“Mülteci denilemiyor”

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, “Avrupa ülkeleri dışından yani Irak, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden gelen kişilere mevzuat açısından mülteci denilemiyor” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 07.10.2018 13:05
  • Güncelleme Tarihi : 07.10.2018 13:05
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Mülteci denilemiyor” haberinin görseli

MEHMET EMİN YENİAY/ANKARA
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) tarafından Ankara’da gerçekleştirilen ‘Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları’ konulu toplantının ikinci gününde toplumun yanı sıra yazılı ve görsel basında mültecilerle ilgili konularda doğru terminoloji ve kavramların kullanımı tartışıldı. Mülteci Destek Derneği (MUDEM-RSC) Genel Koordinatörü Safa Karataş moderatörlüğündeki toplantıya SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, HaberTürk Gazetesi Yazarı Muharrem Sarıkaya, Reuters Haber Ajansı Foto Muhabiri Ümit Bektaş, Kanal D Ankara Temsilcisi Ercan Gürses, UNFPA Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru ve İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ayşad Güdekli konuşmacı olarak katıldı. 
SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, halk arasında çok sık kullanılan ‘Mülteci’ kavramının özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen hareketlilik sonrasında ülkelerin bir araya gelip 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi ile ortaya çıkan bir olgu olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu sözleşmeye coğrafi sınırlandırma koşulu ile imza attığından bahseden Kavlak, “Türkiye, ‘Ben Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden gelen kişilere mülteci derim’ demiş. Yani Avrupa dışından gelenlere baktığımızda Irak, İran, Suriye ve Afganistan gibi birçok ülkeden gelen kişilere, Türkiye kendi mevzuatı açısından mülteci demiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin kendi mevzuatı açısından bu kişilere mülteci denilemiyor. Bizler Uluslararası terminolojiye göre mülteci diyoruz ama bu kişilerin farklı farklı statüleri bulunmakta” diye konuştu.



3 TEMEL ÇÖZÜM
Mülteci, göçmen ya da sığınmacı kavramları arasındaki farkları anlatan Kavlak, ülkelerin mülteci sorununa ilişkin 3 temel kalıcı çözüm ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Birincisi kişilerin tüm sorun kalktığında ülkelerine kalıcı olarak dönmeleri. İkincisi, üçüncü bir ülkeye yerleştirme. Üçüncüsü de yerel bütünleşme. Yani kişiler sığındıkları ülkelerin dilini, kültürünü yapısını öğrendikten sonra hayatlarına devam ederler” dedi. HaberTürk Gazetesi Yazarı Muharrem Sarıkaya, Türkiye’nin 1951 yılında imzaladığı Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne göre kavramda ülkede 33 mültecinin bulunduğunu aktardı. Sarıkaya, “Gerçeği 33 kişi mi? Türkiye’de mülteci, sığınmacı diye nitelendirebileceğimiz 3,5 milyon kişi yok, 12 milyon kişi var. Biz ne çabuk unuttuk Somali’den, Afganistan’dan gelenleri. Eskiden bazı illerimizde Afgan mahalleleri var. Koca bir köy kurmuşlardı. Afganlar şuan aramıza karıştı. Şuan hiç Afgan kalmadı. Bizim bu dili değiştirmemiz gerekiyor. Devlet yazışmalarında bile sığınmacı değil, mülteci kavramı kullanıyoruz” diye konuştu.
Reuters Haber Ajansı Foto Muhabiri Ümit Bektaş, Kanal D Ankara Temsilcisi Ercan Gürses, UNFPA Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru ve İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ayşad Güdekli de mülteci sorunu ve bu sorunla ilgili düşüncelerini katılımcılara aktardı.