Mağdur besici: “Saklamayın samanı!”

“Sakla samanı gelir zamanı” atasözü, çiftçi olmayan fırsatçıların eliyle gerçek oldu. Yazın hasat zamanı, samanı stoklayanlar, kışın bu samanı 3-4 katına satarak büyük bir rant sağlıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 27.08.2020 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 27.08.2020 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Mağdur besici:  “Saklamayın samanı!” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Hayvancılık sektörüyle uğraşan besiciler, kış mevsiminde tonu 1000 ila 2000 TL’ye yükselen samanı almakta zorlanıyor. Bir dönemler prim yapmayan saman özellikle kış mevsiminde en değerli hayvan yemi haline geldi. Bu durumdan oldukça şikayetçi olan besiciler  “Sakla samanı gelir zamanı” ata sözünün fırsatçılar için gerçeğe dönüştüğünü ifade etti. Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, işi fırsata çeviren, tarımla ilgisi olmayan kişilerin samanı stokladığını ve bu samanı kışın normal fiyatının 3-4 katına sattığını söyleyerek, yetkililerden bu durumun çözülmesini beklediklerini vurguladı.



ALTIN YERİNE SAMANA YATIRIM!
İnsanların altın döviz yerine saman alıp stokladığını belirten Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, bu şekilde büyük bir rantın yaşandığına dikkat çekti. Bu durumun mutlaka çözülmesi gerektiğini de dile getiren Eskiyörük, şunları ifade etti: “Saman bugün artık en büyük yatırım. Altın döviz yerine insanlar saman alıp stoklamaya başladı çünkü en büyük parayı kazanan saman oldu. Yazın hasat zamanı saman alıp stokluyorlar kışın bunu 2 hatta 3 katına satıyorlar. Geçen yıl saman 50 kuruştu, stoklayanlar 1,30 kuruşa sattılar samanı. Bu yıl hasat zamanında 45-50 kuruştu saman özellikle Doğu Anadolu bölgesinde Mardin ve Urfa taraflarında. Şu an 90 kuruşa çıktı ve bu yıl 1,5 TL’den satmayı düşünüyorlar. Samanı stoklayarak büyük rant sağlanıyor, bu sorun çözülmeli.”
KABA YEM SORUNU DA BAŞLADI!
Kuraklıktan dolayı kaba yem sorununun da kendini göstermeye başladığını söyleyen Eskiyörük, “Kaba yem sorunu da başladı. Kuraklıktan dolayı sulu tarım alanlarının daralmasıyla kaba yem fiyatları her yıl yüksek oranda artmaya başladı. Soyanın yüzde 95’i ithal ediliyor. Pamuk üretimimiz bittikten sonra dışa bağımlı olduk. Kaba yem de mısır silajı yer altı sularının kesilmesiyle üretim azalınca onların da fiyatları katlamalı artmaya başladı” dedi.  
YILDA 1 MİLYAR DOLARLIK İTHAL
Samanın Türkiye’de az bulunmasının bir sebebi olarak pamuk üretiminin azalmasını gösteren Eskiyörük, Türkiye’nin yılda 1 milyar dolar soya ithal ettiğini açıkladı. Eskiyörük, “Şu an Türkiye’de saman açığının nedeni pamuk üretiminin Türkiye’de çok azalmasından kaynaklanıyor. Pamuğun elyafından iplik yapıp dünyaya ihraç etmek en büyük geliriydi Türkiye’nin. Pamuğun çektirdiğini sıkıp yağını elde edip insanların mutfak ihtiyacı karşılanıyordu. Posasından küspe elde ediliyordu, hayvanların protein ihtiyacı karşılanıyordu. Pamuk çekirdeğinin kabuğundan da samanla karıştırıp hayvanlara veriyorduk samandaki yetmezliği de o kapçık tamamlıyordu. Şimdi ithal ediyoruz. Yılda 1 milyar dolar soya ithal ediliyor. Bu işin içine bakanlığın desteğiyle tarımla ilgisi olmayan, çiftçilik yapmayan hayvancılık yatırımcıları girince yapı bozuldu. Hayvancılığı eskiden çiftçiler yapardı Türkiye’de. Çiftçi de kendisi buğday eker, kendi samanını kendisi üretirdi. Şimdi lokantadan beslenir gibi kaba yem de saman da dışarıdan yapanlardan alınınca denge bozuldu” ifadelerine yer verdi.
REKABET ETME ŞANSIMIZ YOK!
Samanın fahiş fiyatlara satılmasıyla beraber süt fiyatının da arttığını belirten Eskiyörük, dünyada en yüksek maliyetle üretim yapan çiftçinin Türk çiftçisi olduğunu söyledi. Eskiyörük, “Çiftçimiz yem konusunda en büyük mağduriyeti yaşıyor çünkü dışa bağımlıyız. Yemin hammaddesinin yüzde 65’i ithal edildiği için herhangi bir döviz artışında yemciler bunu hemen yem fiyatlarına yansıtıyorlar. Şu anda üreticinin en büyük mağduriyeti yem fiyatlarının yükselmesi. Süt üreticilerinin en büyük sorunu sütün fiyatı. Dünya fiyatları ile kıyaslandığında fiyatlar bugünTürkiye’de yüksek gibi görünse de dünyanın en yüksek maliyetiyle üretim yapan Türk çiftçisidir. Dünyanın en pahalı enerjisiyle, dünyanın en pahalı akaryakıtı ile dünyanın en pahalı yemiyle ve samanıyla üretim yapıyor Türk çiftçisi. Bu insanlar bu işi sürdürmeye çalışıyorlar. Türk çiftçisinin bugünkü maliyetlerle dünyayla rekabet etme şansı yok. Devletin tüketiciyi korumak için dünya fiyatlarını gözönüne alıp ithalat politikası izlemesiyle Türk çiftçisi günden güne artık üretemez hale geliyor” şeklinde konuştu.