Müzik yasağına tepki: Yaşam tarzına saldırı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müzik yasağı’ açıklamasını ‘ideolojik’ olarak nitelendiren müzisyenler, “Bu açıkça bir yaşam tarzına saldırı” sözleriyle kısıtlamaların sürmesini eleştirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 23.06.2021 07:51
  • Güncelleme Tarihi : 23.06.2021 07:51
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Müzik yasağına tepki: Yaşam tarzına saldırı! haberinin görseli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kademeli normalleşme çerçevesinde müzikli eğlence mekanları ile ilgili kısıtlamanın saat 24.00’ten itibaren süreceğini açıklaması ve “Kusura bakmayın, gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur” ifadelerini kullanması tepki çekti. Erdoğan’ın bu açıklamalarına başta müzisyenler olmak üzere çok sayıda sosyal medya kullanıcısı #kusurabakıyoruz etiketiyle tepki gösterirken, söz konusu yasak ‘ideolojik’ olmakla eleştirildi.

SANATÇILAR İNTİHARA SÜRÜKLENDİ

Pandemi sürecinde uygulanan yasaklara rağmen hükümet tarafından yeterli desteğin verilmemesi nedeniyle müzisyenlerin yoksulluğa, borca ve intihara sürüklendiğini dile getiren Müzisyen Serdar Türkmen, “Yapılanı, bir mesleğe yapılan haksızlık olarak görmek eksik kalır, bu açıkça bir yaşam tarzına saldırı. Mevcut iktidarın alkol zamları, eğlence yerlerine dönük kısıtlamaları, eğitim ve kültür alanındaki ortaçağ karanlığı uygulamalarıyla bir arada ele alınmalı. Yaşamlarını korumak isteyenler sokaklara çıktılar, haklarını aradıklarında karşılarına kolluk güçleri dikildi. Maalesef bu baskı rejimine karşı etkili bir cevap veremedik. İktidar öte yandan tüm sanat disiplinlerinden sanatçıları yoksulluğa, borca ve intihara sürükledi. Sanat kurumları, birlikler aslen politik olan bu saldırıya cılız da olsa mesleki olarak cevap vermeye çalıştılar. Pek çok kurum, iktidarın yarattığı pisliğe ortak oldu. Sadaka düzeyindeki desteklerin aracısı olarak itibarlarını toparlamaya çalıştılar ama nafile. Saray takımından iş alma ihtimali güçlü olan sanatçıların dışında herkes yeterince öfkeli. Bu baskı rejiminden çıkmak, çalgılarımızı özgürce çalmak, şarkılarımızı hep birlikte söylemek için sesimizi gürleştirmeliyiz” sözleriyle kısıtlamaların sürmesini eleştirdi.

KÜLTÜREL KÖKSÜZLÜK İNŞASI

Müzik yasağının pandemiyle alakası olmadığını savunan Müzisyen Kasım Taşdoğan da, “Diktatöryal yönetimlerin bütün dünyada inşa süreçlerine bakmak lazım aslında. Bu inşa süreçleri çoğunlukla yerleşik kültürün tahrifatı sağlandıktan sonra başlar. Bu bir aşamadır. Önce yerleşik kültürü deforme edersiniz, sonra deformasyon olan kısmı ‘toplumsal hassasiyete’ çevirir onu bir kültür olarak görür ve muhafaza edersiniz. Türkiye’de de bu kültür inşa ediliyor. Üstelik yeni de değil. Daha önce bunu Ahmedê Xanî, Uğur Kaymaz heykellerini kaldırıp, uyduruk karpuz-kadayıf heykelleri koyarak da yaptılar. Bu elbette toplumun büyük bir kısmının eğlence kültürüne ve müzisyenlerin yaşam hakkına müdahaledir ama buna sadece müzik üzerinden bakarsak eksik kalır. Bu bir kültürel köksüzlük inşasıdır” ifadelerini kullandı.

HAYATLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR

“İşlerimiz değil hayatlarımız elimizden alınıyor” diyen Müzisyen Çağlar Okumuş ise müzik yasaklarına yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Son alınan kararlar doğrultusunda görüyoruz ki ülkemizdeki ‘sanat’ adı altında alınan bütün kararlar pandemi süreciyle ile bağdaşmıyor. Demokrasi çatısı altında yaşadığımızı zannettiğimiz ülkemizde bir kez daha görüyoruz ki, insanların yaşamak istedikleri hayatlar ellerinden alınıyor. Bu açıklamayla birlikte bir buçuk senedir süre gelen ‘eğlence sektörü’ yasaklarının pandemi ile alakalı olmadığının kesin ispatına da şahit olmuş olduk. Müziğin birleştirici özelliğini görmek yerine, bunu insanları ‘rahatsız etme’ olarak gören bir algıyla karşı karşıyayız. Bugün bize ise yarın sana. Demokrasine ve yaşama hakkına sahip çık.”