- Gündem
- 17.05.2025 00:57
LÖSEV’den önce ülkemizde lösemiden kurtulma oranının yüzde 20 olduğunu hatırlatan LÖSEV İzmir Halkla İlişkiler Yönetmeni Korkmaz, bu rakamın yüzde 92’ye çıktığını belirterek “Çocuklarımızı hayatta tutabiliyoruz” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
LÖSEV’in 1998 yılında 35 ailelik bir gruba hizmet vermek için yola çıktığını ve bugünlere geldiğini belirten LÖSEV İzmir Halkla İlişkiler Yönetmeni Burak Korkmaz, bugün Türkiye’nin hatta Avrupa’nın, göz bebeği olan bir kurum haline geldiğini ifade etti. LÖSEV kurulmadan önce ülkemizde lösemiden kurtulma oranının yüzde 20 olduğunu hatırlatan Korkmaz, “40 bine yakın hasta çocuğumuz ve yetişkin ailemiz var. Kurulduğu günden beri çocukları ücretsiz ve daha iyi şartlarda tedavi etmek, bu alanda onların sağlık şartlarını iyileştirmek için kurulmuş bir vakıf. LÖSEV, her gün yeni bir projeyle gündeme geliyor. LÖSEV kurulmadan önce ülkemizde lösemiden kurtulma oranı yüzde 20 seviyelerindeydi. LÖSEV’in hastanesi LÖSANTE’de bu oran yüzde 92 ve üstüne çıkarıldı. İnanılmaz bir rakam. Biz aslında ölümü yenmeyi başardık. Çocuklarımızı hayatta tutabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
TEDAVİ EDİLEBİLEN BİR HASTALIK
2 ila 5 yaş arasında çok sayıda çocuk hastaları olduğunu aktaran Korkmaz, “Lösemi; kan kanseri ve çocukluk çağı kanseri olarak geçer. 2 ila 5 yaş arasında çok fazla hastamız var. Bu hastalık maalesef 6 aylık bir çocuğun da başına gelebiliyor. 60 yaşında olup, bir günde bu hastalığa yakalanan da var. Herkes bir lösemi adayı şu anda. Buna dair bilinçlenmek, sağlığımıza dikkat etmek, gerekli önlemleri almak gerçekten çok önemli. Çünkü önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık. LÖSEV kurulmadan önce lösemiden kurtulma oranı ülkemizde yüzde 20 imiş. Şu anda LÖSEV’in hastanesi LÖSANTE’de bu oran yüzde 92 ve üstüne çıkarıldı. Bu inanılmaz bir rakam. Biz aslında ölümü yenmeyi başardık. Çocuklarımızı hayatta tutabiliyoruz. Bu açıdan kendimizle de gurur duyuyoruz. Bir gönüllüsü olarak ‘İyi ki LÖSEV var’ diyebiliyorum” şeklinde konuştu.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜGÜ
LÖSEV’in, LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi sayesinde sadece çocuklara değil, yetişkin ve yaşlılara; sadece lösemi değil, tüm kanser türlerine ücretsiz tedavi verdiğini ifade eden Korkmaz şöyle konuştu: “Kurulduğumuzda 14 yatak kapasiteli küçücük bir hastanemiz vardı. Daha sonra bu bize yetmedi ve ‘Haydi, bir tuğla da sen koy’ projesini hayata geçirdik. Bu kampanya sayesinde, Türkiye’de 2015 yılında hizmete başlayan Avrupa’nın en büyük onkoloji hastanesini faaliyete geçirdik. 400 yatak kapasiteli. Burada çocuk, yaşlı, yetişkin tüm kanser türlerini tedavi edebiliyoruz. Baktığımız zaman Türkiye çapında sadece Ankara’da bir hastanemiz var, ama bu demek değildir ki biz sağlık hizmetlerini sadece Ankara’da veriyoruz. Hastanemiz olamayan illerde, sosyal hizmetler çalışanı arkadaşlarımız tek tek hastaneleri gezerek hasta kayıtlarını alıyorlar. Oradaki hastaların sağlık şartlarını iyileştirmek adına, tüm ihtiyaçları belirleyip onlara yardımlar götürüyorlar. Ancak maalesef 400 yatak kapasiteli hastanemize sadece 75 yatak için ruhsat verildi. Dolayısıyla 325 yatağımızı kullanamıyoruz. Umarım önümüzdeki dönemde tam kapasiteli olarak hizmet verebiliriz.”