- Gündem
- 28.06.2025 15:17
Halkların Köprüsü Derneği tarafından hazırlanan Türkiye Mülteci Raporunda, mülteci sorunu hakkında yapısal çözümlerin üretilmesi gerektiğine yer verilerek, bu amaçla ilgili bir bakanlığın kurulması istendi
E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmirde mülteci sorunu üzerine yaptıkları çalışmalarla tanınan Halkların Köprüsü Derneği, 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününde Türkiye Mülteci Raporunu açıkladı. Türkiye İnsan Hakları Vakfının da imzacı olduğu basın toplantısında raporu sunan Dernek Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi, mültecilere statü verilmemesi, Geçici Koruma Statüsünün tanıdığı kısıtlı haklar, vatandaşlığın sadece diplomalı ve zengin Suriyelilere verilmek istenmesini eleştirdi. Mülteci sorununa çözüm önerilerinin de yer aldığı raporda, Orta Doğuda barışcıl çözümün sağlanması, mültecilerin yaşadıkları sorunlar karşısında yapıcı çözümlerin üretilmesi, Göç Bakanlığının kurulması, coğrafi çekincenin kaldırılarak bütün mültecilere statü verilmesi, yeni istihdam alanlarının yaratılması ve şeffaf bir politika izlenmesi şeklinde maddeler yer aldı.
TÜRKİYEDE 3,5 MİLYON SURİYELİ YAŞIYOR
7 yıldır devam eden savaşta 500 bin insanın hayatını kaybettiğini ve 6 milyondan fazla Suriyelinin evini terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Terzi, Kayıtsız olanlar da dahil edildiğinde şu anda 3,5 milyon Suriyeli Türkiyede yaşamaktadır. Resmi verilere göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 4ünü, gerçek rakamlara göre ise yaklaşık yüzde 5ini Suriyeli mülteciler oluşturmaktadır. Bugün mülteci kabul etmeme konusunda tüm dünya devletleri birbirleriyle yarışmaktadır. Batı ne savaşı sona erdirmek ne de mülteci göçünü paylaşmak niyetindedir. Oysa mülteci göçünü azaltmanın, bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamanın ve geri dönüş̧ dahil tüm haklarını korumanın sadece Suriyedeki savaşın sona erdirilmesi ile mümkün olduğunu herkes biliyor diye konuştu.
MÜLTECİLERİN ÇALIŞMA YAŞAMI
Haziran 2016dan bu yana Suriyelilere koşullu çalışma izni verilmişse de sadece yaklaşık 10 bin Suriyeli mültecinin resmi belgeli ve sigortalı olarak çalışabildiğini belirten Terzi, şunları kaydetti: Ocak-kasım 2016 arasında yaklaşık 10 bin kişinin resmi kayıtlı çalıştığı biliniyor. Kayıt dışı çalıştığı tahmin edilen Suriyeli sayısı ise 300 bin ila 500 bindir. Türkiye, Suriyeliler ile ilgili istihdam politikası geliştirmediği için pek çok insan işsizliğin yarattığı mecburiyetten, nitelikli ve eğitimli bir kısım da uygun iş bulamamak yüzünden yasal ya da kaçak yollarla Avrupa ülkelerine göç ettiler. Türkiyede kalan Suriyelilerin büyük çoğunluğu kayıt dışı sektörde, çok kötü koşullarda çalışıyor. Suriyelilerin normal bir yaşam için gelir sağlayacakları sigortalı, güvenceli istihdama ihtiyaçları vardır. Böyle büyük ve ani bir istihdam gereksinimi özel sektörün eline ve piyasa kurallarına bırakılamaz. Devletin uzun vadeli kamucu bir istihdam stratejisi geliştirmesi şarttır. Aksi taktirde Türkiye emek piyasasının var olan yapısal sorunları derinleşecek ve içinden çıkılamaz bir hal alacaktır.
SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM
Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetlerine erişimde hala ciddi engeller yaşadıklarına vurgu yapan Terzi, Sağlık hizmetleri ve eğitim hakkı gibi temel haklara erişmek için geçerli kimlik kartına sahip olmak bir ön koşuldur. Kimlik çıkana dek mülteciler kamusal hizmetlerden faydalanamamaktadırlar. Bu işlemler özellikle yoksul, dil bilmeyen mülteciler için büyük zorluk içermekte ve genellikle iş bulmak için il değiştiren mülteciler yeni yerleşim yerinde kayıt yaptıramamaktadırlar. Mülteci çocukların aşılanması ve gebelik takibi gibi önleyici sağlık hizmetlerinin sunulmasında büyük problemler yaşanmaktadır. Özellikle hastanelerde tercümanlık hizmeti sunulmadığı için mülteciler nitelikli hizmet alma konusunda sıkıntılar yaşamaktadırlar. Türkiyede hali hazırda kapasitelerini zorlayarak hizmet veren hastaneler özellikle sınır illerinde Suriyeli mülteci nüfusunun eklenmesi ile ciddi bir kapasite sorunu yaşamaktadırlar. Mülteciler ilaca erişimde de bürokratik engellerle karşılaşmaktadır; ya ilaçsız kalmakta ya da kısıtlı bütçelerinden harcama yapmak zorunda kalmaktadırlar. Kronik hastalıkları olanlar için bu durum büyük bir sorundur. Engelliler için rehabilitasyon hizmetlerine erişim çok kısıtlıdır dedi.
GÖÇ BAKANLIĞI KURULMALI
Suriyede ve Orta Doğuda devam eden savaş ve çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Terzi, Türkiye dış politikasını, Suriyede ve Orta Doğuda barış tesis etmek üzere oluşturmalıdır. Şimdiye kadar misafir söylemi ile yürütülen hayırseverlik, din kardeşliği dayanışması, komşuluk dayanışması gibi yaklaşımlar terk edilmeli devletin mülteci meselesinde siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik düzeylerde yapısal çözümler üretmesine hızla başlanmalıdır. Bu amaçla ilgili bir bakanlık, Göç Bakanlığı kurulması düşünülebilir. Mültecilere mülteci statüsü verilmemesi sosyal entegrasyonun önündeki en önemli engeldir ve Türkiye BM Sözleşmesine koyduğu coğrafi sınırlamayı kaldırmalıdır. Sadece Suriyelilerin değil tüm mültecilerin sosyal entegrasyonu hedeflenmelidir. Vatandaşlığa geçiş kolaylaştırılmalı ve eşit vatandaşlık için Anayasada bu yönde demokratik değişiklikler yapılmalıdır. Mültecilerin barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerinde vatandaşlar ile eşit haklar ve imkanlara kavuşması gerekir. Mültecilerin emek piyasasına entegrasyonu için devlet etkin rol oynamalı ve kamuda yeni istihdam yaratılmalı, informel sektör ve kayıt dışı istihdam ile etkin mücadele etmelidir. Mültecilerin sendikalara üye olmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır açıklamasında bulundu.