Metruk binalar tehlike saçıyor

İzmir’in Konak İlçesi’nde sayıları oldukça fazla olan metruk ve dökük binalar, insan hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor. Mimarlar Odası, tehlike arz eden yapılara hemen müdahale edilmesinin büyük önem arz ettiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.02.2019 06:46
  • Güncelleme Tarihi : 11.02.2019 06:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Metruk binalar tehlike saçıyor haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İzmir’in kalbi Konak’ta sayıları oldukça fazla olan ve insanların can güvenliğini tehlikeye atan metruk binalara müdahale edilmiyor. Konak’ta en son 23 Ocak’ta bir metruk bina yıkılmış ve bir kişi altında kalarak hayatını kaybetmişti. Konuyla ilgili konuşan İzmir Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alparslan, özel mülkiyet olan bu binalara müdahale etmenin belli şartlara bağlı olduğunu söylerken, AK Parti ve CHP Konak Belediye Başkan adayları Eroğlu ve Batur, bu binalara hemen müdahale edilmesi gerektiği konusunda hemfikir.



Konak; Agora, Kadifekale, Basmane ve Saat Kulesi ile tarihin; kordonuyla zarafetin, tarihi Kemeraltı Çarşısı ile alışverişin ve diğer çarşılarıyla ekonominin, özgürlüğüyle ise İzmir’in atan kalbi konumunda yer alıyor. Güzide kent İzmir’in yaşayan ilçesi, yaşanılan ve yaşayan medeniyetlerin beşiği Konak, özellikle son zamanlarda ya terk edilmiş ya da mülk sahibinin bütçesinin yetmemesiyle yıkılmaya bırakılmış metruk binalarıyla dikkat çekiyor. Bu binalar maalesef insanların can güvenliğini tehlikeye atmasının yanı sıra görüntü kirliliği de yaratıyor. Yaklaşan 31 Mart Yerel Seçimleri için Konak’ta iddialı iki aday CHP’li Abdül Batur, AK Partili Melek Eroğlu ipi göğüslemek için kıyasıya yarışıyor. İki aday da Konak’ın mahallelerini, sokaklarını arşınlıyor.. İddialı iki adayın da mimar olması Konak için herhalde hayatın cilvesi.



BATUR: “TEBLİGAT ÇIKARTACAĞIZ”
Konak’ın yıkılmaya yüz tutmuş metruk binaları için iki adayın da kendince projeleri var. CHP Konak Belediye Başkan Adayı Abdül Batur, “Bir kere bu binalardan halk sağlığına, halka zarar verecek olanların hemen çevrelerinin kapatılması gerekiyor. Bu binalardan bir tanesini geçenlerde bizzat yerinde gördüm. Kesinlikle birinci öncelliğimiz bu konu olacak. Sahiplerine bir aylık tebligat çıkartacağız. Bu bir aylık süre içerisinde gerekli emniyet tedbirlerinin alınması konusunda bir kıpırdanma olmazsa, bununla ilgili belediye her türlü sorumluluğunu alır ve sahibine rücu eder. Aynı sistemi Narlıdere’de yaptık ve bu sistemi Konak’ta da yapacağız. Yani biz mülk sahiplerine tebligat çekeceğiz bir ay içerisinde binanızla ilgili güvenlik tedbirlerinizi alın diyeceğiz, eğer alınmazsa biz alacağız ne kadar masraf çıkarsa kendilerinden rücu edeceğiz. Bunu hemen görevimize başlar başlamaz yapacağız” dedi.



EROĞLU: “FİLM TİYATROSU KURACAĞIZ”
AK Parti Konak Belediye Başkan Adayı Melek Eroğlu ise “Özellikle bazı mahallelerin bazı sokaklarında yan yana duran bu binaların sadece ön cephelerinin düzenlemesi yapılarak bir film tiyatrosu haline getirilebilir. Yani ben bu konuda çok istekliyim ve yapabilirim. Çünkü bu Konak’ta oldukça müsait. Film tiyatrosu yapılırsa, burada filmler çekilir ve buradan gelir elde edilir. Elde edilen bu gelir oradaki insanlara verilir, evlerinin restorasyonu da yapılmış olur. Bu benim bir önerim ve bu binalardan bu tarz birçok proje çıkartılabilir” diye konuştu. Başkan Eroğlu, “Metruk binalar şahsi binalardır, onlara devlet ya da belediye olarak çok da bir şey yapılamayabilir. Ama şu da var; metruk binaların etrafının çevrilmesi ve güvenlik tedbirlerinin alınması ile ilgili kanun var. Bunu bu yıkımlara karşı yapmak zorundalar. İnsanların bütçesi bu binaları restore etmeye yetmeyebilir. Durumunuz iyiyse tabi ki yaparsınız. Devletin bu tür projelerde yüzde 20 imalatta da yüzde 20 gibi bir desteği ödenek olarak ayırıyor. Şöyle de yapılabilir belediye ve bakanlıklar beraber çalışarak hem ödeneklerden de yararlanılarak belediye de belli bir bütçesini ayırarak bir çözüm bulunabilir” şeklinde konuştu.



