Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi, Tire Necip Paşa Kütüphanesi Müdürü Ahmet Kılıçı misafir etti. Kılıç, Necip Paşa Kütüphanesinde yer alan eserleri ve kütüphanenin tarihini anlattı
SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin bu haftaki konuğu Tire Necip Paşa Kütüphanesi Müdürü Ahmet Kılıç. Cumartesi Sohbetleri kapsamında yazarlarla buluşan Kılıç, Necip Paşa Kütüphanesinin tarihi önemine ilişkin bilgileri paylaştı, içerisinde bulunan eserlerden de söz açarak, Necip Paşa Kütüphanesinde Türk ve İslam Tarihi için çok önemli eserler var dedi. Ayrıca Kılıç, tercümesi yapılmamış eserlerin de mevcut olduğunu ve bugüne kadar bu kıymetli eserlerin çoğunun topluma faydalı hale getirilemediğini vurguladı. Tire Necip Paşa Kütüphanesinin II. Mahmud dönemi devlet adamlarından Gürcü Mehmed Necip Paşa tarafından 1243/1827 yılında yaptırıldığını söyleyen Kılıç, Mimari açıdan tamamen bağımsız olan bu kütüphane, Tirenin en önemli kültür ve sanat zenginliklerindendir. Mehmed Necip Paşa 1826 yılında Tireye sürgün edilen ünlü tıp alimi tabip Şanizade Ataullah Efendinin Tireye gelişine refakat etmiş, Tirede uzun yıllar hizmet eden tarihi İbn Melek Medresesi öğrencilerinin orada-burada, ağaç gölgelerinde, kırık-dökük yapı köşelerinde ders çalıştığını görünce buraya bu kütüphaneyi yaptırmaya karar vermiştir diye kaydetti.
SMANLI MİMARİ ÜSLUBU
Necip Paşa Kütüphanesinin, içerisinde çeşitli meyve ve çam ağaçlarıyla çiçek tarlalarının yer aldığı 845 metrekarelik bir bahçe alanına, klasik devir Osmanlı mimarî üslubu ile inşa edildiğini belirten Kılıç, Kare şeklinde ve tek mekanlıdır. Kütüphanenin bir tarafında İbn Melek Vakfına ait arsa, bir tarafında sebze bahçesi, bir tarafında İsmail Efendi Medresesi ve diğer tarafında umûmî yol vardır. Üzeri sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş tek kubbe ile örtülmüştür. Ön tarafında bulunan revak kısmı sonradan camekan ile kapatılarak okuma yeri olarak düzenlenmiştir. Kitapların rutubetli ortamdan etkilenmemesi için binanın zemini yerden yüksekte tutularak yukarıda olacak biçimde inşa edilmiştir. Kütüphanenin girişinde yarım daire şeklinde yedi basamak bulunmaktadır. Binanın iç kısmının ortasında, buraya sonradan ilave edildiği anlaşılan sekizgen piramidal ahşap bir bölüm bulunmaktadır. Bu ahşap bölümde, el yazmaları ve değerli basma eserler korunmaktadır dedi.
ÇİÇEK VE DAL MOTİFLERİ
Kütüphanenin iç süslemesi hakkında da bilgiler veren Kılıç, iç süslemede kullanılan kalem işlerinin sade olup, çiçek ve dal motiflerinden oluştuğunu söyledi ve şöyle ekledi: İç süslemelerin bazılarında küçük tamirat izleri görülmektedir. Kütüphanenin hemen sağına (sonradan) konulan kitabesinde geçen tarihe istinaden, binanın 1243/1827 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Ana giriş kapı üzerinde talik hatla tek parça mermer üzerine kabartma olarak nakşedilmiş ikinci bir kitabe daha bulunmaktadır. Kütüphanenin açılış ve vakfiyesinin tasdik tarihi ise 29 Şaban 1244/1828dir. Kütüphanedeki toplam kitap sayısı, Cumhuriyet döneminde ilave edilen 9 bine yakın sayıda Türkçe eserler ile birlikte bugün 13 bine ulaşmaktadır. Kitapların 1147 adedi yazma, 1135 adedi değerli basma olmak üzere ciltli toplam 2282 adedi Osmanlı dönemine ait Arapça, Farsça ve Osmanlıca eserlerden oluşmaktadır.
671 ADET ESER
Mehmed Necip Paşa tarafından vakfedilen ve Necip Paşa Vakfı adıyla tasnif edilen 671 adet eserin bulunduğunu ifade eden Kılıç, Bunların dışında, kütüphaneye sonradan kazandırılan ve Diğer Vakıf adı ile tasnif edilen 1611 eser bulunmaktadır. Kütüphanenin açıldığı günden beri eserlerin kaybolmasının önüne geçmek maksadıyla her altı ayda bir, Tirede İslam Hukukunda manen yükselmiş kişilerin lütfederek kütüphaneye gelip, ciltli demirbaş defterini kontrol etmeleri vakıf tarafından mutad hale getirilmiştir. Bu kontrol ve sayım işinde, Tiredeki medresenin müderrisi ile eşraf hazır bulunmakta, hafız-ı kütübün ihmal ve kusuru sebebiyle kaybolduğu ortaya çıkan kitap olursa, yerine yenisi aldırılmak suretiyle ödettirilmesi, kaza veya hata ile olduğu anlaşılırsa mütevelli heyeti tarafından vakfın geliri ile satın alınıp yerine konulması talep edilmektedir. Necip Paşa Vakfına ait tüm eserler onarım ve bakımı yapıldıktan sonra kırmızı deri mahfazalar içine alınarak vakfedilmiştir. Kütüphanedeki önemli eserlerden bazıları, 1948 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Genel Müdürlük Kütüphanesine alınmıştır cümlelerine yer verdi.
TERCÜMESİ YAPILMAMIŞ ESERLER MEVCUT
Geçmişte kütüphanenin istismara açık olduğunu söyleyen Kılıç, Günümüzde bu tehlikeler ortadan kaldırıldı. Daha korunaklı, yangına ve hırsızlığa karşı tedbir alınmış durumda. El yazması eserlerin paylaşılması tehlikelere karşı daha garantili anlamına gelir. Bu kütüphanede eserlerin asılları bulunduğundan herhangi bir zararda yerine getirilemez. Bütün eserlerin tıpkı basıma girip korunması gerekir. Kütüphanedeki eserlerin çoğaltılmamış olma ihtimali yüksek. Vakıflar meselesi iyi incelenmesi gereken bir konu. Bu işlerin devlet kanalıyla olması gerekir. Tepeden inme yapıldığı zaman eserler zarar görebiliyor. Bu eserlere zarar verildiğinde geri dönüşü mümkün olmayabiliyor. Parçalanan eserler için restorasyon atölyesi kurup kitapların onarılması gerekir. Koli bandıyla tutturulması eserlere zarar veriyor. Uzman ekipler ile çalışılıp eserlerin insanlığa kazandırılması doğru olanıdır. Amerikadan gelen heyet İbni Sinanın Şifa kitabından faydalanabiliyor. Biz tercümesi yapılan eseri anlayamıyoruz. Bu eserlerin bir an önce anlaşılır durumda çevirilerinin yapılması ve herkese açılması daha iyi olacaktır. Tire Necip Paşa Kütüphanesinde hazine değerinde yazma eserler bulunuyor. Bu güne kadar bu kıymetli eserlerin çoğu topluma faydalı hale getirilemedi diyerek sözlerini tamamladı. Soru cevap aşamasının ardından Kılıça teşekkür belgesi takdim edildi.
Haber Merkezi