- Gündem
- 29.06.2025 16:52
Ağustosta başlayan kur saldırısının ardından fiyatları fahiş oranda artıran marketler, dolarda düşüş yaşanmasına rağmen etiketleri halen aynı tutuyor. TÜKODER üyeleri, haksız kazanç sağlayanları fırsatçılıkla suçluyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Döviz kurunda yaşanan artış ile beraber marketler de hızını alamadı. Ancak ürün fiyatlarında artış gösteren satıcı, dolar gerilemesine rağmen etiket fiyatlarında değişikliğe gitmedi. Sadece marketlerde değil, vatandaşın ürün aldığı birçok noktada aynı durum yaşanıyor. Satıcıyı ve tüketiciyi karşı karşıya getiren mağduriyet gün geçtikçe artarken, Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) yaşanan soruna tepkisiz kalmadı. “Yerel ve merkezi iktidar, fırsatçılık yapmaya çalışanları ve doları bahane ederek haksız kazanç sağlayanları tüketiciyi koruyan uygulamalar ile engellemeli” diyen TÜKODER İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan, “Sivrisinekleri avlamamalıyız, bataklığı tamamen kurutmalıyız” dedi. Ticaret Bakanlığının mobil üzerinden uygulamaya koyduğu ‘Haksız Fiyat Artışı’ sistemine değinen Uçan, vatandaşın marketlerde yapılan haksız kazancın bu yolla bakanlığa şikayet edilerek denetimi sağlayabileceğini hatırlattı. Anadolu’da boşalan ve artık tarım yapılamaz hale gelen arazilere de değinen Uçan, “Tarım uzun süre sübvanse edilmeli. Yerli malı ürün kullanımı teşvik edilmeli” diye konuştu.
“HAYAT PAHALILIĞI ARTIYOR”
“Ülkemizde yaşanan gerçekleri hepimiz görüyoruz. Bu gerçekler hepimizi yakıyor. Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor” diyerek konuşmasına başlayan dernek başkanı Cevdet Uçan, şunları aktardı: “Bununla birlikte akaryakıt fiyatları, sebze-meyve fiyatları, tarım ürünlerinin tamamı, girdilerin hepsi olağanca hızıyla yükseliyor. Ama mevcut sistem şunu getiriyor. Diyor ki, ‘Biz akaryakıta zam yapıyoruz. Akaryakıtı da bu ürünlerin bir girdisi olarak görebiliyoruz. Dolar da aynı şekilde. Dolar yükseliyor, dolara bağlı olarak sebze-meyve fiyatları etkileniyor. Artı dışa bağımlı bir şekle geldik. İthal ürünler bu anlamda çokça ülkemize geliyor. İthal ürünlerdeki girdilerde dolara bağlı olduğu için yükseliş gösteriyor. Ama sonuçta şunu görüyoruz ki, dolar yükseldi, buna paralel olarak özellikle tarım ürünlerinde önemli yükselmeler oldu. Et fiyatlarında da aynı şekilde. Fakat dolar aşağıya düştü, hala marketten almış olduğumuz ürünler aynı fiyatta. Dolayısıyla bunun sistemin getirmiş olduğu bir durum olduğunu düşünüyorum.”
“HAKSIZ KAZANÇ YOLU”
Marketlerin haksız kazanç yolunu kullanarak fahiş fiyatlar uyguladığını bir kez daha vurgulayan Uçan, “Yerel ve merkezi iktidar, fırsatçılık yapmaya çalışanları ve doları bahane ederek haksız kazanç sağlayanları tüketiciyi koruyan uygulamalar ile engellemeli. Sivrisinekleri avlamamalıyız, bataklığı tamamen kurutmalıyız. Tüketici ve marketçiyi karşı karşıya getirmemeliyiz” dedi. Ticaret Bakanlığının H.F.A. uygulamasından bahseden ve uygulamaya karşı vatandaşı bilgilendiren Uçan, “Bakanlık tarafından, ‘Doları bahane ederek marketler halen pahalı ürün satıyorsa bizlere şikayet edin’ denmişti ve H.F.A. adıyla bir uygulama sunuldu. Mobil üzerinden Haksız Fiyat Artışı sisteme konuldu. Böylece siz marketlerdeki herhangi bir haksız kazancı çekip koyduğunuzda Ticaret Bakanlığından yetkililer gelip inceleme yapıyor. Mali yönden bir denetime tabi ediliyor” cümlelerini kullandı.
“YAYLA EVLERİ HARAP HALDE”
Çiftçinin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini aktaran Uçan, son yıllarda tarım arazilerinin boş bırakıldığını kaydetti. Çiftçinin önemli ölçüde mağdur olduğunu belirten Uçan, “Tarım arazilerinde ekili alan yıllar öncesine göre çok azaldı. Kimse tarım yapmıyor artık. Kendi köyüm buna en büyük örnek. Köyümde son yıllarda hiç hayvancılık ve tarım yapılmıyor. Üç yaylamız vardı. Yaylalara çıktım, yayla evleri harap olmuş, geriye kalanlar ise Karadeniz’den gelen insanlara kiraya veriliyor. Köyümüzde artık üretim yapılmıyor. Benim köyüm gibi Anadolu’da boşalan diğer köyleri düşünün. Buğday gelmezdi bizim köylerimize. Ekmeğimize kadar her şeyi biz yapardık” yorumunda bulundu.
“ARADA BAŞKALARI KAZANIYOR”
‘Çözüm nedir?’ sorusunu yönlendirdiğimiz Cevdet Uçan, şöyle yanıt verdi: “Elbette kendi ülkemiz çiftçisini desteklemek. İthal tohum yerine yerli tohum, ithal ilaç ve gübre yerine fiyatları düşürmek suretiyle çiftçimizin yanında olalım. Su girdileri, elektrik girdileri, akaryakıt girdilerinin tamamı çiftçiyi artık üretemez, ürettiğini ürettiği fiyattan satamaz hale soktu. Tarım alanları çoğaltılmalı. Çiftçi ülkemizde kazanırsa tarım alanları da ister istemez aratacaktır. Üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar araya giren spekülatörleri de kattığımız zaman çiftçinin cebine herhangi bir şey girmediğini görüyoruz. Arada başkaları kazanıyor. Çiftçinin belini bazı yollarla kırdığımız zaman ondan üretim de bekleyemeyiz. Bunun karşılığı olarak da ithal ürünler üretiyoruz. Çok yüksek fiyatlara aldığımız ürünler yenmeyecek türden. Hâlbuki bizim çiftçimizin ürettiği tarım ürünleri çok daha kaliteli, çok daha organik. Kısacası tarım uzun süre sübvanse edilmeli. Yerli malı ürün kullanımı teşvik edilmeli.”