Mezar taşından istinat duvarı

TYB İzmir Şubesi Kültür Sohbetleri Programında Doç.Dr. Ertan Daş, ‘Namazgah Kazılarında Bulunan Mezar Taşları’ konulu çalışmayı sundu. Konuşmayı çok sayıda araştırmacı, akademisyen, yazar ve gazeteci izledi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.12.2018 13:15
  • Güncelleme Tarihi : 03.12.2018 13:15
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Mezar taşından istinat duvarı haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan Daş, Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Cumartesi Kültür Programına misafir oldu. Daş, yıllardır üzerinde çalıştığı mezar taşlarına ilişkin elde ettiği birikimlerin bir kısmını dinleyiciler ile paylaştı, ilk defa gün yüzüne çıkmış görüntüleri de katılımcılara aktardı.
Sunuma başlamadan açılış konuşmasını yapan ve Ertan Daş’ı tanıtan yazar Mahir Adıbeş, şunları söyledi: “Bu konu daha önce başka yerlerde paylaşılmayıp daha çok üniversitelerde veya ilgililer arasında konuşulup dolaşılmaktaydı. Artık İzmir’deki üniversiteler ve akademisyenler çalışmalarını TYB İzmir Şubesi’nde basınla, şairlerle, yazarlarla paylaşıyorlar. Bu yüzden burası bir eğitim öğretim mekânına dönüşmüş durumda.”
KAYIP KİTABE BULUNDU
Ardından Doç.Dr. Ertan Daş sunumunu yapmaya hazırlandı. ‘Namazgah Kazılarında Bulunan Mezar Taşları’ konulu çalışmasına yer veren Daş, “Agora bölgesindeki mezar taşları çeşitli yerlerden çıkarılıp getirip oraya atılmış mezar taşları. Aralarında çeşme taşları bile var. Bir düzenleme yapılmamış. Bu taşların sahibi Kültür Bakanlığı, onun için izin almak gerekiyor. Mezarlıklardaki taşlar üzerinde herkes izin almadan çalışabilir. İzmir’de taşları okuyoruz. Bu konuda belediyelerin, destekçilerin vereceği yardım ile çok iyi işler çıkarabiliriz. Yaptığımız kazılarda önemli üç tane eser çıktı. Bir heykel, bir lahit en önemli sürpriz Yalı Cami’sinin yanında bulunan 1748 yılına ait Medrese Kitabesi oldu. Bu kitabe kayıp kitabeydi, aranıyordu sonunda bulundu” dedi.
Birçok yerde istinat duvarlarının mezar taşlarından yapıldığını kaydeden Daş, “Osmanlılarda her meslek grubunun ayrı mezar taşı başlığı vardır. Taşların birçoğu kırılmış, kaybolmuş. Zamanla parçalar bulunabilir. Taşlar; başucu taşları, lahit taşları, ayakucu taşları olarak incelenir. İslam da cenaze toprağa gömüldüğü için lahit parçalıdır, sonra birleştirilir. Romalılarda lahit taş oyularak bütün olarak yapılır. Biz de servi ağacı mezarlıklarda önemli, Türk süsleme sanatında çok kullanılmıştır. Servi ağacı bizde hayat ağacı olarak bilinir. Servi ağacı mezar taşlarına da çok fazla işlenmiştir. Ayrıca; Türk süsleme sanatında hurma, sarmaşık mezar taşları ve çeşme taşlarında da çok fazla işlenmiştir. Bazı mezar taşlarında boya izlerine de rastlanmış ama bunun zaman tespiti yapılamamıştır. Bu tip motifler Türkistan’dan bu yana Türklerde süre gelen motiflerdir” ifadelerini kullandı.