Medyanın kalbi İzmir’de attı!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İGC’nin katkılarıyla TGS tarafından düzenlenen EFJ Genel Kurulu ve Uluslararası Yerel Medya Zirvesi, çok sayıda yerel ve uluslararası gazetecinin katılımıyla gerçekleştirildi


  • Oluşturulma Tarihi : 13.06.2022 08:49
  • Güncelleme Tarihi : 13.06.2022 08:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Medyanın kalbi İzmir’de attı! haberinin görseli

NURETTİN BAKİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) katkılarıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından düzenlenen Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Kurulu ve Uluslararası Yerel Medya Zirvesi, çok sayıda yerel ve uluslararası gazetecinin katılımıyla gerçekleştirildi. Düzenlenen zirveyle birlikte İGC, Türkiye’nin en büyük Uluslararası Basın Merkezi’nin kapılarını da açtı. Zirvede, bu yıl genel kurulunu tamamlamak üzere Paris, Viyana, Atina gibi aday şehirler arasından İzmir’i seçen EFJ, Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen organizasyonda Türkiye’deki basın özgürlüğünü ve gazetecilerin durumunu ele aldı. Zirveye, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, İGC Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Gappi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerregard, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer Landrut, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, TGS Yönetim Kurulu Üyesi İpek Yezdani, TGS Akademi Direktörü Orhan Şener, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi iş insanı Halil Arslan ve çok sayıda gazeteci katıldı.

GERÇEĞİ YAZMAK ATEŞTEN GÖMLEK

Toplantının açılış konuşmasını yapan ve doğru ve tarafsız haber alamayan toplumların nefes alamayacağını ve ön yargıların içinde boğulacağını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Toplumumuz hakikati buluşturma sorumluluğu basın mensuplarının omuzundadır. Taşınması zaten zor olan bu görev düşünce özgürlüğünün olmadığı ülkelerde daha ağır bir göreve dönüşür. Türkiye gibi özgürlüklerin ağır saldırı altında olduğu basın özgürlüğünün her gün darbe aldığı ülkemizde gerçeği yazmanın karşılığı ateşten gölek giymektir. Ülkemiz yeniden özgürlüklerine kazanacaksa bunu ateşten gömlekleri giyenlere borçluyuz. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün hazırladığı 2022 dünya basın özgürlüğü raporuna göre, Türkiye 180 ülke arasında 149’uncu sırada. TGS tarafından hazırlanan rapora göre mayıs ayından itibaren 26 gazeteci gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldı. Gazeteciler hakkında açılan davalar, yargılamalar, sayısız tutuklamalar Türkiye’de basın özgürlüğünün ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. Basın ve ifade özgürlüğünü susturma çabaları sadece ülkemize özgü değil. Türkiye’de yolun sonuna geldik. Basın özgürlüğü üzerindeki baskı ve sansür gazetecilerin yaşadığı hukuksuzluk çok yakında sona erecek” ifadelerinde bulundu.

YEREL BASINI DİZAYN EDEMEDİLER

Ulusal basının manipüle edildiğini ancak yerel basının dizayn edilemediğine dikkat çeken İGC Başkanı Dilek Gappi ise “Türkiye’de en büyük mücadeleyi yerel basın veriyor. Son 15-20 yıldır Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktür ulusal basının çok daha manipüle edilebilir ve dizayn edilebilir olduğunu gösterdi. Yerel basını istedikleri gibi manipüle edip dizayn edemediler. Büyük kentlerdeki yerel basının birliği doğru olduğu takdirde dimdik ayakta durdu. İş birliği yapmak global olmak durumundasınız; ama yerelin gücünü de iyi görmeliyiz. Örgütlenmeler çok önemli ama yerel örgütlenmeler geçmişteki gibi göz ardı edilmemeli. Örgütlenme modeli ile çok daha güçlü var olabileceği İzmir örneği oldu. İzmir’deki bütün günlük yerel gazeteler ve web siteleri cemiyetimiz ile yol almaya başladı. Bu da meslektaşlarımızı daha da güçlendirdi ama çok açık ki ulusalda bir arada olmalıyız bu zirve bunun başlangıcı olacak” diye konuştu.

