- Gündem
- 21.04.2025 00:51
Adalet Bakanlığının gündeminde yer alan ve önümüzdeki dönemlerde hayata geçirilmesi planlanan arabuluculuk sistemini, Avukat Zeliha Arslan değerlendirdi
EMİRCAN IŞILDAK
Adalet Bakanlığının uzun bir süredir üzerinde çalıştığı ve eğitimlerini verdiği arabuluculuk düzenlemesi, mahkemelerin iş yükünü azaltabilecek. Taraflar arasındaki özel hukuki uyuşmazlığın, mahkemeye gitmeden ya da mahkeme aşamasında tarafsız ve bağımsız bir arabulucu ile çözülmesinde kullanılan bir yöntem olarak dikkat çeken sistem, bakanlığın gündeminde yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde Adana Adliyesinde faaliyete geçirilen bir birimle çalışmalara başlayan arabuluculuk sistemini, Avukat Zeliha Arslan değerlendirdi.
ARABULUCULAR BİR ARAYA GETİRİYOR
Arabuluculuğun tanımını yapan ve konuyla ilgili bilgi veren Avukat Arslan, Arabuluculuk, genel bir bakış açısıyla taraflar arasındaki özel hukuki uyuşmazlıkları giderme aşamasında ön plana çıkıyor. Anlaşmazlık olaylarında mahkemeye gidilmeden veya mahkeme aşamasında, görev alacak tarafsız ve bağımsız bir arabulucu ile çözülmesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu sistemde arabulucular sistematik teknikler uygulayarak, uyuşmazlık yaşayan tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlıyorlar. Kişiler arasında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çalışan tarafsız üçüncü kişi vazifesi görüyorlar. Arabulucular kesinlikle bir hakem veya hakim değillerdir. Karar veremiyorlar ve taraflara da çözüm önermiyorlar. Kişiler arasındaki asıl uyuşmazlığı tespit edip, tarafların çözümü kendilerinin tartışarak bulması için gerekli ortamı sağlıyorlar değerlendirmesini yaptı.
MAHKEMELERİN YÜKÜ AZALACAK
Arabuluculuk sisteminin mahkemelerin iş yüklerini azaltacağını da ifade eden Arslan, Bu sistemde tarafların dava boyunca yapılan masraflardan ve zamandan tasarruf etmeleri, kendi iradeleri ile menfaatleri de dikkate alınarak kısa zamanda çözüme ulaşmaları, gizliliğin ve güvenilirliğin esas olması önemli faydalarından sayılabilir. Anlaşma sağlandığında iki taraf da kazanmış, sosyal ve ekonomik ilişkiler de bozulmamış olur. Anlaşma sağlanamadığı takdirde ise tarafların dava açma hakları devam etmektedir. Arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, süreci sonuçlandırmak veya vazgeçmek tarafların kendi tasarrufunda bulunur. Arabuluculuk sistemi mahkemelerdeki yoğunluğu da azaltıyor ve taraflar da kendi iradeleri ile yıllarca sürebilecek dava sonucunu beklemeksizin daha kısa sürede ve menfaatleri doğrultusunda çözüme ulaşmış oluyorlar dedi. Sistemin hangi davaları kapsadığını da belirten Arslan, İşçi ve işveren uyuşmazlıkları, alacak davaları, tazminat davaları, ticari davalar, kira sözleşmesi, boşanma sonucundaki nafaka davaları, iş kazası gibi davalar arabuluculuk yöntemi kullanılarak çözülebiliyor. Tarafların serbest iradeleri ile karar verebilecekleri konularda yani uyuşmazlık üzerinde tasarruf yetkilerinin olduğu davalarda arabuluculuk mümkün olabiliyor ifadelerini kullandı.
Kimler arabulucu olabilir?
Mesleklerinde en az 5 yıllık bir kıdeme sahip, Hukuk Fakültesi mezunu olmak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, kasten işlenmiş bir suçtan mahkum olmamak, tam ehliyetli olmak, arabuluculuk eğitimini tamamlayarak sertifikasını almış olmak, sertifika sonucunda Adalet Bakanlığınca yapılan yazılı ve uygulamalı sınavlarda başarılı olmak gereklidir. Bu şartları sağlayanlar son olarak da arabulucular siciline kaydını yaptırır. Arabulucu, sicile kayıt tarihinden itibaren faaliyetine başlayabilir.