Marmara’da kilitli fay kırılırsa Türkiye’deki tüm faylar harekete geçer

17 Ağustos 1999 depreminin 21. yıl dönümünde deprem uzmanları Prof.Dr. Hasan Sözbilir ve Kadir Sütçü, Türkiye’nin deprem gerçeği hakkında konuşarak çarpıcı açıklamalara yer verdi

  • Oluşturulma Tarihi : 17.08.2020 07:37
  • Güncelleme Tarihi : 17.08.2020 07:37
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Marmara’da kilitli fay kırılırsa Türkiye’deki tüm faylar harekete geçer haberinin görseli

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
17 Ağustos 1999 depreminin 21. yıl dönümünde gözler yeniden Türkiye’nin deprem gerçeğine, bu alanda yürütülen çalışmalara ve çalışmaların görmezden gelinişine kayıyor. 2011 yılında Başbakanlık tarafından yayınlanan ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nın (UDSEP) yayınlandığını fakat sonrasında oluşan depremlerdeki can kayıplarına bakarak çalışmaların yapılamadığının, önünün kesildiğinin ve devlet içindeki bazı mekanizmalar tarafından durdurulduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Hasan Sözbilir, “Karanlık döneme ait insanların karar verme mekanizması dışına çıkartılması ve bakanlık ölçeğinde yeni bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç var” dedi.
Kendi kurduğu karınca laboratuvarında deneyler yaparak deprem tahminlerinde bulunan Deprem Tahmin Uzmanı Kadir Sütçü ise, Türkiye’nin deprem gerçeğine değinerek İstanbul’da 4 noktada fay yoğunluğu olduğunu ve kilitli faylar kırılırsa 7’nin üzerinde 2 adet deprem beklediğini söyledi.



“YENİ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR”
Hasan Sözbilir, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ndan (UDSEP) bahsederek, “Türkiye ölçeğinde 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden sonra geçen son 20 yıl içinde can ve mal kaybına neden olan 15 adet yıkıcı deprem meydana gelmiş ve bu depremlerde 900 can kaybı ve önemli oranda maddi kayıplar oluşmuştur. Yaklaşık 18 bin kişinin can verdiği 1999 depremlerinden sonra ülkede başlatılan deprem seferberliğinde, olası yıkıcı bir depremden en az zararla çıkmak için 2011 yılında Başbakanlık tarafından yayınlanan UDSEP kitapçığı yayınlanmıştır. Bu kitapçık 2012’den 2023’e kadar Türkiye’de yapılması gereken çalışmalar, bu çalışmaların kimler tarafından ve hangi zaman aralığında yapılacağı tanımlanmış ve böylece 2023’e toplum olarak depreme karşı dirençli bir Türkiye sloganıyla çıkılmıştır” diye konuştu.
Sözbilir, 2011 yılından itibaren Başbakanlık tarafından UDSEP kitapçığının yayınlandığını fakat yapılan çalışmaların bir yere varamadığını şu sözlerle aktardı: “UDSEP yayınlandıktan sonra 2011’de Van, 2020’de ise Sivrice-Elazığ ve İran- Başkale depremleri olmuş, bu depremlerde 738 kişi can vermiştir. Bu nedenle 2012 yılından beri yürürlükte olan UDSEP kapsamındaki çalışmaların öngörüldüğü hızla yürümediği anlaşılmıştır. Gelinen noktada çalışmaların çoğunun yapılamadığı veya eksik yapıldığı, bazı çalışmaların kesintiye uğradığı veya devlet içindeki bazı mekanizmalar tarafından durdurulduğu ortaya çıkmıştır. Bunun ana nedeni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki karanlık yapılanma ve Türkiye ölçeğinde deprem ile ilgili çalışan kurumlar arasındaki kopukluk ve koordinasyon eksikliğidir. Söz konusu koordinasyonun sağlanabilmesi ve Türkiye’nin 81 ilinde olası bir depremden en az zararla çıkmak için deprem öncesi yapılması gereken çalışmaların bir an önce tamamlanması için karanlık döneme ait insanların karar verme mekanizması dışına çıkartılması ve bakanlık ölçeğinde yeni bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç vardır.”
KİLİTLİ FAYLAR AÇILIRSA…
Deprem Tahmin Uzmanı Kadir Sütçü ise, 17 Ağustos 1999 yılı depreminin yıldönümünde Türkiye’nin deprem gerçeği hakkında konuşarak, “İstanbul’da şu anda 4 noktada fay yoğunluğu var. Birisi Tekirdağ açıklarında, ikincisi Silivri açıklarında, bir diğeri Kumburgaz açıklarında. Burası 1509 yılı depreminde merkez üssü olan yerdir. Burada sadece bir deprem meydana geldi ve burası kilitli fay halini aldı. Sonuncusu ise Yalova açıkları ve çevresidir. Kilitli fayın anlamı nedir diye soracak olursanız ise şöyle bir benzetme ile daha iyi anlatabiliriz: ‘ Kilitli bir kapıyı açmak isterseniz açamazsanız çilingir getirirsiniz. Çilingirci gelir ve kapıyı açmaya çalışır. Açması için de kapıyı kırması gerekir. Bu kilit kırıldığı ve açıldığı takdirde Marmara’nın bütün fayları harekete geçmiş olacak” ifadelerine yer verdi.



Sütçü son olarak, “Türkiye’de bu sene 5.0 ve 6.0 büyüklüğünün üzerinde deprem fırtınaları yaşandı. 2011 yılında 21 deprem meydana geldi. 2017 yılında 20 deprem meydana geldi, 2019 yılında 18 deprem meydana geldi. 2020 yılından bu yana ise tam 31 tane deprem meydana geldi. Bu 5.0 ve 6.0 deprem yoğunluğu bu yıl içerisinde veya en geç 2021 yılı içerisinde kesinlikle 2 yerde 7 büyüklüğünde deprem meydana gelecek olması anlamına geliyor” açıklamalarında bulundu.
YILDIZLAR YAKINLAŞIRSA DURUM CİDDİ
Ege Bölgesi ve İzmir’e de değinen Kadir Sütçü, “Ege Bölgesi ve İzmir’de depremin olabilmesi için İzmir’in bin 200 kilometre yarıçapında bir daireyi kontrol ediyoruz. İzmir’i merkeze alarak bu daire içinde sabahları uydu görüntüsünde ‘Sütçü Bulutları’nın görünmemesi gerekiyor. Karınca Laboratuvarı’nda inceleme yaparken İstanbul için karıncaların ölümü söz konusu iken, İzmir olması anında karıncalarda ölüm dışı sıra dışı davranışlar meydana gelir. Ayrıca gözlemlerimiz sadece bunla bitmiyor. İzmir’de yaşayan gönüllü meteorolog arkadaşlarımızdan gökyüzünü de kontrol etmelerini istiyoruz. Eğer ki yıldızlar elle tutulacak kadar yakın görünüyorsa durum ciddi bir hale gelebilir” dedi.