BASKI AZALMIYOR

Türkiye’de gazeteciliğin durumu ve basın özgürlüğü mücadelesi hakkında konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Yönetim Kurulu Üyesi İpek Yezdani kendi deneyimleri ve meslek örgütleri araştırmalarından yola çıkarak Türkiye’de gazeteci olmanın zorluklarını anlattı. Yezdani, “Hapisteki gazetecilerin sayısı azalsa da baskı azalmıyor” dedi. Konuşmalarına; geçtiğimiz yıl İstanbul Taksim’deki ‘Onur Yürüyüşü’ sırasında fotoğraf çekmek için bulunan FP Foto Muhabiri Bülent Kılıç’ın polisin sert müdahalesine maruz kaldığı fotoğrafı göstererek başlayan Yezdani, fotoğrafın Türkiye’deki gazetecilerin uğradığı baskıların küçük bir özeti olduğunu belirtti. Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında dünyada 149’uncu sırada yer aldığını hatırlatan Yezdani, “2021 yılında 241 gazeteci yargılandı ve 135 ayrı dava görüldü. Bu davaların 16’sı hapis cezası ile sonuçlandı. 28 gazeteci 83 yıllığına hapsedildi. 2022 yılında ise 44 gazeteci yargılandı” diye konuştu.

PSİKOLOJİK DESTEK TALEBİ ARTTI

Türkiye’de gazeteciliğin büyük bir dönüşüm içinde olduğunu ifade eden Gökhan Durmuş, “Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gazetecilik büyük bir dönüşüm içinde. Pandemi nedeniyle evlere kapandığımız günlerde 5 yılda ulaşacağımız dijital hıza birkaç ayda ulaştık. Dijitalleşmenin bu denli hızlı olması evden çalışma kuralları belli olmayan bizim gibi ülkeler de gazetecilere daha esnek, kuralsız ve uzun süreli çalışmayı dayattı. Pandemi sürecinde sendikamızdan psikolojik destek talebi yüzde 400’lere ulaştı. Hali hazırda güvencesiz ve düşük ücretle çalışan meslektaşlarımız psikolojik sorunlarla da uğraşmaya başladı. Bu sıkışma hali sendikalaşma eğilimini arttırdı. Pandemi döneminde sorunlarının çözülmesini isteyen 5 farklı işyerinden meslektaşlarımız sendikamıza katılarak toplu iş sözleşmeleri ile haklarını ilerletti” diye konuştu.

VERİLEN DEĞER UMUT VERİCİ

“Türkiye’deki gazetecilerin yaşadığı davalarda buradaydım” diyen EFJ Başkanı Mogens Blicher Bjerregård ise şu ifadelere yer verdi: “Tüm gazetecilere sokaklarda kamuoyunda büyük bir destek vardı. Burada gazetecilere verilen değerin ne kadar olduğunu gördük ve Türkiye’de bunları görmek gerçekten umut verici. Sizler Türkiye’de gazeteciler olarak yargılandınız. Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelere çıkarak harcadınız. Bu gazetecilere yapılmaması gereken bir şey. Binlerceniz defalarca mahkemelere çağırıldınız. Ülkenizde çok başarılı işler yaptınız. Biliyoruz ki daha yapılacak çok iş var ve biz de bu yüzden buradayız” diye konuştu. Akademinin gazetecilere yardımcı olduğunu belirten Bjerregård, “Akademinin kurumsallaşmış yapı oluşturup bu sayede gazetecilere yardımcı oluyor. Bu bizim için ilham kaynağı. Böyle bir örgütlenme bizler için çok iyi bir örnek.”

DEMOKRASİ ÖZGÜR GAZETECİLİKLE VAR OLUR

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, “İfade özgürlüğü aynı zamanda çoğulcu bir demokrasinin işleyebilmesi için bütüncül bir rol üstlenmelidir. Vatandaşlar bağımsız bir medyaya erişemezlerse doğru bir bilgiye de erişemezler bu olmazsa vatandaşlar taraflı bilgiye ulaşırlar. Doğru ve bağımsız bir medya tüm süreçler için gereklidir. Böylece şeffaf bir hükümete ulaşılır. Ukrayna’da sansürün dezenformasyonla dolu bir basınla karşı karşıyayız. Böylelikle toplumlar karşısında çok yönlü bir demokrasi anca özgür gazetecilik varsa var olur. Asılsız haberlere pandemide de çok sayıda maruz kaldık. Bağımsız bir medya ekonomik olarak da gazetenin bağımsızlığını sürdürülebileceği bir yapıya neden olur” ifadelerine yer verdi.