“Müzisyenlerin pandemisi bitmez, dayanışmaya mecburuz!”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Müzisyenler ve geçimini müzikten sağlayanlar, salgının yarattığı kriz ortamından ağır etkilenmeye devam ediyor. Yılların emeğini bir kenara bırakıp farklı iş arayanlar, göç edenler de var, çeşitli yardımlarla ayakta kalmaya çalışanlar da… Bu ortamda Peyk grubunun öncülüğünde, İrfan Alış’ın fikriyle ‘Olta Dayanışma Albümleri’ ortaya çıktı. Grubun sosyal medya hesaplarından aktarılan duyuru sonrası, aynı yolda yürüyen müzisyenler bir araya gelerek albümleri oluşturdu. Gönderilen şarkılar Veys Çolak’ın editörlüğünde bir araya getirilerek, Olta Dayanışma 1 ve 2 adı altında tüm dijital platformlara yüklendi. Serinin diğer albümleri de her ay yüklenmeye devam edecek. Tüm gelir bağımsız ve zor durumda olan, geliri kesintiye uğramış müzik ve sahne emekçilerine aktarılacak. Albümde profesyonel isimler de var, hayatında ilk kez kayıt yapmış isimler de. Müzisyenler arasındaki dayanışmayı güçlendirmesi umudu adına denize bir olta attıklarını söyleyen Alış, “Kimi müzik enstrümanlarını sattı, kimi aileye yaslandı, kimi evinden çıktı. Pandemi bitse bile müzisyenin pandemisi bitmez maalesef. Dayanışmaya mecburuz. Sonu olmayan albümler silsilesi yaratmak amacımız. Belki binlerce albüme giden bir geleneğe dönüşür. Buradan müzisyenler dayanışmaya da gidebilir, kooperatif kurabilir. Plak şirketi denilen kavramı yok da edebilirler” dedi.
KAZANÇ YOK, KONSER YOK...
Müzik sektörü ve emekçilerinin pandemiden nasıl etkilendiğini anlatan Peyk grubunun solisti İrfan Alış, “Pandemi başladığı zaman, evlere tıkılıp kaldık. İşte bugünlerde albüm fikri aklımıza düştü. Bir arkadaş grubu ile birlikte, hadi yapalım dedik ve sosyal medya hesaplarımızdan ilan verdik, çevreye haber saldık ve böylelikle ilk adım atılmış oldu. Çoğu müzisyen maalesef bu dönemde hiçbir şey kazanamadı. Kimisi müzik enstrümanlarını sattı, kimisi aileye yaslandı, kimisi evinden çıktı. Telif hakkı alınamayan bir ülkede sigortasız olarak çalışmanın soğuk yüzüyle karşı karşıya kaldılar. Pandemi bitse bile müzisyenin pandemisi bitmez maalesef. Dayanışmaya mecburuz. Müzisyenler adeta rezil oldular. Kazanç yok, konser yok, yardım zaten yok. Müzisyenler olarak konserleri unuttuk, unutacağız, öyle gözüküyor. Bu ülkede sanat dünyası örgütsüz, sahipsiz… Devletin bir sanat politikası yok, olmadı ve olmayacak… Yurt dışında insanlara yardım edildi. Onlara bakıp bizde neler yapılmadığını görebiliriz. Bizde aksine destek yerine yasaklar var” diye konuştu.
HER AY BİR DAYANIŞMA ALBÜMÜ
Müzisyenler arasındaki dayanışmayı güçlendirmesi umudu adına oltayı attık denize diyen Alış, “Bu albümde benim en çok hoşuma giden şey, her yaştan ve her türden pek çok müzisyeni içeriyor olması. Çok profesyonel müzisyenler de var bu albümde, hayatında ilk kez kayıt yapmış müzisyenler de var. Orkestra kaydı da var; tek gitarla seslendirilmiş muhteşem şarkılar da... Benim niyetim, bu salgın bittiğinde bu çalışmayı üretim odaklı bir yöne evriltmek. Evet albümün ismi Olta. Bunu da Facebook üzerinden sordum ve öyle karar verdik. Hoşumuza gitti bu isim. Biz umut arıyoruz aslında. Hani olta atarsın ne geleceğinden de çok emin değilsindir aslında. Bir umut... Bu proje devam ederse güzel bir kooperatife dönüşebilir. İnsanlar bir şekilde ayakta kalabilir. Hayalimiz bin albüm. Binlerce şarkı yayınlamaya çalışmak. Baya büyük bir hayal. Madem bu bir hayal, neden azına razı olalım. İnsanlar Olta Dayanışma’nın sosyal medya hesaplarını takip etsinler. Bu oluşuma destek versinler. Bu bizim sesimiz, hepimizin sesi. Önümüzdeki albümlere kayıt göndermek isteyenler de şarkılarını veyscolak@gmail.com adresine gönderebilirler. Bu müziklerin teknik olarak iyi kaydedilmiş olmaları çok önemli bizim için. Bu müzikleri insanlar dinleyecek ve onlara müziğimizi en iyi şekilde ulaştırmaya çaba harcamalıyız. Bu proje nereye varır, hep birlikte göreceğiz. Ama benim umudum sonuna kadar var” ifadelerini kullandı.
UMUT DENİZİNE BİR OLTA…
Olta Dayanışma Albümleri’nin ikincisine ‘Kırmızı’ adlı şarkısı ile destek veren İzmirli müzisyen Ömer Erciyes ise, dayanışmanın önemine dair şunları söyledi: “Son iktidarın sanat politikalarıyla birlikte müzikten hayatını kazanan insanların hayat standartları açlık sınırına inmiş, Türkiye’deki büyük stüdyolar kapanmış, konser sayısı dörtte birine inmiş, müzik festivalleri yok olmuştu. Dünyayı saran salgınla birlikte zaten üvey evlat muamelesi gören müzisyenler artık açlık sınırını da aşıp, yiyecek ve barınma için kaynak bulamaz haline geldi. Salgınla birlikte evini boşaltan, sokağa düşen, yıllarca yaptığı mesleğini bırakıp başka işlerden geçimini sağlamaya çalışan çok sayıda sahne emekçisi ve müzisyen kısaca müzik insanı olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu insanlar Mart 2020’den beri aldıkları aile/arkadaş destekleri, önceki birikimleri, kredilerle idare etmeye çalıştılar, hiçbir geliri olmayan internet konserleriyle varlıklarını göstermeye çalıştılar. Yaz zamanı gevşeyen yasaklarla birlikte biraz güç toplasalar da, müzik emekçilerini bu kış trajik zamanlar beklemekte. Olta Dayanışma işte tam böyle bir zamanda umut denizine bir olta attı. Hem üreten insanlardan hem de dinleyenlerden öyle güzel tepkiler geldi ki, birkaç albüm değil belki de zaman içinde onlarca albümü bulabilme, bağımsız müzisyenler için bir platform oluşturma hayallerimize ön ayak oldu. Bu hayaller için zaman biraz erken olsa da, onlarca bestecinin, enstrümancının, stüdyonun koşulsuz desteği aslında ne kadar büyük bir güç olduğumuzu da bize hatırlattı. İkinci albüm çıktı, üçüncü ve dördüncü hazır. Türkiye’nin sanat çöllerinde susuzluktan kırılırken 150 kişi bir araya geldi ve bir çukur kazıp su aradılar. Şimdilik herkese yetecek su bulamasak da bir araya gelip dayanışmayla neler yapılabileceğimizi gördük. Bu kadar büyük bir umut balığı tutacağını Olta Dayanışma’nın kendisi de bilmiyordu.”
 

Haber Merkezi