dolayısıyla bu konulara olan güven gün geçtikçe azalıyor. Ben sosyal medya üzerinden de konuya ilişkin paylaşımlarda bulundum. Yetkililere seslenip gelin birlikte çalışalım dedim. Yapılan işler kağıt üzerinde kimse kusura bakmasın. Görünen köy bu. Konu sadece servis konusuyla sınırlı değil. Baştan aşağıya ele alınması gereken bir konu. Okullarımıza servis sağlayan araçlarımızın belirlenen kriterlere uygun olması mümkün değildir zaten. Dolayısıyla bizim servisçilerle oturup bunun kararını birlikte vermemiz lazım. Eğitimleri artırmamız lazım. Basında okuduğum kadarıyla servis şoförü ve öğretmen üzerine yoğunlaşılıyor ancak bu kadar basit değil olay. Yoklama alınmış, yoklama sonucu veliye bir bildiri verilmiş mi verilmemiş mi bu muamma. Milli Eğitim Müdürlüğümüz soruşturma başlattı. Soruşturmadan çıkan sonuç önemli. Yapılan soruşturmanın derinlemesine inceleneceğine inanıyorum. Servis kontrolleri yapılıyor mu, yetkililer tarafından ne şekilde ilgi gösteriliyor, servis kaç öğrenci taşıyordu ve taşıma kapasitesi nedir? Bunlar tüm boyutlarıyla incelenmeli. Ve soruşturmanın bu şekilde neticelendirilmesi gerekiyor.
Demir, bir canı kaybettikten sonra yola çıkıldığını belirterek, Bunlar geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklar. Bizim her şeyimiz onlar. Böyle laubali işlerle maalesef günü kurtarmaya çalışıyoruz. Bu kurumların açılmasında, işletilmesi esnasındaki kontrollerinde neler yapılması gerektiğini ve günümüz şartlarına uymayan ya da fazladan işlediğimiz, eksik bıraktığımız her neyse bunları tüm detaylarıyla konuşup işlemlerimizi buna göre düzenlememiz gerekiyor ki bir tek canı dahi kaybetmeyelim diye konuştu.
EĞİTİM MİLLİ BİR KONUDUR
Demir, sözlerine şunları ekledi: Bugüne kadar hep şunu söyledim. Eğitim dediğimiz konu milli bir konudur. Geleceğimizi ilgilendiren bir mesele. Ben şahsen Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla milli değerleri olan bir eğitim çerçevesinden yanayım. Ancak bunu yaparsak eğitimi anlamlandıracak çalışmalar gerçekleştiririz. Günü birlik işlerle değil. Eğitim stratejisinin belirli olduğu bir yol haritamız yok. Dershane sürecinde gördük. Dışarıdan eğitim içerisine giren insanların eğitim yoluyla insanları nerelere çektiklerini fark ettik. Bunu engellemenin yolu da eğitimin milli vasfından geçer. Milli Eğitim Bakanlığı kanalıyla da bu sağlanırsa hedefe ulaşılabilir. Ben özel okullara verilen teşviki de eleştiren bir insanım. Herhangi bir ilkokula, ortaokula ödenek gönderilmezken özel okullara böyle bir ödeneğin verilerek ayrıcalık sağlanması doğru değil. Ben bilirim ben yaparım mantığının biran önce terk edilmesi lazım. Bu alanda faaliyet gösteren, her düşünce yapısında insanla konuyu enine boyuna tartışmamız lazım. Biz bütün insanlar aynı şeyi düşünmek zorunda değiliz. Aynı kararlara ulaşamayabiliriz. En azından çoğunluğun aldığı kararlarla yola çıkarak farklı fikirlerle ortaya bir eser bırakmalıyız. Öncelikle bizim uzun soluklu bir strateji belirleyip, ara stratejik modellerle 2 yılda bir yapacağımız güncellemelerle ana hedefimize ulaşmamız gerekir. Bu ve benzeri aşamaları yerine getirirsek eğitimde önemli adımlar atarız ve eğitim yolunda yaşamını yitiren çocuklarımızın ölümünü engelleriz.
Temkinli davranan velilere seslenen Demir, Velilerin bu pencereden bakıp da bütün kreşler hakkında olumsuz bir fikre kapılması çok doğru değil. İşini layıkıyla yapan insanlarda var. Hatta bizim sendika olarak anlaşma yaptığımız yerlerde var. Velilere tavsiyemiz eğitim ciddi bir konu. Evlatlarımız bizim geleceğimizdir. Dolayısıyla onların eğitimiyle ilgili doğru kararlar vermeliler. Devlet kurumlarını tavsiye ediyorum. Ancak özel kurumu düşünen insanlar da araştırmasını çok iyi yapmalı ifadelerini kullandı.
Alperenin anaokulu süresiz kapatıldı
3 yaşındaki Alperen Sakinin serviste unutulup hayatını kaybetmesinin ardından tepkiler çığ gibi büyürken, okula giden bazı kişiler anaokulunun camlarını indirdi. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında okulun kapalı tutulabileceği öğrenildi. Okul yetkilileri de sosyal medya hesaplarından Yastayız yazısının olduğu bir resim paylaştı. Onlarca kişi, yazının ardından okulun hesabına tepki mesajları paylaştı. Neden önlem alınmadığını soran vatandaşlar, duruma isyan etti. Yaşanan acı olayın ardından tüm Türkiye ayağa kalktı. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında anaokulunun süresiz kapatılmasına karar verildi. Olayın peşine düşen müfettişler, olayda hayatını kaybeden Alperen Sakin'in okula resmi kaydının bulunmadığını da tespit ederek, durumu raporda aktardı. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığının da yine olayla ilgili suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi.
Haber Merkezi