Kurultayı değerlendirdi

CHP Kurultayı’nda sıkı rekabet yaşanacağını belirten Siyaset Bilimci Prof.Dr. Tanju Tosun, “Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüsleyeceğini fakat diğer başkan adaylarına yönelik destek ölçüsünde Parti Meclisi kompozisyonunun fazlasıyla heterojen olacağını düşünüyorum” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 02.02.2018 06:58
  • Güncelleme Tarihi : 02.02.2018 06:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kurultayı değerlendirdi haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ / ÖZEL HABER

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 3-4 Şubat’ta Ankara Spor Salonu’nda yapılacak 36. Olağan Kurultay için gün sayıyor. CHP’de şimdiye kadar Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dışında Yalova Milletvekili Muharrem İnce, eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, eski CHP İstanbul Ümraniye İlçe Başkanı Alparslan Çabuk genel başkanlığa aday adayı olduğunu açıkladı. Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi ve Siyaset Bilimci Prof.Dr. Tanju Tosun, CHP ve Kurultay sürecini değerlendirdi. Kurultay süreçlerinde genel başkanlık yarışının çok adaylı geçmesini CHP’nin sosyal demokrat parti kimliği ile açıklayan Tosun, özellikle Muharrem İnce’ye yönelik destek sebebiyle Kurultayın mevcut yönetim açısından kolay geçmeyeceği söyledi. Genel Başkanlık konusunda sıkı rekabete rağmen, Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüsleyeceğini, fakat diğer başkan adaylarına yönelik destek ölçüsünde Parti Meclisi Kompozisyonunun fazlasıyla heterojen olacağını öngören Tosun, “Genel Başkanlık konusunda sıkı rekabete rağmen, Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüsleyeceğini fakat diğer başkan adaylarına yönelik destek ölçüsünde Parti Meclisi Kompozisyonunun fazlasıyla heterojen olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

SOSYAL DEMOKRAT

Her Kurultay öncesi CHP’de birden çok genel başkan aday adayının çıkmasının partinin içyapısal özellikleri kadar, sosyal demokrat parti kimliğiyle de ilgili olduğunu belirten Tosun, şunları söyledi: “Sosyal demokrat partilerde siyasal fırsat yapısı aşağıdan yukarıya doğru katılım kanallarıyla birlikte açık olduğu için, adaylık bağlamında bu tür gelişmelerin yaşanması normal. Bunun hazırlayıcısı olarak partideki demokratik liderlik yapısını da eklemek gerekir. Kurultay’ın şimdilik 4 aday adaylı bir yarışa sahne olduğu anlaşılıyor. Tabii ki aday sayısı toplanacak imzalarla netleşecek. Özellikle Muharrem İnce’ye yönelik delege teveccühünü dikkate aldığımızda, Kurultay’ın mevcut yönetim açısından kolay geçmeyeceği söylenebilir. Bunu CHP için bir sorun değil, tersine demokratik rekabet olarak değerlendiriyorum. Son tahlilde Genel Başkanlık konusunda sıkı rekabete rağmen, Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüsleyeceğini fakat diğer başkan adaylarına yönelik destek ölçüsünde Parti Meclisi kompozisyonunun fazlasıyla heterojen olacağını düşünüyorum. Bu da CHP’deki Genel Merkez ölçekli örgütsel dinamizm açısından zenginlik, fakat partinin dışarıya karşı tutarlılığı bağlamında önümüzdeki süreçte kimi sorunlara yol açabilir.”

“AMASIZ FAKATSIZ”

Kurultay sürecine ideolojik tartışmalar bağlamında bakıldığında, 1980 öncesi CHP ile karşılaştırıldığında bugün oldukça yetersiz, sığ tartışmalar yaşandığını belirten Tosun, belki de bunun tek istisnasının Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’in yayınladığı “Gelecek İçin” manifestosu olduğunu kaydetti. Böke ve Cihaner’in manifesto temelli çağrılarının parti içinde düzen değişikliği arayışı olarak okunabileceğini dile getiren Tosun, “Aslında iki aktörün manifestoda dillendirdikleri çoğu husus CHP’nin program ve seçim bildirgelerinde yer almakla birlikte, ilk kez parti içinde mevcut yapıyla meseleleri olmadan ‘bu düzen değişmeli’ mesajıdır. Düzen değişikliğinden kastedilen CHP’nin iktidara karşı proaktif, eylemci bir tavır sergilemesi, parlamento içi radikal muhalefet araçlarını devreye sokma arayışıdır. Böke ve Cihaner’in taleplerine CHP’nin profesyonel liderlik ve örgüt yapısının ne ses vereceği Kurultay’da belli olacak. Yarım asırdan fazla bir süredir bu kurucu misyonuna rağmen tek başına iktidara uzanamamasının yol açtığı sorunlarla baş başa kalan bir parti olarak, 2018 ya da 2019’da yapılacak seçimlerde tek başına iktidar iddiasını yüksek sesle ‘Amasız, Fakatsız’ dillendirmek zorunda” açıklamasında bulundu.