İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Güngör, 2022 yılına kadar kruvaziyerde iki önemli konunun netlik kazanması ile yeni döneme muazzam bir giriş yapmış olacaklarını söyledi
KENAN YEŞİL - ÖZEL HABER
Dünyanın en prestijli sektörlerinden bir olan kruvaziyerde Türkiye, son 5 yılda büyük bir kayıp yaşadı. Kruvaziyer sektöründe 4 ana pazardan oluşan Akdeniz pazarında yer alan Türkiye, Doğu Akdeniz pazarında önemli bir konumda iken, son 5 yılda bölgede yaşanan olaylardan olumsuz etkilendi. Arap Baharı ile başlayan süreç ile tüm Doğu Akdeniz pazarı olumsuz etkilenirken Türkiye de bundan nasibini aldı. Aynı zamanda ülke içinde yaşanan terör olayları, Suriye’de devam eden savaş durumu ve 15 Temmuz 2016 yılında darbe girişimi ile karşı karşıya kalan Türkiye, Doğu Akdeniz pazarında adeta kruvaziyer turizminden silinme noktasına geldi. Kruvaziyer firmaları Akdeniz pazarı için hazırlanan seferlerde Türk limanlarını programlarına dahil etmezken Türkiye’nin yerine Adriyatik tercih edildi. Son 5 yıldır devam eden olumsuz tablo geçtiğimiz yılsonu itibariyle ve 2018 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler neticesinde düzelmeye başladı. Terör ve güvenlik konusunda istikrarlı bir duruş sergileyen Türkiye, kruvaziyer firmalarının dikkatini çekti. Türkiye’nin Akdeniz pazarında büyük bir destinasyon potansiyeline sahip olması ile büyük kruvaziyer firmaları 2019 yılı için Türk limanlarını sefer programlarına dahil etti. Yaşanan gelişmeler sonrasında kruvaziyerde toparlanmanın 2022 yılına kadar süreceğini belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Güngör, 2022 yılında ancak 2015 yılındaki değerlere ulaşacaklarını söyledi. 2022 yılına kadar kruvaziyerde iki önemli konunun netlik kazanması ile yeni döneme muazzam bir giriş yapmış olacaklarını da sözlerine ekledi.
FIRSATA DÖNÜŞÜYOR
Kruvaziyer sektöründe zor geçen dönemi fırsata çevirmek adına sektörün dinamik olarak hareket ettiğini belirten Aziz Güngör, “Türkiye’ye baktığımızda 23 limana kruvaziyer gemisi geliyor. Bu limanların büyük bir kısmı özel sektör tarafından işletiliyor. İzmir limanını bir kenara bırakırsak aslında birimlerin birçoğu bugün özel sektörün işlettiği limanlardır. Özel sektör de bu konuda dinamik olarak hareket ediyor. Herkes bu zor geçen dönemleri fırsata çevirmeyi çalışıyor. Tesisleri yenileyerek, yatırımlarını yaparak bunları yapıyor. Son olarak biz Kuşadası Limanı’nda bir takım düzenlemeler yaptık. Limandaki sosyal tesisleri yeniledik. Bizim yaptığımız bu faaliyetleri diğer özel sektörlerde yapıyor. Bu anlamda mevcut liman işletmecilerinin çok fazla yapacağı bir şey yok” dedi.
İSTANBUL’UN LİMAN İHTİYACI VAR
İstanbul’un mutlaka yeni bir limana ihtiyacı olduğunu vurgulayan Aziz Güngör, “Şu anki İstanbul limanı sadece 2-3 tane gemiyi ağırlayabiliyor. Oysa ki bugün İstanbul çok önemli bir liman. Bugün Barcelona Limanı’na aynı anda 10 gemi yanaşıyor. 3 milyona yakın yolcu geliyor. İstanbul’u Barcelona’dan ayrı düşünemeyiz. Dünyadaki en önemli kentler olarak baktığımızda İstanbul bunlardan biridir. Bana göre dünyada en önemli şehirler İstanbul, Roma ve Kudüs’tür. İstanbul Barcelona’dan çok daha önemli bir değer. Ama özellikle 2022’ye kadar bir kruvaziyer limanına ihtiyaç var. Zaten devletin bu konuda bir çalışması var. Yenikapı açıklarında yeni bir kruvaziyer limanı projesi var. Bunun imar planı çalışması ile ilgili ihale yapıldı. Bu sene sonuçlandırılacak ve hızla ihalesi olacaktır. Türkiye 2022 yılına 7-8 geminin yanaşabildiği yeni büyük bir limanla girebilirse çok iyi olur. Dünyanın en büyük havalimanını yapmaya çalışıyoruz. Bunun yanına da Akdeniz’in en büyük kruvaziyer limanını da koyarsak yeni döneme muazzam bir giriş yapmış oluruz” diye konuştu.
TÜRKİYE KRUVAZİYER’E HAZIR
Türkiye’nin fazlasıyla kruvaziyere hazır durumda olduğunu düsöyleyen Güngör, “Ama İstanbul’a muhakkak liman şart. Bugün İstanbul havayollarında çok önemli bir yere geldiyse kruvaziyerde de önemli bir yere gelmesi tüm Türkiye’ye ve tüm doğu Akdeniz’e ciddi katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda Karadeniz pazarına önemli bir katkı sağlayacaktır. Karadeniz pazarının başlangıç noktası ancak İstanbul olabilir. Karadeniz’de herhangi bir liman bunu üstlenemez. Çünkü otel altyapısı ile uluslararası havalimanı ile birlikte bunu bir limanla da desteklediğimiz zaman İstanbul bu konu gerçekten önü açık bir yer. İstanbul, Karadeniz pazarı için başlangıç ve bitiş limanı olacağı için çok kritik bir konudur. Bu bir fırsattır” ifadelerini kullandı.