“BİNALAR TESCİLLİ”
Konak sınırları içerisinde seçim çalışmaları sırasında ziyaret ettikleri birçok mahallede bu tür binaları gördüklerini ve bu binaların tescilli binalar olduğunu aktaran Eroğlu, “Etiler gibi bazı mahalleler var; burada benim düşündüğüm aslında buralarda bir film tiyatrosu yapılsa hem gelir kaynağı olur hem de bu ev sahiplerine bir gelir sağlar. Örneğin Etiler Mahallesi’nde bir sokak üzerinde sıra halinde birçok metruk bina var ve yıkık dökük. Etiler Mahallesi çok güzel bir mahalle, orada çok metruk bina var ve bu binalar yan yana duruyor. Yan yana olmaları artı bir avantaj sağlıyor bu tarz projeler için. Bununla ilgili hep böyle bir fikrim vardı. Böyle bir imkan varsa neden olmasın. Mülk sahibine de destek vermiş olacağız. İlk etapta belediye destek olur sonrasında mahalle kendi kendine yetecek bütçeyi çıkarmaya başlar. Hem de Konak ve İzmir için bir cazibe merkezi daha yaratmış olacağız. Özellikle müze statüsünde olanları da Çevre Şehircilik ile Turizm ve Kültür Bakanlıkları ve yerel yönetimler, üçü bir araya gelirse bu tür binaları müzeye de çevrilebilir neden olmasın? Hem insanlara istihdam yaratmış hem de çevreyi düzenlemiş oluruz. Hem de şehrin estetiğine estetik katarız ve bu şekilde kenti bir cazibe merkezi haline getirmiş oluruz” ifadelerini kullandı.



“BU BİNALAR TARİHİ DOKUMUZ”
Bu tür binalara müdahale edilmesinin belli şartlara bağlı olduğunu dile getiren İzmir Mimarlar Odası Başkanı İbrahim Alparslan da yıkılmaya terk edilmiş metruk binaların Konak’ın, İzmir’in var olan tarihi dokusu olduğunu söyledi. Alparslan “Bu binalar tarihi tescilli binalardır. Dolayısıyla müdahale edilmesi belli şartlara bağlı. Bunun için belediye de kendince önlem almaya çalışıyor. Bir takım uyarı tabelaları koyuyor ya da yıkılmasını engellemek için tedbirler alıyor. Bu konu aslında tarihi yapıların korunması sorunuyla birlikte ele alınması gerekiyor. Bu yapılar bizim mirasımız, çok önemli, tarihi dokumuzun kent dokumuzun bir parçası. Dolayısıyla restore edilerek korunması gereken yapılar. Tabi bu restorasyon sürecinde bir takım kurallar devreye giriyor. Bu tarihi nitelikteki yapıları ayağa kaldırmak için restorasyon projesi hazırlayıp koruma kurullarından onay alınması gerekiyor. Yapıları aynı şekilde tekrar restore etmek gerekiyor. Bunları yıkıp yerine daha yüksek yapılar yapmak mümkün değil. Dolayısıyla bazı mal sahipleri bu yolu tercih etmiyor. Ve yapıyı yıkılmaya bırakıyorlar, böyle bir durum söz konusu” dedi.  Mülk sahiplerinin bilinçlendirmesi gerektiğinin de altını çizen Alparslan, “Konak Kemeraltı’nda sık sık olduğu gibi terk edilmiş bu binaların çok sayıda sahibi olabiliyor. Yani yapı üzerinde miras yoluyla onlarca kişi hak talebinde bulunabiliyor ve bu kişilerin uzlaşıp böyle bir restorasyon projesine kalkışması çok güç oluyor. Özel mülkiyet olduğu için bu yapılara mimarlar odası ya da belediye de çok fazla bir şey yapamıyor. Kişilerin kendileri bu projeleri hazırlayıp, yapıları hayata döndürmeleri gerekiyor. Restorasyon da pahalı bir iş, mal sahipleri biraz da bu nedenle uzak duruyor. Ancak birçok kredi imkanları da var, restorasyon projelerinin, yani normal bir projeye sağlanmayan avantajlar var. Devlet tarafından restorasyon projelerine sağlanıyor. Aslında bu tip fonlardan, avantajlardan yararlansa restorasyon projeleri uygun maliyete yapılabilir. Belki bu anlamda bir bilinçlendirme kampanyası yararlı olabilir” diye konuştu.
“KAMULAŞTIRABİLİR”
Üçüncü bir seçenek daha sunan Alparslan, “Önceliği olan ve kaybolmaması gereken yapılar için
kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Yapı sayısı göz önüne alındığında bu tip yapıların hepsini kamulaştırılmak mümkün değil. Bu gerçekçi olmaz ama en azından kaybolmaması gereken ve çok tehlike arz eden yapılar kamulaştırılıp belediye veya devletin başka organları tarafından hayata geçirilebilir. Bunun dışında bir yol önermek mesleki ya da bilimsel olarak mümkün değil” ifadelerini kullandı.