Maceraya girecek motivasyonları yok

Yaklaşık 2 yıl önce mültecilere ilişkin ‘Yüzde 80’i kalıcı’ ifadelerini kullanan Prof.Dr. Murat Erdoğan, sınır kapılarının açılmasının ardından yaşanan süreci değerlendirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 12.03.2020 08:41
  • Güncelleme Tarihi : 12.03.2020 08:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Maceraya girecek motivasyonları yok

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Gazetemizde 22 Aralık 2018 tarihinde yayınlanan ‘Yüzde 80’i kalıcı’ başlıklı haber ile Türk Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof.Dr. Murat Erdoğan’ın, Türkiye’de yaşamlarını idame ettirmeye çalışan Suriyeli mültecilere ilişkin izlenimlerini aktarmıştık. Vermiş olduğu röportajda Türkiye’de yaygın bir yanlış anlama ya da sorun olduğunu söyleyen Erdoğan, “O da Suriyelilerin geri döneceği. Bu çok mümkün değil. O nedenle politikaları buna göre şekillendirmek gerekir. Devletin stratejik kararsızlığı ve uyum politikaları toplum için iki önemli sorun. Suriyeli sığınmacıların çok ciddi bir bölümünün, bana kalırsa en az yüzde 80’nin Türkiye’de kalıcı olduğu gerçeğiyle yüzleşilmeli” ifadelerini kullanmıştı. Bugün ise mülteciler, Avrupa’ya gitmek için sınır kapılarında bekleyişlerini sürdürüyor. Ancak, Türkiye’de bulunan yaklaşık 5 milyon Suriyeli mültecinin ciddi bir kısmının Avrupa’ya gitmek için harekete geçeceği yönündeki yorumlar doğru çıkmadı; sınır kapılarına Suriyelilerden çok Afganlar, Pakistanlılar, İranlılar akın etti. İzmir’in Basmane bölgesindeki hareketsizlik ise en önemli örneklerinden biri. Mülteciler konusunda uzun yıllar boyunca çalışmalar yapan Prof.Dr. Murat Erdoğan, “Suriyelilerin maceraya girecek motivasyonları yok” dedi.



SİYASİ MADDELER UNUTULDU
“Eğer Türkiye’den Suriyeliler Avrupa’ya doğru yönelseydi Avrupalıların şikayet edeceği bir konu olmayacaktı. ‘Türkiye’ye savaş mağduru olarak gelmiş olanlara kapıları açarız ama diğerlerine açmayız’ demeye getiriyorlar” sözlerine vurgu yapan Erdoğan, “Dünyada bir kriz yaşandığı belli. Zengin ülkelere 10 mülteciden 1’i ulaşabiliyor. Dolayısıyla bu konuda başından beri sakat bir durum var. Türkiye bu konuda, yük paylaşımı konusunda sürekli çağrılarda bulundu. Ancak bu gerçekleşmedi. Avrupalılar sadece mali destek verdi. Bunun anlaşmasını Avrupa Birliği ile yaptık. Ama Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmanın içerisinde başka siyasi şeyler de vardı. Yetkililer mali destek konusunda şikayet ediyorlar. Bence mali destek nispeten geliyor. 6 milyarın 3.2 milyarı geldi. Geriye kalan miktar da yolda. Buradaki gecikme anlaşılabilir durumda, burada bir sorun yok. Ama Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmada yer alan diğer siyasi maddeler hemen unutuldu. Türkiye’nin itiraz etmesi gereken şeylerden bir tanesi bu olmalıydı” diye konuştu.



KARAR SÜRECİ VAR
Suriye’deki savaşın başladığı tarihten beri Türkiye’deki mülteciler konusunda çeşitli raporlar hazırlayan Erdoğan, şu an Türkiye’deki Suriyelilerin çalıştığını, sağlık hizmetlerinden yararlandığını, çocukların okula gittiğini, bu kapsamda Suriyelilerin böyle bir maceraya girmek için bir motivasyonlarının olmadığını aktardı. Erdoğan, “Türkiye’deki Afganların, Somalili, Pakistanlıların böyle bir motivasyona ihtiyacı var. ‘Türkiye’ye savaş mağduru olarak gelmiş olanlara kapıları açarız ama diğerlerine açmayız’ demeye getiriyorlar. Mültecilerle ilgili bir karar süreci var. Bu karar süreci yapılmadan doğrudan, ‘Almıyorum’ diyemezler. Uluslararası hukuk bunu her şekilde engelliyor” cümlelerini kullandı.
TEHDİT DİLİ İŞE YARAMAYABİLİR
Sözlerine devam eden Erdoğan, “Uluslararası hukuk diyor ki, ‘Senin sınırına bir yabancı gelmişse ve sığınma talebinde bulunuyorsa kapını açacaksın’. Sonra diyebilir ki ‘Sen sığınmacı değilsin, seni gönderiyorum’. Bunu diyebilir. Ama hiç savunma yapmaksızın, bununla ilgili bir süreç başlatmadan, ‘Gönderiyorum, nereye gidiyorsan git’ diyemez. Burada ciddi bir karmaşa yaşanıyor” dedi. “Sınırlarımızı iyi korumalıyız” ifadelerine yer veren Erdoğan, son olarak, “Uyum politikalarına önem vermemiz gerekiyor. Uluslararası desteğin alınması lazım. Bunu yaparken de tehdit dili işe yaramayabilir. Bu konuda daha iyi bir zemin oluşturmak ve Avrupalılarla müzakere yürütmek gerekiyor. Şu an Suriye’de yaşanan krizin nedeni Rusya. Biz onları eleştirmiyoruz ama Avrupalıları ‘niye destek olmuyorsunuz’ diye eleştiriyoruz” yorumunda bulundu.

Haber Merkezi