- Gündem
- 10.05.2025 20:29
Halkların Köprüsü Derneği üyesi avukat Ayşegül Karpuz, Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi'nin hapishane formatında kurgulandığını ve mültecilere bu koşulları dayatılarak ülkelerine gönüllü olarak geri dönüş zorlaması yapıldığını iddia etti
TANER UYANIKER
Türkiye ile AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması sonrası Yunanistan'dan gönderilen mültecilerin gönderildiği Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi'nde mültecilerle konuşan Halkların Köprüsü Derneği üyesi avukat Ayşegül Karpuz, gözlemlediklerini basınla paylaştı.
Dernek binasında yapılan açıklamada Karpuz, Kırklareli Pehlivanköyde bulunan Geri Gönderme Merkezinde (GGM) 1 aydır haklarında herhangi bir işlem yapılmadan tutulan mültecilerin yakınları derneğimize ulaşarak yardım talebinde bulundular. Halkların Köprüsü gönüllüsü bir avukat olarak ben Pehlivanköye giderek mültecilerle görüştüm. Öncelikle belirtmek isterim ki kuruma resmi olarak 5 mülteci ile görüşme talebinde bulundum. Ancak kurumdan aldığım cevap diğer mültecilerin dosyalarının Yunanistandan gönderilmediği bir karışıklık olduğu bu nedenle görüşemeyeceğim şeklindeydi. Elbette ki bunun da hukuki bir karşılığı bulunmamaktadır. Söz konusu mülteciler hukuki olarak tanımlamak gerekirse; idari gözetim altında tutulan yabancılardır. Şu an yürürlükte bulunan YUKHKa göre her daim hukuki yardımdan faydalanma ve her zaman avukatlarıyla görüşme hakkına sahiptirler dedi.
AİLELER BİRBİRLERİNE KELEPÇELENDİ
Türkiyeye geri gönderilecekleri bilgisinin mültecilere iletilmediğini iddia eden Karpuz, Kendilerine Yunanistanın başka bir adasına götürüldükleri yalanı söylenmiştir. Herhangi bir hukuki yardımdan faydalanmadıkları gibi bir göç uzmanı ile mülakat da yapmamışlardır. Uluslararası koruma hakları hatırlatılmamıştır. Ki bu insanların mülteci olup olmadıkları kararının verilebilmesi için bir göç uzmanıyla 1 saat 45 dakika görüşülmesi gerekmektedir. 16 saat küçük odalarda tutulmuşlar daha sonra dilini anlamadıkları belgeler imzalatılmıştır. Otobüslere ve gemilere bindirilirken yalnız olan erkek mültecilere zor kullanılmıştır. Aile olan mülteciler birbirlerine kelepçelenerek gemilere bindirilmiştir. Bu işlemleri ABnin sahil güvenlik elemanları yapmıştır. Özetle bu anlaşma uygulamaya geçildiği bu ilk örneğiyle hukuka aykırı olarak AB tarafından uygulanmaktadır ifadelerini kullandı.
MÜLTECİLERE PSİKOLOJİK BASKI YAPILIYOR
Pehlivanköy GGMnin hapishane formatında kurgulandığını iddia eden Karpuz, şunları söyledi: Televizyon, gazete, kitap, kağıt, kalem, telefon, internet yok. Sabah kahvaltıdan sonra 15 dk. öğle yemeğinden sonra 15 dk. ve aksam yemeğinden sonra 15 dk. olmak üzere günde 45 dk. havalandırmaya çıkmaktadırlar. Kapıların üzerlerine kilitlendiği bilgisine ulaşılmıştır. Görüşme yapılan mülteciler bu hapishane koşullarına daha fazla katlanamayacaklarını iletmişlerdir. Bu durum göstermektedir ki Türkiyede de mültecilere yepyeni lüks geri gönderme merkezlerinde hapishane koşulları dayatılarak ülkelerine gönüllü olarak geri dönüş zorlaması yapılmaktadır. Mültecilere psikolojik baskı yapılıyor.
EMPERYALİST GÜÇLERİN OYUNU
Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Cem Terzioğlu ise bunun bir mülteci krizi olmadığını en zenginlerin en yoksullara karşı yürüttüğü kirli bir savaş olduğunu ifade etti. Terzioğlu, Kendi ulus devletinin temel yurttaşlık haklarından mahrum olduğu gibi, uluslararası karar alıcı örgütler tarafından da insan haklarından mahrum bırakılmış; tüm uluslar ailesinden dışlanmış, haklara sahip olma hakkından mahrum bırakılmış bu insanlar topluluğuna karşı başta AB olmak üzere emperyalist devletler kirli bir savaş yürütüyor, onları ölüm yolculuklarına ya da savaş, çatışma alanlarına sürüyorlar. Yaşamalarına izin vermiyorlar. Bu savaşta mültecileri yalnız bırakmayacağız dedi.