KRUVAZİYER’DE 2 ÖNEMLİ KONU
Türkiye’de güvenlik sorunu olduğundan bahsedilemeyeceğine dikkat çeken Güngör, “Sadece ortada dezenformasyon ve yanlış algı var. Bunun ortadan kaldırılması çok önemli. Yolcuya kadar sirayet etmiş ‘Türkiye acaba güvenli bir yer midir?’ yanlış algısının ortadan kaldırılması lazım. Burada herkese görev düşüyor. Sektörde tüm paydaşlara görev düşüyor. Yine İzmir Limanı’nın özelleşmesi çok önemli. İzmir Limanı özelleştiği zaman muhtemelen kruvaziyer limanı anlamında önemli bir yatırımlar olabilir. Bunu verimli değerlendirmek lazım. Özel sektör üzerine düşeni yapıyor ama özellikle bu İstanbul limanı konusu ve İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi konusunda da yol alınmış olması da önemli olacaktır” şeklinde konuştu.
İSTİKRAR VURGUSU
Kısa vadede Barcelona’yı geçemeyeceklerini belirten Güngör, atılacak yeni adımlar ve mevcut destinasyon potansiyeli ile uzun vadede gerçekleşmesinin mümkün olduğunu söyledi. Kruvaziyer turizmi konusunda tesis sorununun olmadığını ama istikrar çok önemli olduğunu dikkat çeken Aziz Güngör, şöyle konuştu: “Türkiye kruvaziyer gemileri için bir destinasyon cenneti. Sahip olduğu bütün değerle bunu gösteriyor. Yunan adalarına gidiliyor, hep aynı şeyler var. Bugün İstanbul’dan başlayıp güneye doğru gittiğimizde birçok yer var. İstanbul’dan çıkıldığında Çanakkale var. Çanakkale hinterlandıyla çok önemli bir yer. 1. Dünya Savaşı ev sahipliği yapmış bir yer. Yine Kuşadası, Efes’i ile büyük bir çekim merkezi var. İzmir ve Kuşadası aynı hinterlandı paylaşıyor. Efes çok önemli bir hinterlant. Güney’de Bodrum ve Marmaris’in yanı sıra Fethiye çok önemli bir yer. Antalya’nın arkeolojik değerler anlamında çok önemli bir hinterlandı var. İnanılmaz bir potansiyelimiz var. Kruvaziyer turizmi konusunda tesis sorunumuz yok ama istikrar çok önemli. Her şey hazır aslında sadece gemilerin gelmesini bekliyoruz.”
YOLCU BAŞINA DESTEK
Devletin kruvaziyer turizmi için ciddi atımlar attığını belirten Güngör, “Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 ve 2019 yıllarını kapsayan bir teşvik yayınladı. Gemi firmalarına yolcu başına bir destek ücreti ödüyor. Bu aslında çok önemli bir adımdı. Bu tıp ki geçmişte yurtdışından uçakla turist getiren acentelere ödediği desteğe benziyor. Çok benzer bir modeli kruvaziyer firmaları için yaptılar. Bu destek hem ciddi bir katkı sağladı hem de çok ses getirdi. Bu anlamda üzerine düşen vazifeyi yerine getirdi” dedi.
YÜZDE 86 KÜÇÜLDÜ
Türkiye’nin 2011 ile 2017 yılları arasındaki kruvaziyer sektörü istatistiklerini baktığımızda önemli bir kaybın yaşandığı görülüyor. Özellikle 2013 yılından sonra başlayan süreçte Türkiye kruvaziyer pazarı yüzde 86 küçüldü. 2011 yılında Türk limanlarına bin 623 sefer düzenlenip 2 milyon 191 bin yolcu ziyareti gerçekleşiyor. 201 yılında ise biraz düşüş yaşanıyor ve bin 587 sefer düzenlenirken 2 milyon 96 bin yolcu ziyaret Türk limanlarına iniyor. 2013’te gemi sefer sayısı bin 542’ye düşse de yolcu sayısı 2 milyon 241’e çıkıyor. 2013 yılından sonra Türkiye kruvaziyer pazarı büyük bir kan kaybı yaşamaya başlıyor. 2014 yılında bin 385 gemi seferinde 1 milyon 790 yolcu gelirken, 2015 yılında bin 456 sefer ile 1 milyon 889 yolcu ile hem sefer hem yolcu sayısı artışı olurken, yılın ikinci yarısında yaşanan gelişmeler gelecek yılları etkiledi. Artan terör olayları ve 15 Temmuz Darbe girişimi ile karşı karşıya kalan Türkiye 2016 yılında büyük bir düşüş yaşadı. 2016 yılında 590 bin sefer ile 628 bin yolcu gelirken, 2017’de ise 311 sefer ile 307 bin yolcu Türk limanlarına geldi.
TÜRKİYE İLK 10’DA YOK
Kruvaziyer sektöründe Türkiye, 2000 yılında Akdeniz pazarında en fazla ziyaret edilen ülkelerden biriydi. İstanbul limanı 408 bin 48 kişi ile en fazla ziyaret alan 5’inci liman olurken bu alanda ilk sırada 824 bin 96 ziyaret ile Kıbrıs limanları yer alıyordu. 2017 yılsonu verilerine baktığımızda ise en fazla ziyaret alan 10 liman arasından Türkiye’den hiçbir liman yer almazken, 2000 yılında 573 bin 571 ziyaret ile 3’üncü sırada yer alan Barcelona, 2017 yılına geldiğimizde ise 2 milyon 712 bin 242 kişiyi ağırlayarak bu alanda ilk sırada yer aldı.